03.01.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:
ANKARA Milliyet
Özel Yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliği, Ankara’daki bazı üniversitelerde baskı ve şiddet unsurları kullanıldığı, bazı kişilerden “çökme” olarak tanımlanan yöntemle, baskı ve şiddet uygulanarak para alındığı iddiaları üzerine çoğu Ülkü ve Alperen Ocaklarına üye bir grup ile ilgili soruşturma başlatmıştı. “Silahlı suç örgütü kurmak, yönetmek ve üyesi olmak” suçlarından başlatılan soruşturma kapsamında geçtiğimiz hafta gözaltına alınan Gürsoy, savcılık sorgusunun ardından tutuklanması istemiyle sevkedildiği mahkemeden serbest bırakılmıştı. Soruşturmayı yürüten özel yetkili Ankara Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili’nin karara itiraz ettiği ve Gürsoy hakkında yakalama kararı çıkarıldığı öğrenildi. Yakalama kararına Gürsoy’un avukatı Fahri Maden’in itiraz ettiği, ancak bu itirazın da reddedildiği kaydedildi.
İtirazın reddedilmesi üzerine Gürsoy, dün avukatı Maden ile birlikte özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na geldi. Gürsoy, Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hakimliği’nde sorgulandıktan sonra “silahlı suç örgütü yöneticisi olmak” suçundan tutuklanarak, cezaevine gönderildi.
Niye Reis diyorlar?
Gürsoy’un, Ankara’da Ülkü ve Alperen Ocakları üyelerinin de katıldığı PKK’yı kınama mitingine katılmaları için Ülkü ve Alperen Ocakları üyelerine para verdiği, bu kişilerin suç oluşturan eylemlerini finanse ettiği iddia edildi. Gürsoy’a, ifadesi sırasında, “Sana niye başkanım, reis diyorlar?” diye sorulduğu öğrenildi. Gürsoy’un, “Ben 10 sene Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcılığı yaptım. Doğal olarak bana bu şekilde hitap ediyorlar” yanıtını verdiği kaydedildi.