14.08.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Müjde Işıl - Coğrafi olarak hayli uzak düşsek de Hindistan’dan çıkan filmleri seviyoruz. Geniş coğrafyasından gelen kadim kültürü, gelenekleri, duygusal yoğunluğu, iki film çıkartacak uzun süresi, rengârenk kostümleri ve sempatik dans figürleri ile bazen farklı bazen de tanıdık bir çerçeve sunuyor bizlere. Farklı diyoruz çünkü müzik ve dansın bu kadar baskın olması bize epey yabancı. Tanıdık diyoruz çünkü toplumsal ve ekonomik sorunlarından kadınlara yönelik baskıcı bakışa, aşırı duygusallıklarına kadar ortak noktalarımız yok değil. Sinemalarımıza Hint filmleri pek sık uğramıyor maalesef. Hazır “Forrest Gump”ın yeniden çevrimi “Laal Singh Chaddha” perdeye gelmişken tarih sayfalarını karıştırıp dert edindikleriyle önplana çıkan Hint filmlerine bakalım.
“Awaara” (1951)
Tüm dünyayı kasıp kavurduğu gibi ülkemizde de büyük hayran kitlesi edinmiş, şarkısı dillere pelesenk olmuş bir sinema klasiği. Raj Kapoor’un yönetip başrolü Nargis ile paylaştığı film, sınıf ayrımı ve yoksulluk üzerine odaklanarak seyirciyi tam kalbinden vuruyor; tüm dünya Hint sinemasının büyük başarısından konuşuyor. Film sadece duygusal hikâyesiyle değil, çekim tekniğiyle de hayran bırakıyor. Lata Mangeshkar’ın şarkı söylediği dokuz dakikalık rüya sahnesi hâlâ unutulmaz.
“Pather Panchali” (1955)
Satyajit Ray, Hindistan’ın sinemadaki ilk uluslararası yıldızlarından biri. Daha ilk filmi “Pather Panchali” ile 1956’da Cannes’da Altın Palmiye için yarışıp festival tarihinde sadece bu film için verilen En İyi İnsani Belge Ödülü’nü kazanıyor. Kitap uyarlaması olan yapım, fakir bir ailenin yoksul yaşantısına odaklanıyor. Ailenin babasının bir türlü evi geçindirecek düzen kuramaması, sorumluluğu kadınlara yüklüyor. Ray filmde hem yoksulluğa hem de cinsiyet eşitsizliğine vurgu yapıyor.
“Mother India” (1957)
Oscar’larda En İyi Yabancı Film dalında yarışan ilk Hint filmi… Oscar’ı “Le notti di Cabiria” ile Fellini aldı ama olsun… Büyük Britanya’dan bağımsızlığını alan Hindistan’da çiftçilerin feodal düzen ve toprak sahipleri tarafından sömürülmesinin yürek burkan hikâyesini anlatıyor film. “Avare”den tanıdığımız Nargis, kocası tarafından terk edilmiş üç çocuklu Radha’yı canlandırıyor. Sinemamızın çok sevdiği hem fedakâr hem de güçlü anne figürünü bu filmde de görürüz.
“Salaam Bombay!” (1988)
Oscar’larda En İyi Yabancı Film dalında yarışan ikinci Hint filmi… Ama bu sefer yönetmen koltuğunda bir kadın var: Mira Nair. Bombay sokaklarında yaşayan ve çeteler, suçlular arasında hayatta kalmaya çalışan çocukların hikâyesini anlatan film, sert ve gerçekçi anlatımı ile dikkat çekiyor. Filmde gerçekten sokakta yaşayan çocuklar rol alıyor.
“Lagaan” (2001)
Oscar’larda En İyi Yabancı Film dalında aday gösterilen şimdilik son Hint filmi olan “Lagaan”, 19 YY’dan bir başkaldırış öyküsü anlatıyor. O yıllarda İngiliz sömürgesi olan Hindistan’da kuraklıktan etkilenen bir köy kafa kafaya veriyor; kriket oynayarak zalim imparatorluk yöneticilerine meydan okuyor. O sene Oscar’ı “No Man’s Land” kazanıyor.
“3 Idiots” (2009)
Yakın dönemde Aamir Khan’sız bir Hint sineması düşünülemez. Rol aldığı filmlerde bir yandan ülkesinin geleneklerini ve kültürel zenginliğini dünyaya tekrar ve tekrar anlatırken bir yandan da yine ülkesinin sorunlarına parmak basıp bir nevi hocalık yapmayı seviyor. “3 Idiots” onun en sevilen filmlerinden. Hindistan’ın en iyi mühendislik okulunda okuyan öğrencilere odaklanan film, eğitim sisteminin puan başarısı ve tek tipleştirme hedefine isyan ediyor. Bu sorun o kadar evrensel ki dünyanın farklı coğrafyalarının da bam teline basıyor.
“Pink” (2016)
Avukat Deepak, nüfuslu bir erkek ile arkadaşlarının taciz ettiği kızları savunmaktadır. Herkes nüfuslu erkek gücü karşısında kadınların her zaman haksız görüleceğine, zaten kadınların kendi iradeleriyle erkeklerin kurallarına karşı gelemeyeceklerine yani genç kızların bu davayı kaybedeceğine emindir. Ta ki Avukat Deepak “’Hayır’ bir kelime değil, bir cümledir” diyene dek… Mahkeme bölümü unutulmaz.
“Dangal” (2016)
Aamir Khan bu sefer, kız çocuklarına eşit fırsat sunulduğunda erkeklerin başarabileceği her şeyi, hatta daha fazlasını gerçekleştirebileceği mesajını veriyor. Film için aldığı kilolarla sıkça gündeme Khan, Hindistan’ın uluslararası alanda başarılı olmuş ilk kadın güreşçileri, Geeta Phogat ve Babita Kumari’nin babasını canlandırıyor. Kızlarına sıkı disiplin uygulayan ama erkek egemen toplumda onların arkasında da duran baba rolünde Khan, yine farklı coğrafyalar için dert ortağı oluyor.