Kültür Sanat‘Carmina Burana’nın sırrı

‘Carmina Burana’nın sırrı

13.10.2024 - 07:01 | Son Güncellenme:

Koro sanatçıları, bale sanatçıları, modern dans topluluğu ve elbette çocuk korosu ile balesindeki geleceğin yetenekleri, sahnede bir saniye aksamayan bir reji ve koreografi ile “Carmina Burana”nın görkemine yaraşır bir performans sahnelerken getirdikleri modern yorumla ölümsüz eseri bir üst noktaya taşıyorlar.

‘Carmina Burana’nın sırrı

Efnan Atmaca  -Carmina Burana” neden zamansızdır, neden çok sevilir? Bu soruların cevabı, eserin bestecisi Carl Orff’un müziğindeki ritim kavramında yatıyor. 1895 yılında doğan Alman müzisyen 1924’te dans öğretmeni Dorothee Günther ile genç kızlara müzik eğitimi vermek için Münih’te bir okul kurdu. Ve bu okulda çocuklar için müzik eğitimine yönelik araştırmalar yaptı. Orff yaptığı araştırmalarla çocuklardaki doğal müzik yeteneklerinin basit vurmalı ve yaylı çalgılar yoluyla geliştirilebileceğini fark etti. Günümüzde de onun geliştirdiği teknikler pek çok ülkede ve okulda kullanılıyor. Orff’a göre çocuklara müzik öğretmenin, yetişkinlere de müziği sevdirmenin yolu ‘ritim’den geçiyor. İşte “Carmina Burana”nın bu kadar sevilmesinin sırrı da burada yatıyor. “Carmina Burana”, Münih’teki Bayern Kütüphanesi’nde bulunan; 11, 12 ve 13.YY’dan kalan 254 şiir ve dramatik metinden oluşuyor. Carl Orff, Kader Tanrıçası Fortuna ile Aşk Tanrıçası Venüs arasındaki ilişkiyi konu alan ve doğayı ile aşkı dile getiren metinlerden seçilmiş şiirleri sahne kantatı olarak 1936 yılında besteliyor. “O Fortuna”, eserin lokomotifi görevini görüyor. Dinleyen herkesi kıştan yaza uzanan bir duygu yolcuğuna çıkarıyor. 

Haberin Devamı

250 kişilik kadro 

“Carmina Burana”, İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin geçen yıl sezonun sonuna doğru prömiyerini yaptığı en iddialı yapıtlarından biri. Çünkü solistleri, orkestrası, korosu, bale sanatçıları, çocuk korosu ve balesi, Modern Dans İstanbul sanatçıları ve özel tasarım ekiplerinin oluşturduğu yaklaşık 250 kişilik kadrosuyla sahneye koyuyor bu ölümsüz eseri. Atatürk Kültür Merkezi’nin tüm teknik imkânları da bu kadroya eklenince ortaya görsel bir şölen çıkıyor. Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Tan Sağtürk de bu şöleni “Teknik, mekanik tarafı ön plana geçirdiğimiz bir çalışma modeli oluşturmaya çalıştık. Yani dekorumuz aslında sahnenin bizzat kendisi” diyerek özetliyor. Koro sanatçıları, bale sanatçıları, modern dans topluluğu ve elbette çocuk korosu ile balesindeki geleceğin yetenekleri, sahnede bir saniye aksamayan bir reji ve koreografi ile “Carmina Burana”nın görkemine yaraşır bir performans sahnelerken getirdikleri modern yorumla ölümsüz eseri bir üst noktaya taşıyorlar. Üstelik kimse birbirinden rol çalmadan.

Haberin Devamı

Teknolojik imkânlar tüm bu görsel şölenin aynı anda seyirciyle buluşmasını sağlıyor. Yükselen sahne seyirciye üç aşamalı olarak sanatçıların performanslarına şahit olma olanağı tanıyor. Teknolojinin sanata nasıl destek verebileceğine dair önemli bir örnek oluşturuyor. Elbette final “O Fortuna”yla geliyor. Sitem barındıran bu hiç eskimeyen eser, görsel şölene vurduğu müzikal damgayla masalsı geceyi sonlandırıyor. Eserin orkestra şefliklerini Tolga Atalay Ün ile Zdravko Lazarov dönüşümlü olarak gerçekleştirirken rejisinde Volkan Ersoy ile Ayşem Sunal Savaşkurt’un imzası bulunuyor. Koreografide emeğe geçenler ise Volkan Ersoy, Deniz Ösaydın, Berk Sarıbay, Özgür Adam İnanç, Alper Marangoz ve Ferhat Güneş. “Carmina Burana”, 4 Aralık’ta AKM’de. Sakın kaçırmayın.