07.12.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Mert İnan - Küresel ısınma, iklim değişikliği, kirlilik, artan nüfus ve aşı sıcaklar ve doğa olaylarının da etkisiyle kuraklık dünyada olduğu gibi Türkiye’nin de önemli sorunlarının başında geliyor. Yağışsız geçen sonbahar ayları, yeraltı sularının bilinçsizce kullanımı gibi nedenler Türkiye’de içme suyu olarak da kullanılan barajların kuruma noktasına getirdi. İstanbul barajlarının yanı sıra Anadolu’daki su havzalarında da sular çekildi. Meteroloji Genel Müdürlüğü (MGM) verilerine göre, son 1.5 ayda yağışların normaline göre yüzde 38 azaldı. Marmara ve Ege bölgelerinde son 5 yılın en kurak ekim ayı yaşandı. Ekim ayında yağışlar Ege Bölgesi’nin tamamına yakınında, Marmara Bölgesi’nin batısı, Hatay, Kilis, Gaziantep, Osmaniye, Adıyaman ve Şanlıurfa çevrelerinde yüzde 80’inin üzerinde azaldı. Milliyet, uzmanlarına sordu,: “Bu sorunla baş edebilmek için neler yapılabilir?”
DSİ eski yöneticisi ve Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız, Türkiye’de yılda israf edilen 26 milyon ton gıda nedeniyle aynı zamanda 26.6 milyar metreküp su israf edildiğini söyledib Bu oranın Keban Barajı’nın aktif depolama hacminden fazla olduğunu vurgulayan Yıldız, “Türkiye’de kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarı 1400 metreküp. Son 20 yılda tüketilen toplam su miktarı yüzde 40 artmış durumda. Tarım sektörü içinde kullanılan suyun yüzde 38’inin tahıl üretimine harcanırken, yüzde 13’ü meyvelere, yüzde 5’i yağ bitkileri için tüketiliyor. Acilen yeni planlamaları hayata geçirmemiz gerekiyor” dedi. Mevcut kaynakların iklim değişikliği, hızlı nüfus artışı ve kirlenme gibi baskılar altında olduğunu dile getiren Yıldız, “Kuraklığa bağlı ortaya çıkacak yeni risklerin başında enerji maliyetleri olacak. Günümüzde enerji üretimi su yoğun, su yönetimi de enerji yoğun hale geldi. Bu nedenle kurak dönemler enerjiyi doğrudan etkiliyor. Sadece suyu değil enerjiyi de akılcı planlı ve verimli kullanılmalı” dedi. Yıldız, İstanbul ile ilgili de şunları söyledi: “Kente her gün 200 bin yeni su abonesi ekleniyor. Yıllık ortalama su tüketimi 1 milyar metreküpün üzerinde. İstanbul’a su temin eden barajların toplam su kapasitesi ise 750 milyon metreküp. 350 milyon metreküp su açığı Melen ve Yeşilçay’dan gideriliyor. İstanbul’u Melen ayakta tutuyor. Tek kaynağımız yağmur.”
‘Yeraltı suyuna sarıldılar’
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Orman Fakültesi’nden Prof. Dr. Doğanay Tolunay, en büyük sorunlardan birinin de akarsu yataklarında yaşanan ciddi kirlilik olduğunu ifade ederken, şunları dedi:
“Ergene, Büyük Menderes, Sakarya, Kızılırmak gibi neredeyse tüm su kaynakları belli oranlarda kirlenmiş durumda. Çiftçiler son yıllarda yeraltı suyuna sarıldılar ancak yeraltı su kaynakları da günden güne tükeniyor. 20 metre derinden su çekerken, 200 metreden su çekilen yerler var. Türkiye, su ve kuraklık konusunda acil seferberlik ilan ederek önlemleri hayata geçirmeli. Yeraltı su kaynaklarının hoyrat kullanımının önüne geçilmezse ülke olarak en büyük krizi yaşarız. Baraj havzalarını mutlaka korunması gerekir.”
Kuruma noktasına gelen barajlar
Eylül ayından bu yana yaşanan kuraklık nedeniyle ülke genelinde suyu en çok azalan adeta kuruma noktasına gelen barajlar ve kalan su oranı şöyle:
“Doğu Akdeniz Berdan Barajı (yüzde 10), Doğu Akdeniz Balkusan Barajı yüzde 2.7, Doğu Akdeniz Yalnızardıç Barajı yüzde 7.5, Büyük Menderes Kemer Barajı yüzde 3.1, Sakarya Yenice Barajı yüzde 0.1, Kızılırmak Yamula Barajı yüzde 7.9, Doğu Karadeniz Torul Barajı yüzde 4.8, Susurluk Çaygören yüzde 2.4, Van Gölü Sarımehmet Barajı yüzde 7.5, Yeşilırmak Gölova Barajı yüzde 7.9, Marmara Yenice-Gönen Barajı yüzde 2.9, Seyhan Çatalalan Barajı yüzde 7.8, Batı Karadeniz Kiralıköprü Barajı yüzde 1.3”