20.05.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
GÜLDEN GELBAL/İSTANBUL
GÜLDEN GELBAL/İSTANBUL- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına bir armağan olarak değerlendirdiğim İstanbul Modern’in yeni binasının şehrimize çok ama çok büyük değer katacağına inanıyorum” dedi.
Erdoğan, 4 Mayıs’ta ziyarete açılan Türkiye’nin ilk modern ve çağdaş sanat müzesi İstanbul Modern’i ziyaret etti. Erdoğan’a eşi Emine Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe, İstanbul Modern Sanat Müzesi Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı ve çok sayıda davetli eşlik etti.
İstanbul Modern’in yeni binasının şehre ve sanatseverlere hayırlı olması temennisinde bulunan Erdoğan, “İstanbul Modern artık bizim için bir ulusal müze değil. Uluslararası niteliği olan bir müze. Tabii bu uluslararası niteliğiyle birlikte burada Galataport’la adeta bütünleşen bir yapı ortaya koyuyor. Bu da İstanbul’umuz için Türkiye’miz için ayrı bir zenginlik. Bundan dolayı özellikle Oya Hanım’a ve Eczacıbaşı ailesine çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.
‘Büyük şahlanış’
“Gazi Mustafa Kemal 19 Mayıs’ta yaktığı İstiklal meşalesini dört yılı aşkın çetin bir mücadelenin ardından 29 Ekim 1923’te son devletimiz Cumhuriyetimizin kuruluşunun ilanıyla zirveye taşımıştır” diyen Erdoğan şöyle devam etti: “İnşallah biz de Cumhuriyetimizin 100’üncü yıl dönümünde Türkiye Yüzyılı’nın inşasını başlatıyoruz. Geleceğimizin teminatı olarak gördüğümüz evlatlarımıza üzerinde gururla yaşayabilecekleri büyük ve güçlü bir Türkiye bırakmak istiyoruz... Hedeflediğimiz büyük şahlanışı gerçekleştirebilmemiz için ihtiyacımız olan ne varsa hepsini tek tek tamamlayarak ülkemizi bu günlere hazırladık. İnşallah önümüzdeki dönemde çok daha güçlü, çok daha kararlı bir şekilde kalkınma hamlelerimizi sürdüreceğiz... Cumhuriyet tarihi boyunca sözü en çok edilip de icraatı en az yapılan işlerin başında hangisi geliyor derseniz ilk sırada Kültür Sanat derim.”
‘Mesafe alamadık’
“Bizden önceki medeniyetlerin mirası olarak devraldığımız değerleri bir kenara bırakırsak maalesef özgün kültür sanat ürünleri ortaya çıkarmada uzunca bir süre arzu ettiğimiz mesafeyi kat edemedik” diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu şehirde Osmanlı döneminden kalma kültür sanat eserlerinin çoğu ya tahrip edilmiş ya görmezden gelinmişti. Cumhuriyet döneminde yapılan 3-5 eser ise şehrin ne potansiyelini taşıyabilecek ne de ihtiyaçlarını karşılayabilecek durumdaydı. Biz belediye başkanlığı dönemimizde sadece şehrin su, temizlik, ulaşım, çevre ve diğer sorunlarını çözmekle kalmadık. Aynı zamanda İstanbul’a güçlü bir kültür sanat alt yapısı kazandıracak ilk adımları da attık. Bunlardan en önemlisi Haliç Kongre Merkezi’dir. Ülke geneline yaydığımız bu hassasiyetimizi önümüze çıkartılan engellere rağmen hiç kaybetmedik. Taksim’deki temelinden yıkılmaya başlayan Atatürk Kültür Merkezi binasını, daha iyisini, İstanbul’a daha yakışanını yapmak için harekete geçtiğimizde bize neler dediklerini, nasıl hakaretler ettiklerini hatırlayın... Farklı düşünen sanatçılarımızı tehdit ettiler, üzerlerine mahalle baskısı kurarak korku iklimi oluşturarak bu insanları sindirmeye çalıştılar. Ülkenin, milletin, hatta doğrudan sanatçılarımızın hayrına olan işlerde bile maalesef bu hoyrat tavırlarından vazgeçmediler. Biz bu sıkıntıların hepsini de göğüsledik. Her tuzağı bozduk, her engeli aştık ve bu günlere geldik... Kültür ve sanat hayatımıza zenginlik katacak, bu alanda çeşitliliği artıracak her türlü eseri her türlü projeyi teşvik ediyoruz. Sanatımıza, katkı veren herkese, tüm sanatçılarımıza destek olmayı görev telakki ediyoruz.”
‘Ayrım yapan değil kucaklayan yaklaşım’
Sanatçıları ve sanat dalları arasında ayrım yapan değil, tüm değerlerini bağrına basan, kuşatıcı bir yaklaşımla hareket ettiklerini söyleyen Erdoğan, “Eskiden resmi ideoloji tarafından cezalandırılmış, yasaklanmış, ötelenmiş kim varsa, hangi fikir ve sanat insanımız varsa, hepsine kucak açtık.
Türk şiirinin duayen ismi Nazım Hikmet’e vatandaşlıktan çıkarıldıktan 58 yıl sonra yeniden Türk vatandaşlığı veren biz olduk” dedi.
‘Cumhuriyetimizin 100. yılına armağan’
İstanbul Modern’in ülkenin birikiminin küresel ölçekte paylaşılmasına ve geleceğe aktarılmasına vesile olduğunu aktaran Erdoğan, “Dünyanın dört bir yanından eserler, sanat ürünleri, İstanbulluların, gençlerimizin ve milletimizin beğenisine burada sunuldu. Şimdiye kadar 8 buçuk milyon ziyaretçiyi ağırlayan İstanbul Modern’in eğitim programlarıyla 850 bin çocuk ve gencimize ulaşmasını da ben çok kıymetli buluyorum ve önemsiyorum. Her yaş ve kesimden insanımızı sanatla tanıştıran, sevdiren İstanbul Modern’in önemli bir boşluğu doldurduğunu da görüyoruz. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına bir armağan olarak değerlendirdiğim İstanbul Modern’in yeni binasının şehrimize çok ama çok büyük değer katacağına inanıyorum. İstanbul Modern yeni binasıyla önümüzdeki dönemde de Türkiye’nin en prestijli, çağdaş, sanat merkezlerinden biri olmayı sürdürecektir. Bu bir zihinsel devrimin de önemli adımıdır” diye konuştu.