07.10.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
Arif Balkan / istanbul
Ankara’da 2002 yılında evinin önünde uğradığı suikast sonucu yaşamını yitiren Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu’yla ilgili soruşturma hız kazandı. Suikastın üzerinden geçen 15 yılda bir arpa boyu bile yol alınamayan dosya artık Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosu’ndan Cumhuriyet Savcısı Zafer Ergün’ün önünde. Aradan geçen yıllara rağmen Hablemitoğlu’nu öldüren faillerin bir türlü bulunamaması vicdanlarda ağır yaralar açarken, Hablemitoğlu’nun ölümü üzerinde de birçok yorum ve tartışma yapıldı. Suikastın arkasında hangi güçlerin olduğu ise her dönem muamma olarak kaldı. Ergenekon davasının görüldüğü dönemde tutuklu sanıklarından Osman Yıldırım tarafından verilen ifadelerde, Hablemitoğlu’nun Osman Gürbüz tarafından öldürüldüğü, Veli Küçük ile Muzaffer Tekin’in azmettirici oldukları iddia edilerek suikastın Ergenekon tertibi olduğu öne sürülmüştü. Ancak 15 Temmuz darbe girişiminin hemen öncesinde Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen ve kamuoyunun ‘Çatı İddianame’ olarak bildiği iddianamede de Hablemitoğlu suikastının FETÖ tarafından işlendiği öne sürüldü.
Deliller mercek altında
Bu gelişmenin ardından da rafta duran Hablemitoğlu dosyası yeniden açıldı. Mart ayında savcı Necip Cem İşçimen’in görev değişikliğinin ardından soruşturmayı devralan Ergün, olayla ilgili bazı şahısların ifadelerinin alınması, olay tarihinde alınmayan HTS kayıtlarının tekrar alınması, olay yeri incelemeleri ve olay yerinde görgü tanıklarının beyanlarına göre bulunduğu söylenen otomobillerin değerlendirilmesi ile sahiplik bilgilerinin irdelenmesi gibi pek çok veriyi mercek altına aldı. Savcı Ergün, dün Hablemitoğlu’nun eşi Şengül Hablemitoğlu ve avukatı Ersan Barkın’ı da bilgi alışverişi için adliyeye davet etti.
‘Bu dosya çözecek’
Hablemitoğlu ailesinin avukatı Ersan Barkın, şu bilgileri verdi:
“Eski savcının dosyayla ilgisizliği gibi bir durum söz konusu değil. Dosya mart ayından bu yana sayın Ergün’ün elinde. O tarihten bugüne kadar, gerek bizim işaret ettiğimiz şahısların ifadelerinin alınması, gerek olay tarihinde alınmayan HTS kayıtlarının tekrar alınması, olay yeri incelemeleri, olay yerinde görgü tanıklarının beyanlarına göre bulunduğu söylenen otomobillerin değerlendirilmesi ve sahiplik bilgilerinin irdelenmesi, olayda adı geçen şahısların görüşme trafiklerinin değerlendirilmesi gibi buna benzer hususların incelenmesi gerçekleştiriliyor.
Hablemitoğlu dosyası savcılık soruşturmasında 10 klasörden oluşuyor. 41 klasör de emniyette var. Savcının her satırından haberdar olduğunu anlayabiliyoruz. İki dönemdir iyi savcılarla birlikteyiz. Ciddi bir mesai ayırdığı da belli. Emniyette de kendisine bu konuda yardım edebilecek Terörle Mücadele ve İstihbarat Daire’de bir ekip kurdu. Derli toplu bir irdeleme söz konusu. Zaman aşımına maruz bırakmadan derli toplu bir iddianame ile karşı karşıya kalacağımız kanaati oluşuyor bizde. Hablemitoğlu suikastına ilişkin ne yapılacaksa bu dosyada yapılacak. Çatı davada değil.”
‘Zaman aşımı dolmadan dava açılsın istiyoruz’
Necip Hablemitoğlu’nun eşi Şengül Hablemitoğlu, dosyanın iki yıl önce raftan indiğini ve son dönemde de oldukça önemli mesafe alındığını belirterek şunları söyledi:
“Soruşturma şu anda genç ve son derece dikkatli bir savcı tarafından yürütülüyor. İşini iyi bilen biri. Çok belli oluyor. Görüşmemizde hiçbir kaygım olmadı açıkçası. En azından bu konuda rahatım o kadar yıl sonra. Dosyanın detayını biliyor. Oldukça da görüşmeler yaparak yol almış. Savcı tabi hızlı davranmaya çalışıyor. Çünkü 15 yıl bitiyor, 20 yıl zaman aşımı gibi bir durum var. Bu olay zaman aşımına girmeden belirli bir aşamada yol almış olmayı isteyen bir savcı. En azından dava açılacak hale gelelim istiyoruz. Çünkü bu aşamada henüz o olgunluk yok dosyada. Bunu çok önemsiyorum. Çatı davaya da müdahil olduk ancak iddianamenin esasında geçmiyor Hablemitoğlu suikastı. Eklerinde yer alıyor. Oradaki ilerleyişten hiç memnun değiliz bunu da belirtmeliyim.”