04.04.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
Danilo TURK (Slovenya eski cumhurbaşkanı ve Su ve Barış için Küresel Yüksek Paneli’nin Başkanı) / Sundeep WASLEKAR (Uluslararası düşünce kuruluşu Stategic Foresight Group’un başkanı) - Konuk Yazar
On yıllardır Irak, Suriye ve Türkiye; Fırat ve Dicle nehri üzerinde işbirliği yapmak için herhangi bir sonuca ulaşmadı. Uzlaşmaya varılamaması özellikle DAEŞ gibi örgütlerin avantajıyla sonuçlandı. Bölgedeki sert aşırıcı gruplar şimdi bazı barajları, boru hatlarını, depolama tankları ve gözlem istasyonlarını kontrolü altında tutuyor. Suyu, insanların kendi isteklerine boyun eğmek zorunda kalmaları için silah olarak kullanıyorlar. Bu vaziyet, Kuzey Irak’taki Musul barajını korumayı imkânsız kılıyor. Uzmanlar barajın yakın zamanda yıkılmasının birkaç saat içinde yarım milyon insanın ölümüne neden olabileceği uyarısında bulundu.
Ortadoğu felaketler serisine yakalanmış durumda. Kolay bir çözüm yok. Bütün ülkeler için tek çıkış yolu büyük tavizleri kabul etmek ve belirgin bir şekilde su işbirliğini de içeren bir kapsamlı barış anlaşması konusuna pazarlık etmektir.
Anlaşmaların önemli parçası
Su meseleleri genellikle barış anlaşmalarının önemli bir parçasını oluşturur. 2015 yılında, Ren nehri rejimini ve “Ren’in Navigasyonu İçin Merkez Komisyonu”nu kuran iki yüz yıllık Viyana Kongresi’ni andık. Bu yıl Tuna Nehri konusunda ilk komisyonu kuran Paris Barış Anlaşması’nın 160’ıncı yılını işaret ediyor. İki komisyon da modernize olmuş şekilde varlığını sürdürken Avrupa’nın istikrarını sağlayan elementler arasında yer alıyor.
Soğuk Savaş sonrası Avrupa’nın inşasında su önemli bir rol oynadı. Slovenya, Dona Koruma Anlaşması’na katıldı ve Sava Nehri Anlaşması’nın emanetçi devletidir. İkinci bahsedilen, Bosna’daki savaşı durduran Dayton Barış Anlaşması’nın ardından sonuçlanan Güney Doğu Avrupa’da çok katmanlı, sorun odaklı ilk anlaşmadır. Su işbirliği ve bölgesel barış arasında yakın bir ilişki vardır.
İstikrarın temeli
Su ve barış arasındaki benzer bir yöntem Orta Avrupa’da kuruldu. Orta Amerika Barış Planı 1980’li yıllarda Kosta Rika Cumhurbaşkanı Oscar Arias tarafından başarı bir şekilde müzakare edilir edilmez, bu bölgesel su işbirliği anlaşmaları tarafından takip edildi.
Su yönetimi çatışmanın önlenmesi için de önemli bir enstrümandır. Arjantin ve Uruguay arasındaki sert anlaşmazlığın ardından barışçıl çözüme müteakip, 2010 yılında Uruguay Nehri Yönetimi üzerine kurulan Komisyon, çevresel meselelerin etkili ve önleyici bir tutumla yönetilmesine duyulan siyasi ihtiyaca bir örnektir.
Dahası, Avrupa’da bilinenlerin ötesinde uzun süreli bölgesel işbirliği ve istikrarın temelini atan diğer girişimler de mevcuttur. Mekong Nehri Komisyon’u bunlardan birisi. Bu zamana kadar Çin dışarıda tutuldu. Geçen Kasım, Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi Mekong Nehri konusunda Çin ve Güney Doğu Asya’daki komşuları arasındaki işbirliğini artırmak için Lacang Mekong işbirliği mekanizmasının kurulduğunu duyurdu.
Fazla vakit kalmadı
Nil Nehri havzasındaki ülkeler de, sularının ortak kullanımı adına eski rekabeti bir kenara bırakıyor. Tam olarak bir sene önce, Etiyopya, Mısır ve Sudan Devlet Başkanları Hartum’da Büyük Etiyopya Yenilenme Barajı ‘nda ortak planlama konusunda işbirliği için bir araya geldi.
Senegal Nehir Havzası Organizasyonu muhtemelen bugün en geniş kapsamlı anlaşma. Organizasyon, Mali, Senegal, Moritanya ve Gine’deki su varlıklarını bölgesel çıkarların üstüne çıkararak “bölgesel müşterek” olarak idare ediyor. Senegal Nehir Havzası Organizasyonu’nda ilham alan Kongo ve Gambia’daki havza organizasyonlarının işbirliklerini artırması bekleniyor.
Sadece Avrupa ve Kuzey Amerika’da değil, fakat Afrika, Asya ve Latin Amerika ülkeleri de sınırlar arası işbirliğini büyütüyorsa, Ortadoğu’yu durduran nedir?
Ortadoğu’daki tartışmalar bölgesel işbirliğinden doğan potansiyel kayıp korkusu ile birlikte seyretmektedir. Dünyanın diğer bölümlerindeki ülkeler potansiyel kazanımlar üzerine odaklanmaktadır. Bu, kazanç psikolojisi ve kayıp prikolojisi arasındaki bir çözümle ilgili bir durumdur.
Kasım ayında 15 ülke bir araya gelerek Su ve Barış için Küresel Yüksek Paneli’ni tekrar topladı. Bu, dünyanın diğer bölgelerindeki işbirliklerinden ders çıkarmaları ve kendi geleceklerini güçlendirmeleri için Ortadoğu liderlerinin katılımını sağlamak için bir fırsat sağlar. Musul barajının muhtemel çöküş riski, bu konunun artık sadece devletlerin çöküşü alakalı olmadığını gösterir. Bu, nüfusun büyük parçalarının hayatta kalmasıyla ilgili bir konudur. Seçim, taviz ve felaket, saygınlık ve ölüm arasındadır ve bölgenin belirli seçimi yapmak için çok vakti kalmadı.