04.05.2013 - 19:12 | Son Güncellenme:
Dindar bir çevrede yetişen Kierkegaard, Hıristiyanlığın bozulduğuna inanmış, yenilenmesi gerektiğini düşünmüş ve bu nedenle din çevreleriyle çatışmıştır. Varoluşçuluğun babası olarak da adlandırılır. “Hayatın bir anlamı var mıdır?” gibi sorular soran ve bireyi vurgulayan bu felsefi ve edebi akımın şekillenmesinde büyük etkisi olmuştur.
Varoluşçuluğun zirve yaptığı dönemin Soykırım sonrası olduğu söylenir. İnsanlık, kendine ayna tutmuş ve inceleme imkanı bulmuştur. Ancak hatıralar tarihin birer sayfası olduğunda ve ekonomiler büyüdüğünde varoluşçuluk gözardı edilmeye başlanmıştır.
Kierkegaard, saçma, depresyon, bunalım, endişe ve zamanın akıp gitmesi gibi kavramlara değinmiştir.
Doğum günü sebebiyle tüm dünyada onlarca felsefi toplantı düzenlenmektedir.
17 yıla yayılan birzaman aralığında Kierkegaard pek çok kitap yayınlamış ve binlerce sayfa metin yazmıştır.