24.03.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
TÜRKER KARAPINAR Ankara
Anayasa Mahkemesi (AYM), 2. Bölümü, 28 Aralık 2011’de Şırnak’ın Uludere ilçesinde 34 kişinin terörist sanılarak Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı savaş uçakları tarafından bombalanarak öldürülmesiyle ilgili yapılan bireysel başvurunun reddine ilişkin gerekçesini açıkladı.
Kararda, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturmanın görevsizlik kararıyla Genelkurmay Askeri Başsavcılığı’na gönderildiği, askeri başsavcılığın TSK personeli olan 5 şüpheli hakkında 6 Ocak 2014’te takipsizlik kararı verdiği, bu karara yapılan itirazın Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nce 11 Haziran 2014’te reddedilerek kesinleşmesinden sonra 34’ü olayda hayatını kaybeden 40 kişi tarafından bireysel başvuru yapıldığı belirtildi.
‘Aslı ve örneği yoktu’
Kararda, bireysel başvurunun ön incelemesi sırasında, takipsizlik kararının aslı veya onaylı suretinin, itirazın reddi kararının tebliği alındısının, başvuruculardan bazılarının vekaletnamelerinin ve ihlal iddiasına ve maddi tazminat talebine dayanak teşkil eden belgelerin aslı ya da onaylı örneklerinin başvuruya eklenmediğinin tespit edildiği belirtildi.
Kararda, avukat Nuşirevan Elçi’den eksiklikleri 15 günlük süre içinde gidermesinin istendiği, eksikliklerin mazeretsiz 2 gün gecikmeli 21 Ağustos 2014’te giderildiği, eksik hususların tamamlandığı sırada sehven mazeretin gönderilemediği, 15 günlük mazeret süresine de uyulmadığı kaydedildi. Elçi’nin, Cizre 3 Nolu Aile Sağlığı Merkezi’nden “akut nazofaranjit+miyalji” rahatsızlığı nedeniyle 18 Ağustos 2014’ten itibaren 5 günlüğüne verilen istiharat raporunu, bir aylık gecikmeyle gönderdiği kaydedilen kararda, şöyle denildi:
‘Hastalığı engel değil’
“Hastalığın cevap vermeye engel teşkil edecek nitelikte ağır olduğu anlaşılamamaktadır. Raporda başvurucular vekilinin hastane veya sağlık kuruluşunda yatarak tedavi edilmesi gerekliliğine ilişkin bir belirleme yapılmadığı gibi başvurucular vekili, bu hastalığı nedeniyle yatarak tedavi gördüğüne ilişkin bilgi ve/veya belge de sunmamış, hatta bu yönde bir iddiada da bulunmamıştır. ğu da göz önünde bulundurulmalıdır. Başvurucular vekilinin, eksiklik bildiriminin tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş günlük kesin sürede geçerli bir mazeret olmaksızın başvurunun incelenmesi için gerekli ve temel nitelikteki eksik belgeleri sunmadığı anlaşıldığından başvurunun reddine karar vermek gerekir.”
‘Hayati ve olmazsa olmaz değil’
Oyçokluğuyla verilen karara AYM üyesi Osman Alifeyyaz Paksüt muhalif kaldı. Paksüt, başvurucunun, takipsizlik kararı, karara itirazın reddi kararı ile ilgili belgelerin tarih ve sayılarını ve kararın tebellüğ tarihini başvuru formunda tam ve doğru olarak bildirdiği, belgelerin onaylı suretlerinin dosyada yer almamasının, bireysel başvurunun incelenmesi için hayati veya olmazsa olmaz nitelikte bir husus olduğunun ileri sürülemeyeceğini, belgelerde en küçük bir şüphe duyulması halinde AYM tarafından elektronik ortamda saniyeler içinde bu belgelerin temin edilebileceğini söyledi.