GündemOperanın efsanesi arenayı doldurdu

Operanın efsanesi arenayı doldurdu

21.01.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Opera dünyasında hâlâ aktif en önemli isimlerden İspanyol sanatçı Placido Domingo’nun Ülker Sports Arena’da verdiği üç saatlik konserin temposu hiç düşmedi.

Operanın efsanesi arenayı doldurdu

Konserin başlamasına 15 dakika kala Ataşehir Ülker Sports Arena’nın gişe kısmındayız. Trafik her zamanki gibi korkunç, bir taksi denizi şimdiden mekânın ön tarafını çevirmiş, şoförler orada yaklaşık üç saat boyunca bekleyecek. Etkinliğin bir klasik müzik konseri olması hasebiyle köfte ekmek uygarlığı buraya uğramamış. 15 dakika normalde davetiyeyi teslim alıp içeri girmek için makul bir süre gibi, ancak bu sefer değil. 45 dakikalık, nedeni belirsiz bekleyiş esnasında yanımızdan karaborsacılar geçiyor, “50 TL VIP, 50 TL”. “150 lira var en ön sıradan izle abla, birinci kategori.” Konserin Biletix üzerindeki fiyatlarını düşününce insanın aklı karışıyor: En ucuz bilet 250 TL, platinum ise 800. 50 TL nasıl bir VIP acaba? Bir karaborsacı kuyruktakilerle dalga geçiyor, “Konser bitti, hâlâ sıra bekliyorsunuz ya.”

Haberin Devamı

22 yıl sonra tekrar
Neyse ki haklı değil. Placido Domingo, 17 Ağustos 1993 tarihinde Abdi İpekçi Spor Salonu’nda, dönemin ünlü organizatörü Ahmet San’ın ayarladığı konserinden neredeyse 22 yıl sonra tekrar buluştuğu hayranlarıyla muhabbeti kısa kesmedi.
Operanın hâlâ aktif en büyük isimlerinden, eski tenor, yeni bariton, bir süredir orkestra şefi ve her daim etkileyici İspanyol sanatçı, bu kez IEG Live, Pozitif Live ve Piu Müzik işbirliğiyle geldiği, 8 bin izleyici kapasiteli Ülker Sports Arena’yı neredeyse tamamıyla doldurmayı başardı. Dünya çapında verdiği konserlerde birlikte sahne aldığı genç sopranolar Micaela Oeste ve son derece yetenekli Angel Blue’yu da Türkiyeli seyirciye tanıtan Domingo’nun bugün (21 Ocak) 74 yaşını bitireceğine inanmak çok güç.
Kendisinin ısrarla istenmesinin ve emekliye ayrılamamasının sebebi, önceki akşam karşımızdaydı: İnanılmaz derecede özenle bakılmış, şu anda halen fazla zorlanmayan çok katmanlı bir ses. Geçtiğimiz yıl Zorlu PSM’de konser veren, Üç Tenor projesinde birlikte yer aldığı dostu Jose Carreras gibi kendisi de geçtiğimiz yıllarda kanseri yenen Domingo, meslektaşına göre kesinlikle çok daha iyi durumda.

Haberin Devamı

Bu kez farklı rolde
Konserin ilk saatinde Verdi operaları ‘La Traviata’ ve ‘Il Trovatore’den düetler seslendirirken seçimini bariton rollerinden yana yapan Domingo’nun, özellikle Blue ile olan uyumu çok başarılıydı. Sanatçı önce defalarca seslendirdiği Alfredo Germont karakterinin bu kez babasını canlandırdı, sonra da yine defalarca canlandırdığı Manrico’nun azılı düşmanı Luna Kontu’nu. Tenordan baritona geçerken ardında bırakmayı unuttuğu kahramanlık vurguları ve farklı tekniği, kendisini en azından ilginç bir bariton yapıyor.
Konserin ikinci kısmı ise ağırlıklı olarak Broadway müzikallerinden parçalar ve ‘İspanyol müzikali’ diyebileceğimiz zarzuela’lardan oluşuyordu. Solistlere eşlik eden Filarmonia İstanbul Orkestrası, aralarda Yalçın Tura’nın ‘Türk Dansları’ gibi eserlere yer vererek konseri enerjik bir şekilde devam ettirdi. Seyirci, konserin ilk kısmında olduğu gibi bu bölümde de bazı parçalarda eserin bitmesini bile bekleyemeden heyecanla kendini alkışa verdi.

Haberin Devamı

‘Besame Mucho’ya eşlik eder miydiniz?

Domingo, konserin sonunda seyircinin kesilmeyen alkışlarına karşılık olarak teşekkür etti: “Bu kadar heyecanlı olduğunuz için çok teşekkürler. Bu güzel şehri çok özlemiştim, geri gelebilmek için çok bekledim ve sonunda döndüm, şu an çok mutluyum.“ Sonrasında ise “Bu şarkıda bana eşlik etmenizi istiyorum,” diyerek ‘Besame Mucho’ya başladı. Türkiye’de seyircinin eşlik etmesi için ilginç bir seçim olan ‘Besame Mucho’dan sonra seyircinin bu gecenin bitmesini istemeyen alkışlarına yanıt olarak kendisiyle aynı ismi taşıyan oğlu Placido Domingo, Jr ile sahneye çıkan sanatçı, John Denver’ın ‘Perhaps Love’ını seslendirdi.

Yazarlar