01.11.2021 - 10:52 | Son Güncellenme:
Nişancıpaşa Mahallesi Çokalca Sokak’ta yolun ortasında bulunan 'Ahmet Bey'e ait olduğu yazılı mezar görenleri şaşırtıyor. Osmanlı döneminde sokağa adını veren ve günümüzde sadece bir duvarı ayakta kalan tarihi Çokalca Camii yıllar önce yıkılarak, bahçesinden yol geçirildi.
İddiaya göre, belediye ekiplerince temizlik çalışması sonrası mahalleli Arapça yazılı bir mezar taşı buldu. Camiyi yapan kişinin adı da 'Ahmet' olduğu için mahalleli taşın bulunduğu alana mezarını yaptı. Kim tarafından ne zaman yapıldığı bilinmeyen mezar, belediyenin yıllar önce yaptığı düzenlemeyle yol ortasında kaldı. Mahalleli, mezara sahip çıkıp temizliğini ve bakımın yapıyor.
'BURADA MEZAR YOK '
Nişancıpaşa Mahallesi muhtarı İrfan Deniz, Çokalca Camii'ni yapan Ahmet Bey'in mezarının orada olmadığını söyledi. Taşının bulunmasıyla mezarın yol ortasına yapıldığını söyleyen Deniz, "Burası mahallemizin Bostanoğlu dediğimiz mevkisi. Tarihi eskilere dayanıyor. Mescit olarak yapılmış bir oda şeklinde binası vardı. Avlusu bizim çocukluğumuzda duruyordu. Minaresi de yarımdı. Normalde avlusu mezara kadar geliyordu. Daha sonra burası temizlendi ve bina yıkıldı. Bina yıkıldıktan sonra vakıflardan gelindi. Temelleri ortaya çıktı. Temizlenirken burada yatan kişiye ait mezar taşı bulundu. Biz de bunu Arapça bilen birisine okuttuk ve burada gömülü bir zat olduğunu, bu mescidi yaptıran kişi olduğunu öğrendik. Böyle olunca da mahalleli de bu kişinin buraya mezarını yaptırmış. Ama normalde mezarı burası değilmiş. Ben burasını belediye kayıtlarından da vakıflar kayıtlarından da araştırdım. Normalde yol üzerine yapılan bu mezarın olmadığını, burada 'baba' diye bir şeyin olmadığını gördük. Burada mezar ya da 'baba' diye bir şey yok. Mezarı burada kaldırma kararı almıştık fakat araçlar bu mezarı görüp yavaşlayınca vazgeçtik" diye konuştu.
TEMİZLİĞİNİ YAPIP, DUA OKUYORLAR'
Mahalle oturan Şerafettin Yılmaz, mezarın yılladır yol ortasında durduğunu belirterek, "1979'da buraya geldim, burada bu mezar vardı. Komşular çiçek ekiyor, su döküyor. Elimizden geldiğince her geçtiğimizde dua okuyoruz" dedi.
Nesibe Tosun da, "Biz otlarını yoluyoruz, temizliyoruz. Yeri geldiğince çiçek ekiyoruz. Başka bilgimiz yok. Her geçtiğimizde dua ediyoruz. Kim olduğunu hiç bilmiyoruz. Bilmeden ruhuna bağışlıyoruz" diye konuştu.
Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Engin Beksaç, mezarların çoğunun kentte yaşayan önemli kişilere ait olduğunu belirterek, "Bu mezarların büyük bir çoğunluğu Edirne tarihinde önemli olan kişilerin mezarları. Yalan yanlış halk inanışları var. Bunlar araştırılmadan halk arasındaki şehir efsanelerine dönüşmüş olanlar da var ama çoğunluğu Edirne'nin yaşamında belirli katkılar ve hayırlar yapmış kişiler. Bunlara saygı duyulması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Edirne İl Müftüsü Alettin Bozkurt ise mezar hakkında bilgilerinin olmadığını söyledi.