25.01.2023 - 16:55 | Son Güncellenme:
AYDIN HASAN/Ankara
Yanık, medya kuruluşlarının temsilcileri ile 75. Yıl Huzurevi'nde bir araya geldi. Yanık, bakanlığının çalışmaları konusunda özetle şu bilgileri verdi:
ÖMÜR ORTALAMASI 78: Yaşlanmanın sonuçlarını görmemizin temel sebebi ömrün uzaması. Şu anda ömür ortalamamız 78 diye hatırlıyorum. 78 yaş, bundan 20 sene, 30 sene önce çok ileri bir yaştı. Şimdi ortalama ömrü temsil ediyor. Bundan bir 50 yıl öncesiyle kıyasladığımızda doğurganlığın çok yüksek olduğu ömrün kısa olduğu, dolayısıyla genç nüfusun hep daha çok olduğu bir demografiden, ömrün uzadığı ama doğurganlığın düştüğü bir demografiye döndük. Dolayısıyla burada iki şeyi bir arada yapmamız gerekiyor. Birincisi aktif yaşlanma. İkincisi de çocuk nüfusumuzu çok iyi yetiştirmemiz gerekiyor.
SIĞINMACILARIN DOĞURGANLIĞI: Sığınmacıların nüfus ve doğurganlığı şu an için bizim açımızdan bir tehdit oluşturmuyor. Özellikle Güneydoğu’dan bir geriye dönüş başladı. Yani sığınmacı nüfusun bir kısmı geriye dönmeye başladı birincisi bu. İkincisi ülke sınırları içerisinde onlarda da çok öyle absürt bir aşırılık yok.
2160 BİN ÇOCUĞA DESTEK: Biz ekonomik destek sağlayalım çocuklara sosyal, ekonomik destek sağlayalım ve anne babanın ebeveynin yanında kalsın, ailenin yanında kalsın. Birincisi bu. Yaklaşık şu anda 160 bine yakın yakın çocuğumuza sosyal ekonomik destek sağlıyoruz. Bu şu demek, 160 bin çocuğu biz ailesinin yanında destekliyoruz. Eğitime erişimini sağlayabilmek, eğitimde kalmasını sağlayabilmek için, sağlık hizmetini alabilmesi vesaire için.
AİLE DOSTU YAPIMLAR: Gündüz kuşağı programlarıyla ilgili bizim de ciddi anlamda eleştirilerimiz var. RTÜK ile beraber çalışmalar yapıyoruz. Özellikle aile dostu yapımlarla alakalı destekleyici, özendirici, aile dostu olduğunu işaret edici birtakım uygulamalar hayata geçirmeye çalışıyoruz. RTÜK ile bu anlamda daha önceden yapılmış bir yönetmelik çalışması var ama çok aktive edilmemişti. Geçtiğimiz aylar itibarıyla ilgili komisyonları kurarak, bu anlamda aile dostu yapımların desteklenmesi, onların özendirilmesi ve öne çıkarılması noktasında özellikle çalışmalar yapıyoruz. Bunu çok ısrarlı bir biçimde tüm tv kanallarının, tüm yöneticilerin bu tutumu kendilerinin belirlemesinin çok daha etkili, çok daha güçlü olacağı kanaatindeyim.
50 KALEM DESTEK: 50 kalemin anlamı şu; biz vatandaşımıza şunu sağlamaya çalışıyoruz. Doğdu, ölene dek hayatının herhangi bir noktasında devletin desteğine ihtiyacı olursa devlet orada. Başlıklarımızdan irili ufaklı bazısı çok mütevazı rakamlar bazısı ciddi anlamda hayatını destekleyici rakamlar. Mesela doğum yardımları, mesela asker ailesi.. Çocuk askere gitti, geride anne babası var. Kimse yok, bakacak onları desteklemek ya da eşi var, çocuğu var, onları desteklemek. Eşi vefat etmiş kadınlar, çocukları ortada. Dolayısıyla onun desteklenmesi, sosyal yardımla desteklenerek hayatını normalleştirmek kolaylaştırmak.
ROMAN KADINLARIN İSTİHDAMI: Roman vatandaşların yoğun yaşadığı yerlerde konut desteği sağlayacağız. SODAM’ları açıyoruz. Sosyal Dayanışma Merkezleri, romanların yoğun yaşadığı yerlerde.. Niye? Çocukları toplayalım, çünkü eğitimde kalma süreleri çok az. O çocuklar eğitimde biraz daha uzun kalsınlar. Kadınlar kendi kültürlerine uygun bir istihdamla tanışsınlar. Sepet mi örüyor, başka bir şey mi yapıyor, vesaire, onları istihdamın içine toplayalım diye her seferinde sahadan topladığımı bilgilerle yepyeni başlıklar üretiyoruz.
KADINA ŞİDDET: Kadına yönelik şiddetin sebepleri arasında yüzde 70, 75’e yakın alkolizm var. Alkolle ilgili bir tartışmaya açmamız mümkün değil. Direk hayat tarzı engeliyle karşı karşıya kalırsınız.
EŞCİNSELLİK TARTIŞMALARI: Çok net söylüyorum bakın çok dürüstçe söylüyorum. Ya da işte eşcinsellik tartışmaları hemen işte bireysel özgürlükler, bireysel özgürlük kısmı başka bir şey ama toplumsal hayatı etkileyen tarafı başka bir şey. Ben konuşmalarımda hep şu ayrımı çok net bir biçimde yapıyorum. Eşcinsel vatandaşlarımız da bizim vatandaşlarımız. Çok net. Haklarını korumak, yaşam haklarını korumak vesaire o ayrı bir şey. Devletin sorumluluğudur ve bundan taviz veremez. Ama öbür taraftan eşcinselliği normalleştirmek, eşcinselliği kamusal alanda hiçbir problem değilmiş gibi kabul etmeyi bizden beklemesin. Ne bireysel olarak ne hükümet olarak. İkisi birbirinden çok ayrı şeylerdir. Bu sınırı bir çekelim, ondan sonra konuşalım. Dünyada maalesef çok kesin bir LGBT propagandası yürüyor ve bunun arkasında çok büyük bir ekonomik desteğin olduğunu da, lobi desteğinin olduğunu da görüyoruz.
AKRAN ZORBALIĞI: Akran zorbalığı meselesi şu anda bizim çok sıcak gündemimizde. Akran zorbalığının maalesef son zamanlarda sıkça duyduğumuz bir mesele. Bizim de şu anda bakanlık olarak üzerinde çalıştığımız bir mesele. Mart sonu yani Ramazan’a kalmamasını ümit ediyoruz. Bir Çocuk Şurası yapacağız. İlk kez Türkiye’de Çocuk Şurası ve Çocuk Şura’sı içerisinde konuşacağımız başlıklardan birisi de akran zorbalığı. Fakat şurayı beklemeden önce şu anda şimdiden arkadaşlarımız çalışmaya başladılar. Burada bir farkındalık yani akran zorbalığı nedir? Bir hangi davranışı akranlarından zorbalık gördüğünü bize anlatıyor. Ebeveynin ilk fark etmesi gereken şey, bununla ilgili bir farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz. Milli Eğitim Bakanlığımızla o anlamda sürecin takibi gerek bizim meslek personeli arkadaşımız gerek öğretmenlerimizle kuracağımız temas noktasında süreci nasıl beraber yürütebiliriz? Bunun çalışmalarını yapıyoruz. Geçen gün de anlattığım bir yerde akran zorbalığı ile ilgili ilk benim böyle gerçekten çok etkileyen bir şey. Mersin'deki geçtiğimiz günlerde biliyorsunuz 12 yaşındaki kız çocuğu okulda bir bıçaklama hadisesi. Maalesef vefat etti 12 yaşında bir çocuğumuz.
DEVLET DESTEKLERİ: Devletten destek alan konusunda ise şöyle bir fark var. Şimdi zaman zaman hane sayısı açıklıyoruz. Çünkü bizim sosyal yardım uygulamalarımız hane üzerinden. Bir engelli bireye yaptığımız destek de hane olarak kayıtlara girer. Ya da mesela bir çocuğa sosyal ekonomik destek sağladığınızda da hane olarak kayıtlara girer. Dolayısıyla hane sayısı verdiğimizde işte dörtle beşle çarpıp Türkiye’de 25 milyon fakir insan varmış, vah görüyor musunuz vesaire gibi birtakım söylemlerle karşı karşıya kalıyoruz. Bir defa bu yaklaşım doğru değil. Yani bizim yaptığımız sosyal yardımlardan bir kısmının muhatabı doğrudan doğruya bir tek kişidir. Mesela engellidir. Buna ek bir de engelli bakımı için yakınına yaptığımız mesela o da hane içine girer. Böyle kesişim kümeleri olan bir yapı. Şu an itibariyle bizim 4,3 milyon hane sayısı olarak ama bu hanenin içerisinde özellikle altını çizerek ifade etmek istiyorum. Tekil olarak aslında sadece muhatabın kişi olduğu şeyler var. Sosyal Ekonomik Destek alan var, engelli maaş alanlar var, yaşlılarımız var. Yine sosyal yardım kaleminde sayılır yaşlı maaşları ve yaşlı destekleri. Bir hafta içerisinde 2022 yılının net sayısını çıkaracağız.
SMA'LI HASTALAR: Şu anda ülke genelinde 2 binin üzerinde SMA’lı hasta olduğunu biliyoruz. 71 ayrı merkezde bunların tedavileri gerçekleştiriliyor. Küçük çocuklarımız ne kadar erken tanı olursa o kadar tedavi şansı yüksek diye erken tanımlama erken takip şartlarını konuştuğunuz bir ortamda tedavinin karşılanmaması ne demek. Hiç böyle bir şey söz konusu değil.