11.01.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
İstanbul Keldani Kilisesi Papazı Remzi Diril’in Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesine bağlı Kovankaya köyünde yaşayan babası Hurmüz Diril (72) ve annesi Şimuni Diril (65), 11 Ocak 2020’de kaybolmuştu. Şimuni Diril, 20 Mart 2020’de köye iki kilometre uzaklıkta, çocukları tarafından ölü olarak bulunmuş, cenazesi de 26 Mart’ta İstanbul’daki Latin Mezarlığı’nda toprağa verilmişti. 11 Ocak’ta kaybolan Hurmüz Diril’den ise 365 gündür haber yok. Ailesi, Hurmüz Diril’in akıbetinin bir an önce aydınlatılmasını istiyor. Bir yıldır babalarından haber alamayan Remzi Diril, Milliyet’e konuştu.
‘Raporda bunlar yok’
Yaptıkları arama sonucu sadece annesinin cenazesine ulaşabildiklerini belirten Remzi Diril, “Annemin bütün kıyafetlerini bulduk ancak babamla ilgili herhangi bir ize rastlamadık. Yaz boyunca da aramalarımız sürdü. Annemin ölümüyle ilgili adli tıp raporunda, ölüm sebebi olarak sadece yaralama ve darbeden bahsediliyor. Ne şekilde öldüğüne dair herhangi bir detay yok. Rapor bizi ikna etmedi, çünkü annemin naaşını kaldırdığımızda kafasında ve sırtında kurşun izi vardı. Daha sonra bulduğumuz montunda ve yeleğinde de aynı izin olduğunu gördük. Ancak adli tıp raporunda bunlar yoktu” diye konuştu.
‘Çalışma yetersiz’
Anne ve babası kaybolduktan sonra yapılan saha çalışmasının yetersiz kalmasından yakınan Diril, “Aramalarda bize yardım etmek için bizi tanıyan yaklaşık 20 kişi gelmek istedi ama jandarma gelmelerini engelledi. Ne AFAD geldi ne de sivillere izin verildi. İzin verilseydi biz annemi o süreçte hemen bulurduk, babamla ilgili de bir bulguya rastlardık. Biz tam 1 yıldır babama ne olduğunu bilmiyoruz. Annemi öldürüp suya atanlar babamı da öldürmüştür. 1 yıldır babama ne olduğunu öğrenmeye çalışıyoruz ve babamı aramaktan da vazgeçmeyeceğiz. Dava dosyasında neden hâlâ gizlilik var, onu da anlamış değiliz” dedi.
‘Detaylı sorgulama yapılmalı’
Remzi Diril sözlerini şöyle sürdürdü: “ Olayla ilgili görgü tanıklığı yapan bir kişi vardı, o da babamın öz kuzeniydi. İki defa ifadesi alındı ancak verdiği iki ifade çelişkiliydi. Bunun yanı sıra babamların kaybolmasını da bize haber vermedi. Ben oraya gittiğimde kaybolduklarını öğrendim. Oysa ben gitmeden birkaç gün önce annem ve babam kaybolmuş. Neden haber vermediğini sorduğumuzda da telefonunun bozuk olduğunu söyledi. Oysa telefonu bozuk değildi ve köyde şebeke de vardı. Konuyla ilgili babamın kuzeninin üzerine fazla gidilmedi. Çelişkili ifadeler ortadayken daha detaylı bir sorgulama yapılabilirdi ancak yapılmadı. Annem ve babamın kaybolmasıyla ilgili soruşturma da yetersiz kaldı.”