15.11.2021 - 11:21 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Katar Havayolları ile seyahat eden 13 Avustralyalı kadın, Doha havalimanında yeni doğmuş bir bebeğin ölü bulunması nedeniyle uçaktan indirilerek soyuldu ve muayene edildi.
Olayın üzerine Avustralya hükümeti, kadınların maruz kaldığı muameleye ilişkin Katarlı yetkililere duyulan 'ciddi endişe'yi iletti.
Akıllara duyrunluk veren olay 2 Ekim 2020'de gerçekleşti. Londra'dan kalkan ve Sydney'e gitmesi beklenen QR908 sefer sayılı Katar Havayolları uçağı, başkent Doha'da bulunan Hamad Uluslararası Havalimanı'ndan kalkarak Sydney'e gitmek üzereyken durduruldu.
Havalimanında yeni doğmuş bir bebeğin ölü bulunması üzerine güvenlik yetkilileri, soruşturma sonucu bebeği terk eden kişinin Sydney uçağına bindiğini tespit etti.
Bunun üzerine 'doğurganlık çağındaki' tüm kadınlar uçaktan çıkarıldı. Uçakta 34 yolcu bulunuyordu ve yolcular önce 3 saat boyunca pistte bekletildi. Ardından uçaktaki tüm kadınlar uçaktan indirildi.
Muayeneleri için tamamen çırılçıplak soyunmak zorunda kallan kadınlar, bir süre sonra uçağa geri döndü ancak sinirli ve üzgün oldukları dikkat çekti. Hatta bazılarının ağladığı bildirildi.
Uçaktaki diğer yolcular, kadınların kendi aralarındaki konuşmalarına dayanarak gördükleri muamelenin "kabul edilemez ve iğrenç" olduğunu söylediklerini aktardı.
Buna göre kadınlar, uçaktan indikten sonra bir ambulansın içerisine alındılar ve tamamen soyularak kadın bir doktor tarafından medikal kontrolden geçirildiler.
Tek tek incelenen kadınların, yeni doğum yapmış olup olmadıkları kontrol edildi. Muayene edildikten sonra kadınlara tuvalette ölü bir bebek bulunduğu ve bu nedenle kontrol edildikleri açıklandı.
Olaya ilişkin Avustralya dışişleri bakanlığı vatandaşlarının maruz kaldığı muamele ve prosedür hakkında detaylı bilgi istedi. Avustralyalı kadınlardan oluşan bir grup, gördükleri muamele için kendilerinden özür dilenmediğini söyledi.
'Küçük düşürücü' ve 'travmatik' bir deneyim yaşadıklarını aktaran kadınlar, insan hakları ihlali olduğuna inandıkları için Katar yetkililerini mahkemeye vermeye hazırlanıyor.
Uçaktan çıkarılan kadınlardan bazıları, bunun bir terör olayı olduğundan korkmuştu. Şaşkın yolcular, daha sonra, onları neyin beklediğine dair hiçbir fikirleri olmadan, bir asansöre asansörle götürüldü.
Anna adında bir kadın, "Kaçırılacağımızı veya yasal piyon olarak tutulacağımızı düşündüm. Tecavüze uğrayacağımızdan, çocuğumun elimden alınacağından ve ailemi bir daha asla göremeyeceğimizden endişe ettim." dedi ve ekledi:
"Hayatımın en korkunç anıydı. Ağlıyor, titriyor ve bebeğime sıkı sıkı sarılıyordum. Nereye gittiğimizi, nereye götürüldüğümüzü bilmeyen silahlı muhafızlarla birlikte asansöre binmek istemedim."
Yolculardan bir diğeri olan Sophie, 60 Minutes adlı televizyon programına yaptığı açıklamada, deneyiminin kendisini ciddi bir travmaya soktuğunu ve Avustralya'ya döner dönmez olayı Avustralya Federal Polisi'ne bildirdiğini doğruladı. Sophie, "Ambulanstan ayrılırken kendimi çok kızgın ve öfke dolu hissettim, hakkımı savunamamıştım ve bunun olmasına izin verdim. Yeterince protesto etmedim. Kendimi güçsüz hissettim."
Katar makamları o sırada olayı kınamış olsa da, anlamlı bir adım atılmadı. Olayla ilgili tek bir güvenlik görevlisi suçlandı. Onun cezası da ertelendi. Katar hükümeti başlangıçta olayı 'kabul edilemez' olarak nitelendirse de, kadınlardan henüz özür dilemedi ve Katar Havayolları da uçaktakilerden resmi bir özür dilemeyi reddetti.