27.12.2024 - 02:24 | Son Güncellenme:
1923 doğumlu Muhlis Türkmen, 1946’da Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Mimarlık Bölümü’nü bitirir. Aynı yıl bölümün kadrosunda asistanlık görevine başlar. 1969’da profesör unvanını alır. 1982’de Mimar Sinan Üniversitesi’ne dönüşecek kurumda açılan Mimarlık Fakültesi İç Mimarlık Anasanat Dalı’nın başkanlığını 1990 yılına kadar sürdürür. 2003’e dek çeşitli üniversitelerde eğitimcilik yapan Türkmen, 2014 yılında İstanbul’da vefat edene kadar birçok mimari proje tasarlar. 1958 Brüksel Dünya Fuarı Türkiye Pavyonu, 1964 yılına tarihlenen Lizbon’daki Türkiye Büyükelçiliği ve 1967-1972 yıllarında tasarlanan İzmir Resim Heykel Müzesi, Türkmen’in dahil olduğu mimari projeler arasındadır.
Salt Araştırma bünyesinde derlenen ve 2 milyonun üzerinde belgeyi içeren dijital arşiv koleksiyonları “Sanat”, “Mimarlık ve Tasarım” ile “Kent, Toplum ve Ekonomi” alanlarını kapsıyor. Mimarlık ve Tasarım Arşivi’ndeki koleksiyonlar, 20. yüzyıl Türkiye’sinde mimarlık ile tasarımın gelişimine katkı sunmuş uzmanların mesleki ve kişisel arşivlerinde bulunan eskiz, çizim, yazışma, sözleşme, rapor, harita, fotoğraf, dia, ses kaydı, video gibi 180.000’i aşkın belgeyi bir araya getiriyor.
Labirent İmgeleri
Nevzat Sayın’ın Labirent İmgeleri sergisi Galata Rum Okulu’nda Galeri Siyah Beyaz ve Tepta iş birliğiyle gerçekleşiyor. 19 Ocak 2025’e kadar açık kalacak olan Labirent İmgeleri sergisi, soyut lekeler ve mekan tahayyülleri gibi görünen imgelerden oluşuyor. Bir araya gelişlerinde baskının olanaklarını kullanan bu imgeler, sanatçının defterinde biriken bir süreci düşünce biçimleri olarak izleyiciyle buluşturuyor. Bir teknik olarak baskıyı imgenin büyütülüp küçültülmesi üzerinden okumaya açık bir şekilde kullanan sanatçı, atölye sürecinin tanıklıklarını bu sergiyle birlikte genişletip çoğaltıyor.
Sergi kapsamında kullanılan baskı tekniğinin sınırlarındaki imgeler, kesilip koparılıp parçalara ayrıldıklarında, renklerinden kurtarıldıklarında, dönüşerek tekrar ettiklerinde ne olur sorusundaki merakın tezahürü oluyor. Tekniğin olanaklarından yararlanarak başlayan bir üretim sürecinin tümünü bir arada gösteren ve karşılaştırmalı olarak değerlendirme isteğinin sonucunda ortaya çıkan sergi, kendini ve farklı soruları hatırlamaya açık bir davet sunuyor.
Serbestlik Dereceleri
Sümeyra Bakır, Tayfun Erdoğmuş, Bedirhan Kılıç, Merve Karakoç, Kerem Özkan, Dila Pirinç, Beste Saraç, Ulya Soley ve Berkay Tuncay’ın katılımıyla gerçekleşen ve Kerem Ozan Bayraktar’ın küratörlüğünü üstlendiği “Serbestlik Dereceleri” başlıklı sergi, 11 Nisan 2025 tarihine kadar YUNT’ta ziyaret edilebilecek.
Sergi, sanatsal ifade biçimleriyle mekanı nasıl algıladığımızı, kurguladığımızı ve temsil ettiğimizi odağına alıyor. Bir sistemin çevresel koşullara göre nasıl hareket edebileceğini, dönüşebileceğini ve yeniden biçimlenebileceğini açıklayan “serbestlik dereceleri” kavramı, sabit uzam modelleri yerine, farklı yoğunluklar ve hareket olasılıkları içeren bir anlayış öneriyor.
Sergi, doğrusal mekan anlayışlarından doğan statik temsillerin dünyayı olduğu gibi yakalanabilecek sabit nesneler ve varlıklardan oluştuğu varsayımının yerine gerçekliğin dinamik ancak sınırlı yapısını merkezine alıyor. Yaşamın, özellikle de mekân deneyimlerinin farklı yoğunluklara, durağanlıklara ve hareketlere sahip özelliklerini vurgulayan sergi, uzamdaki olasılıklar ağına ve onun yer yer katılaşan sınırlarına odaklanan teknikler barındırıyor.
Sergide insan gözüne yönelik üretilmemiş teknik imgeler, üç boyutlu modellemeler, video ve farklı projeksiyon türleri gibi çeşitli haritalama tekniklerinin yöntemlerine müdahale eden işlerin yanı sıra uzamdaki birikmeleri işaret eden, onları dönüştüren, ayrıştıran ve çözümleyen çalışmalar da yer alıyor. Bu çalışmalar, hem çizgisel temsili alışılmışın dışında tartışmak için ortam hazırlıyor hem de sanatın varlığını olasılık alanlarının keşfiyle ilişkilendiriyor.
Sergiye ev sahipliği yapan YUNT, bu alternatif ifadeleri bünyesinde barındırırken aynı zamanda kendi mekânsal kimliğine dair de bir tartışma alanı yaratıyor. YUNT dönüşüme açık bir alan olarak sergiyi hem bir ifade hem de bir araştırma alanı olarak şekillendiriyor.
MEKAN 2024
İstanbul Kültür Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü tarafından bu yıl on birincisi düzenlenen “MEKAN 2024” İç Mimarlık Öğrencileri Ulusal Bitirme Projeleri Yarışması’nın sonuçları açıklandı. Yarışma, eğitim süreci ile mesleki formasyona geçiş arasında bir eşik niteliğine sahip olan bitirme/diploma projeleri üzerinden genç iç mimar adaylarına, kendilerini ve tasarım felsefelerini tanıtma anlamında bir açık çağrı niteliği taşıyor.
Yarışmanın akademik alandan ve meslek pratiğinin önde gelen temsilcilerinden oluşan jürisi katılan projeleri değerlendirmek üzere 25 Kasım 2024 Pazartesi günü toplandı. Türkiye’de ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki İç Mimarlık ve İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı bölümlerinde eğitim alan öğrencilerin bitirme/diploma projeleriyle katıldıkları yarışmaya bu yıl 17 farklı üniversiteden 50 proje katıldı.
Yarışmada birincilik ödülü TED Üniversitesi’nden Beyza Beril Sebetci, Dilara Şayen Özçelik ve Selin Nur Uğurlu’ya; İkincilik Ödülü TED Üniversitesi’nden İlayda Ödel ve Melike Yaşar’a; Üçüncülük Ödülü ise İstanbul Medipol Üniversitesi’nden Yaren Kocatürk’e verildi. Özyeğin Üniversitesi’nden Rabia Begüm Kayalı, İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Yusuf Enes Canik ve TED Üniversitesi’nden Aysima Zümra Kürekci ve Sedef Boğaç Mansiyon Ödülleri’ne layık görülürken İstanbul Kültür Üniversitesi’nden Osman Emre Yalın, Yaşar üniversitesi’nden Devrim Uslu ve İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Elif Nur Bora Jüri Teşvik Ödülü’ne layık görüldü.
Edebiyat ve Mimarlık
Prof. Dr. Celal Abdi Güzer tarafından derlenen “Edebiyat ve Mimarlık” kitapçılarda yerini aldı. Kitapta, edebiyat ve mimarlığın, biri kelimelerle diğeri ise taş, tuğla ve betonla şekillenen bu iki disiplinin arasındaki bağın yüzeyde göründüğünden çok daha derin olduğu vurgulanıyor.
Edebiyat ve mimarlığın tasarım süreçlerindeki kesişim noktalarını, birbirlerinden nasıl beslendiklerini ve yaratıcılığın iki farklı yansımasını gözler önüne seren kitapta mimarlık ve edebiyatın kesişiminde kıymetli üretimlere imza atan yazarlar, edebiyat ve mimarlık arasındaki ilişkiyi kendi perspektiflerinden ele alıyor. Edebiyatın kurgu sürecinde kent mimarisinden ilham alışı, bir romanın sokaklarında dolaşan karakterlerin adımlarıyla şekillenen şehir tasvirleri ya da mimarların kurgusal metinlerden esinlenerek hayal ettikleri ve inşa ettikleri kentler… Bu karşılıklı etkileşim, hem sanatın hem de yaşamın nasıl tasarlandığını yeniden düşünmeye davet ediyor. Edebiyat ve mimarlık meraklıları için bir ilham kaynağı olan bu kitap, şehirlerin ve hikayelerin nasıl örüldüğüne dair yeni bakış açıları sunuyor. Tasarımın iki yüzünü keşfetmek ve sınırların nasıl bulanıklaştığını görmek isteyenler için vazgeçilmez bir başucu eseri niteliğindeki kitap FOL Kitap tarafından yayımlandı.
Reinterpreting Tradition
INTBAU Grassroots programı kapsamında Antalya Bilim Üniversitesi ve Akdeniz Serbest Mimarlar Derneği iş birliği ile organize edilen “Reinterpreting Tradition: Contemporary Insights Towards Buttoned Houses’ Technique” tüm mimarlık öğrencilerinin katılımına açık uluslararası bir mimarlık yarışması. Antalya’nın geleneksel yapım tekniklerinden biri olan Düğmeli Evler’in kültürel mirasını çağdaş mimarlık pratikleriyle buluşturmayı hedefeyen yarışmada katılımcıların, bu özgün yapım yöntemini keşfederek küçük ölçekli yenilikçi tasarımlar geliştirmeleri ve bu tekniklerin günümüz mimarlığında yeniden yorumlanmasına katkıda bulunmaları bekleniyor.
Son başvuru tarihi 14 Mart 2025 olarak belirlenen ve resmi dili İngilizce olan yarışma, tek aşamalı bir mimarlık proje yarışması olarak tüm ülkelerden öğrencilerin katılımına açık olarak düzenleniyor. Yarışmanın proje alanı, Antalya Bilim Üniversitesi kampüsü içerisinde yer alıyor. Konum bilgileri, drone videoları, fotoğraflar ve dwg formatında yerleşim planını içeren detaylı bilgiler yarışma web sitesindeki eklerde sunuluyor. Katılımcıların bu materyalleri dikkatlice inceleyerek, alanı kapsamlı bir şekilde anlamaları ve yarışmanın hedefleriyle uyumlu tasarımlar geliştirmeleri bekleniyor.
Yarışmanın Ayşen Ciravoğlu tarafından başkanlığı yürütülen seçici kurulu Ömer Selçuk Baz (Mimar, Yalın Mimarlık), Biś Lisowski (Mimar, Association of Polish Architects), Antonio Riverso (Prof. Dr., International Academy of Architecture) ve Alper Gülle’den (Mimar, Antalya Bilim Üniversitesi) oluşuyor.