Mayıs rüzgarları
Jose Morais’in göreve başladığı 23. haftadan bu yana sadece Fenerbahçe karşısında dört gol yiyen, bunun dışındaki maçlarda kalesini gole kapatan Bodrum FK; Galatasaray için şampiyonluk yarışındaki en kritik virajlardan biriydi. Ancak şampiyonluk için kenetlenen sarı- kırmızılı futbolcular, zoru kolaya çevirdiler.
Gerçekten de maçın ilk dakikasından son dakikasına kadar oyun hakimiyetini ellerinden bırakmayan sarı- kırmızılılar, rakipleri üzerinde ezici bir üstünlük kurdular. Bu anlamda, ilk altı dakika içerisinde Bodrum kalesine iki delici şut yollayan Galatasaraylı futbolcular, ilk yarıda attıkları yirmi üç şutla da yeni bir rekorun sahibi oldular. Bodrum FK ise sarı- kırmızılı kaleye hiç şut çekemeden sıfır gol beklentisiyle tamamladı ilk yarıyı.
Konuk takım, ilk devreyi Torreira’nın golüyle 1-0 önde kapatan Galatasaray karşısında ikinci yarının başında biraz hareketlense de bunu efektif bir oyun kurgusuna dönüştüremedi ve devamlılık sağlayamadı. Galatasaray’ın ezici üstünlüğü bu devrede de sürdü ve Davinson Sanchez’in golü hesabı kapattı.
Kısacası, tamamen tek taraflı bir maç oldu Galatasaray- Bodrum FK mücadelesi. Sarı- kırmızılılar, rakiplerini adeta boğdular. Bodrum FK, takım halinde kapanıp sıkı bir defans yapmaya çalışsa da bu boğucu baskı karşısında başarılı olamadı.
Elbette bu baskının yanında Galatasaraylı futbolcuların kaliteleri de fark yaratan etmenlerdendi. Şüphesiz burada Lucas Torreira ile başlamak gerekir. Müthiş oynadı Uruguaylı futbolcu ve bence tartışmasız bir şekilde maçın adamıydı. Her yerde vardı, ikinci topların neredeyse tamamını aldı ve Sara’nın kullandığı duran top organizasyonunda sahanın en kısa oyuncusu olmasına rağmen harika bir kafa vuruşu ile fileleri havalandırdı. Bu maçta da yine iyi bir performans sergileyen Lemina’nın ilk on bire monte edilmesi, Torreira’nın oyununu oldukça pozitif yönde etkiledi. Böylece Torreira, ön alanda daha fazla kendisini gösterebiliyor. Esasen Lemina, omurgaya monte olmasıyla tüm organizmaya şifa oldu. Eğer Galatasaray şampiyon olursa Lemina’nın transferi bunda çok etkili olmuş olacak.
Klasik oyun ezberine geri dönen Galatasaray’da santrafor arkasına konuşlandırılan Sara, performansını her maç daha da arttırıyor. Barış Alper Yılmaz bu maçta da çok iyi oynadı. Ancak kimi zaman çok gereksiz top kayıpları yapıyor. Benzer hataları Yunus Akgün de yapıyor. Topu ayağında bu kadar fazla tutmamalı. Bununla birlikte Yunus Akgün de iyi mücadele etti. İkinci yarıda bir ara oyundan düşse de kendisini yeniden toparladı ikinci golde mükemmel bir asiste imza attı.
Bu asiste değinmişken paragrafı, maçın Torreira’dan sonraki diğer en iyi oyuncusu olan Davinson Sanchez’e ayıralım. Kolombiyalı stoper; ilk yirmi altı dakikada üç, ikinci yarıda da iki çok kritik ilk müdahale yaptı ve böylece rakibin çok tehlikeli olabilecek ataklarını daha başlamadan bitirdi. Bunun dışında oyun kurulumunda da vardı. Nihayetinde de attığı kafa golü ile fişi çeken isim oldu. Davinson Sanchez çok başka bir seviye.
Ve elbette Victor Osimhen... Yine çok koştu, çok çabaladı, çok mücadele etti. Gol atamadı ama yine galibiyetin mimarlarından oldu.
Bodrum FK kalecisi Diogo Sousa’nın maçı on bir kurtarışla tamamlaması, karşılaşmanın nasıl geçtiğinin bir göstergesi aslında. Galatasaray, oyun olarak çok ezici bir üstünlük kurdu rakibi karşısında. Skorun daha farklı olmasını engelleyen ise Bodrum FK kalecisi Sousa ve Galatasaraylı oyuncuların bazı pozisyonlarda son vuruşlarda yaptıkları hatalardı.
Galatasaray alıştığı oyun anlayışına, başka bir deyişle fabrika ayarlarına döndüğünden beri o bildiğimiz dominant karakterine geri döndü. Teknik ekip, oyuncular, taraftarlar, kısacası tüm camia kenetlenmiş ve enerji çok yüksek. Mayıs rüzgârları esiyor sarı- kırmızılılarda. Bakalım bu rüzgâr devam edip Galatasaray’ı zirveye taşıyabilecek mi?