The Ned

Bölgede nadir görülen, erken şehirleşme örneklerinden birinin uyarlamalı yeniden kullanım projesi, inşaat azaltmaya yönelik bir karar olmasının yanı sıra kültürel kimliği göz önünde bulundurarak Körfez Bölgesi’ndeki mimari yenilenmeye önemli bir katkı sağlıyor.

Ünlü Corniche sahil şeridinde ve Amiri Diwan ile Büyük Cami’ye yakın bir konumda yer alan, 1970’lerde Lübnanlı mimar William Sednaoui tarafından tasarlanan tescilli bina, Doha’nın tarihi simgelerinden biri. İnce ritmik cephesi ve heykelsi silüetiyle devlet binası, Orta Doğu’daki brütalizmin önemli bir örneği olarak kabul ediliyor. Mevcut mimari, butik bir otele dönüştürülmek üzere yenilenmiş, uyarlanmış ve ek bir üst katla genişletilmiş. 260 metre uzunluğundaki kaide, yeşil bir vaha oluşturarak yoğun yeşil alan, sanat enstalasyonları ve havuzlarla çevrelenmiş. Su kenarına yerleştirilen pavyonlar, çeşitli hizmet ve etkinlik olanaklarına ev sahipliği yapıyor. Pavyonlar, ince beton kaburgalarla örtülmüş sürekli bir “brise soleil” kanopiyle kaplanmış olup, gölgeli ve özel açık alanlar sunuyor.

1/5

2/5

3/5

4/5

5/5

Atriyum ile şimdi kapalı olan iç avlu, kompleksin kalp noktasını oluşturuyor. İlk katın galerisindeki bar, zemin kattaki geniş restoran alanlarına bakış sunuyor. Doksan adet otel odası ve süitler, üç kata yayılıyor. İç mekanlar 1970’lerin ihtişamından ilham alarak Soho House Design tarafından tasarlanmış. Yeni çatı katı, spa ve wellness alanı, fitness salonu ve kulüp salonuna ev sahipliği yaparak Pers Denizi ve Doha’nın silüetine doğru manzaralar sunuyor. Yeni oluşturulan kaide, binanın yatay estetiğini geliştirirken çatı şeritleri mevcut alçı şeritlerinin doğrusal yapılarını andırıyor. Gölge oyunları, otelin tüm tasarımını içeriye kadar şekillendiriyor. İç mekan, bir dizi hassas müdahale ile yeniden yorumlanmış. Mevcut binaya dikkatlice entegre edilen eklemeler, beyaz Calacatta ve yeşil Tinos mermeri ile mevcut cepheyi anımsatan traverten gibi yüksek kaliteli malzemelerle kurgulanmış.