07.09.2024 - 13:58 | Son Güncellenme:
Milliyet.com.tr
İsrail-Hamas arasında başlayan savaşın 338'inci günü... Bölgeye dair bütün gelişmeleri canlı blog sayfasına taşıyoruz.
İsrail, bugüne kadar işgal altındaki Batı Şeria ve abluka altındaki Gazze Şeridi'nin yanı sıra uluslararası sularda Filistinlilere destek veren birçok uluslararası aktivisti öldürdü.
İngiltere Dış İstihbarat Servisi (MI6) Başkanı Richard Moore misilleme ihtimaline ilişkin konuştu. Londra'da katıldığı bir etkinlikte İran'ın İsrail'e misilleme yapıp yapmayacağı sorusuna cevap veren Moore, “İran'ın misilleme yapmayı deneyeceğinden şüpheleniyorum. İranlıların bu yöndeki faaliyetlerine karşı gardımızı düşüremeyiz” dedi.
Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye, İran Cumhurbaşkanı Mesut Pezeşkiyan'ın yemin töreni için bulunduğu Tahran'da uğradığı suikast sonucu hayatını kaybetmişti. İran Devrim Muhafızları Ordusu Halkla İlişkiler Birimi tarafından yayımlanan bildiride ise, saldırının İsrail tarafından gerçekleştirildiği belirtilmiş, “Yapılan araştırmalar ve incelemeler sonucunda, bu terör saldırısının yaklaşık 7 kilogram ağırlığında kısa menzilli bir savaş başlığı ile yapıldığı ve şiddetli bir patlamaya neden olduğu tespit edilmiştir” ifadeleri kullanılmıştı.
İsrail Gazze Şeridi’nde saldırılarına aralıksız devam ederken, bölgede ateşkes için müzakereler de sürüyor. Müzakerelerde arabulucu ABD’yi temsil eden CIA Başkanı William Burns bugün Londra’da düzenlenen bir etkinlikte görüşmelerdeki son duruma ilişkin yaptığı açıklamada, “Önümüzdeki birkaç gün içinde daha ayrıntılı bir teklifte bulunacağız ve sonra göreceğiz. Ateşkese şu anda ne kadar yakın olduğumuzu size söyleyemem” dedi.
Görüşmelerde sunulan planın yüzde 90’ının taraflar arasında kabul edilmiş olmasına rağmen geriye kalan yüzde 10’un bir sebepten dolayı kabul edilmediğini belirten Burns, müzakerelerde en zor kısmın da bu olduğunu söyledi. Burns konuşmasında, “Ateşkes için hem İsrail’in hem de Hamas’ın bazı zor seçimler yapması ve bazı siyasi tavizler vermesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
İsrailli haham ve siyasi lider Meir Mazuz, İsrail’in topyekün ablukası ve saldırıları altındaki Gazze Şeridi’nde Filistinli bir esire cinsel saldırıyla suçlanan İsrail askerlerine destek vererek, onları "tutuklamak yerine ödüllendirmek" gerektiğini söyledi.
İsrail resmi televizyonu KAN’ın haberine göre, İsrail’deki Sefarad Yahudilerinin önde gelen liderlerinden haham Mazuz, geçen günlerde, İsrail'in güneyindeki Negev Çölü'nde bulunan ve Gazzeli esirlere yönelik işkence ve tacizin adresi haline gelen Sde Teiman gözaltı merkezinde görev yapan ve tacizle suçlanan askerlerle bir araya geldi.
Haham Mazuz, gözaltı merkezindeki muhtemel taciz suçlusu bir askeri kutsadı ve onlara dua etti.
Kanalda yayınlanan ve sosyal medyada çokça paylaşılan görüntülerde haham Mazuz, cinsel saldırı şüphelisi askerlere hitaben, "Tamamen beraat edeceksiniz. Siz ne yaptınız? Düşmanı darbettiniz. E, bunda ne var? Her şey yolunda. Başka bir ülkede olsaydı ödüllendirilirdiniz." ifadelerini kullandı.
Buluşmaya, Filistinli esire cinsel saldırıyla suçlanan bazı askerleri temsilen bir de avukat katıldı.
İsmi açıklanmayan avukat, haham Mazuz’a, cinsel saldırı mağduru Filistinli bir esirin "yalan söylediğine dair bir doktordan görüş aldığı" iddiasında bulundu.
İsrail’in faşist Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir, dün başkent Tel Aviv’deki Geula plajına gerçekleştirdiği ziyaret sırasında protesto edildi.
Sahildeki İsrail vatandaşları Gazze’deki esirlerin serbest bırakılması için henüz anlaşma sağlayamayan Ben Gvir’e tepki gösterdi.
İsrailliler, "Sen bir katilsin, sen bir teröristsin, senin yüzünden Gazze'de rehineler ölüyor. Burada yürümeye nasıl cesaret edersin?" şeklinde sloganlar attı.
O sırada denizde bulunan 27 yaşındaki Noa Goldenberg, İsrailli bakana avucuna aldığı bir miktar ıslak kumu fırlattı.
Olay anına ilişkin görüntülerde öfkelenen Ben Gvir ve ekibinin kumun geldiği yöne doğru ilerlediği görüldü.
Kumu attığı tespit edilen Goldenberg, polis tarafından gözaltına alınarak Ramla şehrindeki Neve Tirtza Kadın Hapishanesi'ne gönderildi.
Geceyi cezaevinde geçiren Goldenberg’in bugün hakim karşısına çıkana kadar cezaevinde tutulması bekleniyor.
26 yaşındaki Türk-Amerikan vatandaşı Ayşenur Ezgi Eygi'nin işgal altındaki Batı Şeria'da katledilmesi dünyayı ayağa kaldırdı.
Ayşenur Ezgi Eygi'nin, Nablus yakınlarındaki Beyta kasabasında Yahudi yerleşimlerinin genişlemesine karşı düzenlenen bir protesto sırasında öldürüldüğü bildirildi.
Fransız haber ajansı AFP aktivistin başından yaralanarak Nablus'taki bir hastaneye kaldırıldığını ancak daha sonra öldüğünü yazdı.
Filistin medyasında yer alan haberlere göre 26 yaşındaki Eygi, Filistinli köylüleri İsrailli yerleşimcilerin şiddetinden korumak için yürütülen bir kampanyada yer alıyordu.
Türk medyasında yer alan haberlere göre, çifte vatandaş olan Eygi, 1998 yılında Antalya'da doğmuştu.
Bir süre ABD'nin Washington eyaletine bağlı Seattle'da yaşayan Eygi, Washington Üniversitesinde çift dal yaptı. 2024 Haziran'da ana dal Psikoloji bölümünün yanı sıra Orta Doğu Dilleri ve Kültür bölümünü tamamladı.
Olay, İsrail güçlerinin dokuz gün süren operasyonunun ardından işgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Cenin şehri ve mülteci kampından çekilmesinin ardından meydana geldi.
Eygi, Filistin topraklarının İsrail tarafından işgaline karşı barışçıl ve sivil yöntemlerle Filistinlilere desteğiyle çıkan Uluslararası Dayanışma Hareketi (International Solidarity Movement, ISM) gönüllüsü oldu.
ISM, Eygi'nin, 6 Eylül'de Batı Şeria'nın Nablus şehrine bağlı Beyta beldesinde düzenlenen bir gösteriye gözlemci olarak katıldığını, yakınlarda bir çatıda duran İsrailli keskin nişancı tarafından kasıtlı hedef alınarak öldürüldüğünü bildirdi. 2003 yılında İsrail buldozeri tarafından ezilerek öldürülen ABD vatandaşı Rachel Corrie de aynı harekete mensuptu.
'OTOPSİ KANITLADI'
Eygi, Filistin’de İsrail güçleri tarafından öldürülen üçüncü ISM gönüllüsü oldu. Görgü tanıkları, genç kadının gösteri alanının uzağında olduğunu, çatıda gördükleri keskin nişancı tarafından vurulduğunu kaydetti.
Filistin'de işgal altındaki Batı Şeria'nın Nablus Valisi Gassan Daglas ise, Türk aktivist Ayşenur Ezgi Eygi'nin İsrailli bir keskin nişancı tarafından öldürüldüğünün otopsi raporuyla kanıtlandığını belirtti.
Otopsinin dün gece Nablus kentindeki En-Necah Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yapıldığını belirten Daglas, "Rapor sonucu, İsrailli bir keskin nişancının kurşunuyla başından öldürüldüğünü kanıtladı" dedi.
Daglas, başka ayrıntıya yer vermedi.
'İKİ EL SİLAH SESİ'
Eygi ile birlikte protestoya katılan İsrailli-Yahudi aktivist Jonathan Pollak, BBC'ye verdiği demeçte, olay sırasında iki el ateş edildiğini duyduğunu söyledi. "Çatıda askerlerin nişan aldığını" gördüğünü aktaran Pollak, 'bir veya iki saniyelik' arayla iki el ateş edildiğini duyduğunu belirtti.
"Birinin bana seslendiğini ve İngilizce 'Bize yardım et. Yardıma ihtiyacımız var. Yardıma ihtiyacımız var' dediğini duydum. Onlara doğru koştum" dedi.
Eygi'yi 'yerde bir zeytin ağacının altında yatar halde, başı kanlar içinde' gördüğünü söyledi ve şöyle devam etti:
"Elimi arkasına koyup kanamayı durdurmaya çalıştım. Bakınca askerlerle bizim aramızda belirgin bir görüş hattı vardı. Nabzını ölçtüm çok zayıftı."
Cuma günkü gösterinin, Eygi'nin Filistin yanlısı Uluslararası Dayanışma Hareketi ile birlikte katıldığı ilk protesto gösterisi olduğunu da sözlerine ekledi.
TEPKİLER ÇIĞ GİBİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sosyal medya hesaplarından Eygi için başsağlığı mesajı yayımladı.
Erdoğan, "İsrail’in Batı Şeria’daki işgal karşıtı sivil bir protestoya karşı yaptığı barbarca müdahaleyi lanetliyorum" dedi ve şöyle devam etti:
"Türkiye olarak, İsrail’in neredeyse 1 yıldır devam eden, çoluk çocuk, genç yaşlı demeden 41 bin insanı katlettiği bu işgal ve soykırım politikasının son bulması ve işlediği insanlığa karşı suçların hesabını hukuk önünde vermesi için her platformda çaba göstermeye devam edeceğiz."
Türk Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, Eygi'nin ölümünü 'cinayet' olarak nitelendirdi ve “Nablus kentinde İsrail işgal askerleri tarafından öldürüldüğünü” kaydetti.
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Matthew Miller, Washington'un 'ölüm koşullarıyla ilgili acilen daha fazla bilgi topladığını ve bilgi edindikçe daha fazla şey söyleyeceğini' kaydetti.
Miller ayrıca Eygi'nin ailesine ve sevenlerine 'en derin taziyelerini' sundu.
BM Genel Sekreteri Sözcüsü Stéphane Dujarric, olaya tepki göstererek, "Koşulların tam olarak araştırılmasını ve sorumluların hesap vermesini istiyoruz" dedi. Dujarric sivil halkın 'her zaman korunması gerektiğini' vurguladı.
Olayla ilgili bir diğer soruşturma talebi de Washington'dan geldi. Beyaz Saray tarafından Cuma günü yapılan açıklamada, olayla ilgili İsrail'den soruşturma telp edildiği belirtildi.
Beyaz Saray Ulusa Güvenlik Konseyi Sözcüsü Sean Savett, "Washington'ın bir Amerikan vatandaşının trajik ölümünden derin rahatsızlık" duyduğunu söyledi.
İngiliz BBC, "BM, Batı Şeria'daki silahlı saldırıyla ilgili kapsamlı soruşturma çağrısında bulundu" başlığını tercih etti.
Amerikan New York Times gazetesinin haberinin başlığında, Eygi'nin üniversitesindeki Gazze savaşı karşıtı eylemleri organize edenlerden biri olduğu vurgulandı.
The Guardian gazetesi, Beyaz Saray'ın 'çok endişeli' olduğunu yazdı.
Katar merkezli Al Jazeera, "İsrail güçleri işgal altındaki Batı Şeria'da Amerikalı-Türk aktivisti öldürdü" dedi.
Amerikan Washington Post gazetesi, "Amerikalı kadın Batı Şeria'daki protestoda vurularak öldürüldü, görgü tanıkları IDF'nin onu vurduğunu söylüyor" başlığı ile habere yer verdi.
CNN'in haberinde, Eygi'nin ailesi tarafından yapılan basın açıklamasında, Beyaz Saray'ın taziye dileklerinin memnuniyetle karşılandığı ancak İsrail'in Ayşenur'un ölümüne ilişkin yürüttüğü soruşturmanın 'yeterli' olmadığı vurgulandı.
'İĞRENÇ BİR SUÇ'
Hamas, Türk aktivist Ayşenur Ezgi Eygi'nin Batı Şeria'da İsrail askerleri tarafından öldürülmesine ABD'nin tarafgir politikalarının sebep olduğunu belirtti. Hamas tarafından yapılan yazılı açıklamada, Eygi'nin öldürülmesi kınandı.
'İğrenç bir suç' olarak nitelendirilen saldırının, İsrail'in, Filistin halkına destek veren yabancı aktivistlere karşı işlediği suçların bir devamı olduğu, bu şekilde onlarca aktivistin öldürüldüğü, bunlardan en önde geleninin de 2003 yılında İsrail buldozeriyle ezilerek öldürülen ABD'li aktivist Rachel Corrie olduğu hatırlatıldı.
İsrail ordusu, 'bölgede açılan ateş sonucu yabancı uyruklu bir kişinin öldürüldüğüne dair haberleri' ve 'olayın meydana geldiği koşulları' araştırdığını savundu.
İsrail son 50 yılda Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te 700 binden fazla Yahudi'nin yaşadığı yerleşim yerleri inşa etti.
Yerleşimler uluslararası hukuka göre yasadışı sayılıyor. Ancak İsrail bunu reddediyor.
Filistin Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Gazze Şeridi'ne son 48 saatte düzenlenen dört saldırıda 61 Filistinlinin hayatını kaybettiği, 162 Filistinlinin ise yaralandığı belirtildi.
İsrail'in 7 Ekim'den bu yana düzenlediği saldırılarda hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısının 40 bin 939’a, yaralıların sayısının 94 bin 616’ya yükseldiği kaydedildi.
Haaretz gazetesi, İsrail'in kuzeyinde konumlanan Megiddo Hapishanesi'nde Filistinli tutuklulara yönelik işkence ve aşağılama vakalarını kanıtlayan fotoğrafları elde ettiğini kaydetti.
Fotoğraf ve videolar, onlarca tutuklunun kelepçelenerek yüzüstü yere yatırıldığını ve bazılarının kıyafetlerinin çıkarıldığını gözler önüne sererken, hapishanede olağandışı bir olay yaşanmamasına rağmen Filistinlilerin bir bekçi köpeğiyle korkutuldukları da dikkat çekti.
Haaretz Megiddo Hapishanesi'ndeki tutukluların, "Bunlar rutin uygulamalar ve (tutuklular) hapishane güçleri tarafından günlük olarak fiziki ve psikolojik tacize maruz kalıyorlar" dediğini aktardı.
Hapishanede tutuklu bulunan Filistinliler gazeteye ayrıca, gardiyanların, mahkumları kameraların olmadığı yerlere götürüp mahrem yerlerinden darp ettiğini, de anlattı.
Gazeteye göre, 'Cezaevi Hizmetleri yaşananların, hapishane içindeki olası tehditler hakkında herhangi bir ayrıntı vermeden, uygulanan güvenlik önlemleri kapsamında rutin bir eğitim tatbikatı' olduğunu iddia etti.
HAMAS: NEFRET VE SADİZMİN BOYUTUNU ORTAYA KOYUYOR
Hamas yaptığı açıklamada, İsrailli gardiyanların, faşist Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir tarafından da onaylanan bir uygulama olarak, Megiddo Hapishanesi’nde polis köpekleriyle uyguladığı işkencenin ve aşağılamanın, Filistinlilere karşı taşıdığı nefret ve sadizmin boyutunu ortaya koyduğunu belirtti.
Açıklamada aç bırakma, işkence ve kasıtlı tıbbi ihmal sebebiyle hapishanelerde 60’tan fazla Filistinlinin öldüğünün de altı çizildi.
Hamas, uluslararası kurum ve kuruluşlara Filistinlilere karşı işlenen suçları belgeleme, esir ve tutuklulara karşı yapılan ihlallerin durdurulması için İsrailli hükümetine baskı yapılması çağrısında bulundu.
SAVAŞLA TIRMANIŞA GEÇTİ
İsrail cezaevlerindeki Filistinli mahkumlara ve esirlere yönelik işkence ve kötü muameleye yönelik raporlar ve tanıklıklar, İsrail’in 7 Ekim 2023'te Gazze’ye başlattığı saldırıların ardından tırmanış gösterdi.
Zira bu tarihten beri, insan hakları örgütleri ve medya kuruluşları, Negev'deki kötü şöhretli Sde Teiman Hapishanesi başta olmak üzere İsrail hapishanelerindeki insanlık dışı koşulları ve işkenceleri gündeme getiriyor.
İsrail ordusu, 27 Ekim'de Gazze'de kara harekatının başlamasından bu yana; kadınlar, çocuklar ve sağlık çalışanları da dahil olmak üzere binlerce Filistinli sivili tutukladı.
Filistin Mahkumlar Kulübü'ne göre, İsrail güçleri, 7 Ekim'den beri Gazze hariç, Batı Şeria'da 10.400'den fazla Filistinliyi tutukladı.
SİSTEMATİK İŞKENCE, TECAVÜZ, VAHŞET...
Serbest bırakılan mahkumlar hapishanelerdeki; sistematik işkence, uyku, yiyecek ve sudan mahrum bırakma yanı sıra cinsel istismar gibi vahşetleri anlattı.
Özgürlüğüne kavuşan mahkumların fotoğrafları, esaret öncesi ve sonrası fiziki durumlarındaki değişimi gözler önüne serdi ve bazılarının tanınamayacak hale geldiğini ortaya koydu.
Tutuklular yanı sıra, 24 saat boyunca gözleri ve vücutları bağlı halde tutulduklarını, cop ve polis köpekleri de dahil olmak üzere her türlü araç kullanılarak sürekli dayaklara maruz bırakıldıklarını kaydetmişti.
İsrail güçlerinin mahkumlara, sürekli hakaretler ettiği, onurlarını zedeleyen ve aşağılayan sözler söylemeye zorladığı, tehditlerde bulunduğunu öğrenilmişti ve tutuklulara cinsel saldırıda bulunup tecavüz ettiği ortaya çıkmıştı.
Lübnan'ın güneyinden İsrail'e 30 füze atıldığı, saldırıda ölen ve yaralanan olmadığı bildirildi.
İsrail ordusu X hesabından yaptığı açıklamada, İsrail'in kuzeyindeki Yukarı Celil bölgesine 30 füze atıldığını duyurdu.
Açıklamada, erken uyarı sistemlerinin devreye girdiği, füzelerin açık alanlara düştüğü ve saldırı sonucu can kaybı ve yaralanma olmadığı kaydedildi.
Füzelerin Nebatiye kentindeki Bint Cubeyl beldesine bağlı Yatır bölgesinden atıldığının tespit edildiği belirtilen açıklamada, füze rampalarının İsrail savaş uçakları tarafından vurulduğu ifade edildi.
Hizbullah'tan yapılan yazılı açıklamada ise İsrail'in kuzeyindeki Neria Dağı Askeri Üssü'ne Katyuşa füzeleriyle saldırı düzenlendiği aktarıldı.
Hizbullah açıklamasında, Yatır bölgesindeki füze rampalarının İsrail savaş uçakları tarafından hedef alındığı iddiasına ilişkin yorum yapılmadı.
İsrail savaş uçaklarının sabah saatlerinde Gazze kentinin kuzey ve orta kesimlerinde çeşitli bölgelere düzenlediği saldırılarda biri çocuk olmak üzere en az beş kişi hayatını kaybetti, 10 Filistinli ise yaralandı.
Filistin resmi haber ajansı WAFA'nın haberine göre, İsrail, Gazze kentinin kuzeyindeki En-Nasr semtinde Avadallah ailesine ait bir apartman dairesini füzelerle hedef aldı.
Saldırıda bir kız çocuğu hayatını kaybederken yaralanan çok sayıda vatandaş, şehirdeki El Ehli Baptist Hastanesine kaldırıldı.
Filistin Kızılayı da İsrail uçaklarının Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Bureyc Mülteci Kampı’na saldırısında dört kişinin öldüğünü, aralarında çocukların da bulunduğu 10 kişinin yaralandığını bildirdi.
Yaralılar, Nusayrat Mülteci Kampı’ndaki El Avde Hastanesi'ne kaldırıldı.
Alman gazetesi Bild, Hamas lideri Yahya Sinvar'ın bilgisayarında bulunan daha önce görülmemiş belgenin, grubun ateşkes müzakereleri stratejisine ışık tuttuğunu bildirdi.
SİNVAR BİZZAT ONAYLADI
Alman gazete tarafından elde edilen belgenin 2024 baharına ait olduğu ve Sinvar tarafından bizzat onaylandığı söyleniyor. Bild, dosyanın içeriğinin iki bağımsız kaynak tarafından doğrulandığını kaydetti.
Belgede, İsrail ile rehinelerin serbest bırakılması karşılığında ateşkes ve Filistinli mahkumların serbest bırakılmasını öngören olası bir anlaşma konusunda müzakerelerde Hamas'ın stratejilerini ve hedefleri sıralanıyor.
PSİKOLOJİK SAVAŞ, İSRAİL'İ 'TÜKETMEK'
Bunlar arasında İsrail'in askeri ve siyasi ayağını 'tüketmek', Hamas'ın askeri yeteneklerini arttırmak ve İsrail üzerindeki uluslararası baskıyı artırmak gibi unsurlar yer alıyor.
Haberde ayrıca Hamas'ın İsrail üzerinde psikolojik savaş stratejisi ortaya koyduğu belirtiliyor ve grubun anlaşmadaki temel hedefleri de listeleniyor. Bunlardan biri ise, İsrail tarafından tutulan 100 Filistinli mahkumun serbest bırakılmasını sağlamak.
Habere göre, Hamas'ın bir diğer hedefi, İsrail-Gazze sınırında daha kalıcı bir ateşkesin parçası olarak Arap ülkelerinden güçlerin konuşlandırılması ve İsrail ile Hamas arasında bir tampon görevi görmesi.
Haberde ayrıca, son zamanlarda müzakerelerde önemli bir sorun haline gelmesine rağmen, belgede Philadelphia Koridoru'ndan bahsedilmediği belirtiliyor.
Bu, belgenin yazıldığı zamana atfediliyor çünkü İsrail Philadelphia Koridoru'nun kontrolünü ancak Mayıs ayında ele geçirdi.