Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr Almanya İstihdam ve Meslek Araştırmaları Enstitüsü'nün yaptığı araştırmaya göre, ülkenin 400 bin göçmene ihtiyacı var. Göçmenlerin kriterleriyle ilgili resmî açıklama yapılmazken, Almanya’nın belirli meslek gruplarını alacağı tahmin ediliyor.
ALMANYA’NIN GÖÇMENE İHTİYACI VAR
Almanya’ya ilk resmi Türk işgücü göçü 31 Ekim 1961’de, 'Türk İşgücü Anlaşması'nın imzalanmasıyla başladı. Bugün Almanya'nın 83,24 milyonluk nüfusunun 21,9 milyonunu göçmenler oluşturuyor.
Dünyanın birçok bölgesinden göçmen alan Almanya'nın Nürnberg kentindeki İstihdam ve Meslek Araştırmaları Enstitüsü'nün yaptığı araştırmaya göre, ülke ekonomik faaliyette bulunan iş gücünü sabit bir seviyede tutabilmek için yılda 400 bin göçmene ihtiyaç duyuyor.
İSTİHDAMA KATILANLARIN SAYISINDA AZALMA VAR
İstihdam ve Meslek Araştırmaları Enstitüsü'nün yaptığı araştırmaya göre, Almanya'da demografik değişim mevcut. Ülkede istihdama katılan kişilerin sayısının azaldığına dikkat çekilen araştırmada, kadın ve yaşlı istihdamı artırılsa ve yılda 100 bin göçmen alınsa bile 2020 yılında 47 milyon 400 bin olan istihdamın 2060 yılında 44 milyon 400 bine gerileyebileceği hesaplandı.
Araştırmada ülkeye göçmen alınmaması durumunda Almanya'da istihdama katılanların sayısında 2035 yılına kadar 7 milyon 200 bin, 2060 yılına kadar da 16 milyon kişilik bir azalmanın yaşanacağı vurgulanıyor.
‘HEDEFE ULAŞMAK ZOR’
Uzmanlar, Almanya’nın yıllık 400 bin göçmen alımı hedefinin ulaşılabilirliğini sorguluyor. Göçmen alımının şartlarını göz önünde bulunduran uzmanlar, alımdan ziyade mevcut çalışanların verimliliğinin artırılmasının da faydalı bir yöntem olabileceğini kaydetti.
HANGİ ALANLARDA İHTİYAÇ VAR?
Geçtiğimiz Ekim ayında 276 binlik bir açık olduğunu vurgulayan uzmanlar, Almanya'da özellikle matematik, bilişim, fen bilimleri ve teknikle ilgili alanlarda iş gücü açığı olduğunu vurguladı. Almanya’nın göçmen politikasında uyguladığı şartlarla ilgili, İstanbul Medipol Üniversitesi’nden Doç. Dr. Hatice Deniz Genç, "Almanya’nın 1990’lı yıllardan beri dünya ekonomileri ile yarışabilir, onları geride bırakacak bir AB ekonomisi kurmak hedefi var. Bu nedenle matematik, fen, mühendislik alanlarında yeni mezunların ya da uzmanların göçü uzun süredir destekleniyor" dedi. Tıp, hemşirelik, vb. sağlık bilimlerinden mezun olanların da yaşlanan AB ülkelerinin ihtiyacı olan meslek grupları arasında yer aldığını vurgulayan Doç. Dr. Genç, bu meslek gruplarının göçünün arzu edildiğini söyledi.
ÇEVRE ÜLKELERDEN TALEP AZALDI
İstihdam ve Meslek Araştırmaları Enstitüsü'nün yaptığı araştırmada, Almanya'ya Avrupa Birliği'ndeki ülkelerden gelen göçmenlerin sayısında da bir azalma var. Çevre ülkelerde yaşanan demografik değişim nedeniyle göçmen sayısının azaldığına dikkat çeken araştırmada uzmanlar, menşe ülkelerdeki düşük maaşların Almanya'dakinden daha kötü olmaması da mevcut göçün azalmasının nedenlerinden biri olarak yorumlandı.
Doç. Dr. Hatice Deniz Genç, “Almanya’nın eskiden beri göç aldığı Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri 2004’te AB’ye üye oldular. Bu ülkelerde yavaş yavaş yaşam standartları, çalışma koşulları, ortalama gelir düzeyi AB ortalamasına geldi” dedi. Yapılan raporlarda, AB içi göçün devam ettiğini, hatta baskın bir trend olduğunu ancak ihtiyacı karşılamadığı söyleyen Doç. Dr. Genç, Avrupa Birliği genelinde özellikle belli meslek gruplarının istihdamında açık olduğunu söyledi. Öte yandan Avrupa toplumlarında istihdam edilebilir nüfusun azaldığını vurgulayan Genç, hem talebin olduğunu hem de daralma olduğunu iletti. Doç. Dr. Hatice Deniz Genç, iç göçün yeterli olmaması sonucunda AB dışından nitelikli emek göçü talebi doğduğuna değindi.
AB’NİN NÜFUSU YAŞLANIYOR
Peki Avrupa Birliği'nin demografik yapısında meydana gelen değişimler uzun vadede göçmen ihtiyacına sebep olur mu? Doç. Dr. Hatice Deniz Genç, “Evet, nüfus yaşlanıyor. 2020’de nüfusun %20,6’sı 65 yaş üzeri, bu oranın 2100’de nüfusun %31,3’ne denk geleceği ve ortama yaşın 49’a yükseleceği tahmin ediliyor. Yani Avrupa nüfusu yaşlanıyor. Doğurganlık oranındaki düşüklük de (%1.53 AB geneli için) nüfusu daraltıyor” dedi. Bu şartlar altında, sorunun yalnızca bazı sektörlerdeki istihdam oranında ciddi sıkıntılar yaşanacak olması değil, göçün nüfusu korumak için de gerekli olduğunu vurgulayan Genç, Avrupa toplumlarının kimliklerini, değerlerini, kültürlerini de korumak istedikleri kanaatinde.
DEMOGRAFİK DEĞİŞİMİN ÖNÜNE GEÇMEK İÇİN ÇALIŞMALAR YAPILIYOR
Almanya başta olmak üzere Avrupa Birliği'nin genelinde yaşanan demografik değişimin önüne geçmek için yapılabilecek çalışmalar neler? Doç. Dr. Hatice Deniz Genç, “AB içinde farklı ülkelerde farklı düzenlemelerin olabildiğini ve çeşitli teşviklerin olduğunu görüyoruz” dedi. Bu teşviklerin içinde, yeni bebeği olan annelerin izinlerinin arttırılması, babalara da uzun süre babalık izninin verilmesi, bebek desteği verilmesi gibi çalışmaların olduğunu söyleyen Doç. Dr. Genç, EUROSTAT başta olmak üzere çeşitli araştırma merkezlerinin veri topladığını ve analizler yaptığını söyledi.
‘GÖÇMENLERİN EN ÇOK TERCİH ETTİĞİ ÜLKE, ALMANYA’
Peki, Almanya'nın Suriyeli göçmenler başta olmak üzere uluslararası koruma/geçici koruma talep eden yabancılara karşı tavrı nasıl değerlendirilmeli? Doç. Dr. Hatice Deniz Genç, “Almanya’da 1,2 milyon civarında mülteci var. Geçtiğimiz sene de en fazla göçmen başvurusu Almanya’ya olmuş durumda. Avrupa’da göçmenlere karşı yükselen bir nefret söylemi var ve Almanya’da da birçok şehirde mültecileri hedef alan saldırılar mevcut” dedi.
Bu saldırıları dindirmekten hükümetin sorumlu olduğunu ileten Doç. Dr. Genç, AB genelinde Almanya’nın en fazla mülteci alan ve mültecilerin yerleşmek istedikleri ülkelerden biri olduğunu söyledi. Doç. Dr. Genç, yeni bir düzen kurmanın kısa vadeli bir şey olmadığına ancak Almanya’daki mültecilerin topluma dahil olma süreçlerinin hak temelli ve daha öngörülebilir, geleceklerini planlayabilecekleri şekilde olduğunu söylemenin mümkün olduğunu vurguladı.