Dünya gerçekten ya çok küçük ya da gezdikçe, gördükçe, yeni insanlarla tanıştıkça kendi dünyanız ister istemez çok büyüyor. Tam 8 yıl önce Londra’nın meşhur at yarışı Royal Ascot’ta İranlı teknoloji girişimcisi Hamid Ansari ile tanışmıştım. Eşi ve erkek kardeşi ile birlikte kurdukları şirkette voice over IP teknolojisini geliştirmişler ve şirketlerini daha 2000’lerin başında 600 milyon dolara satmışlardı. İş hayatındaki başarıları çok da önemli değilmişçesine en çok kendisi gibi mühendis olan eşini gururla anlatmıştı o zaman.
“Benim eşim uzaya giden ilk Müslüman kadın” deyip hemen eklemişti: “Bana üstüne tonlarca para verseler yapamazdım.” Anousheh Ansari, Rusya’da uzun bir eğitim sürecinden sonra 2006 yılında Kazakistan’daki Baykonur Uzay Üssü’nden fırlatılan Soyuz TMA-9 uzay aracıyla Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) gitmiş ve burada 10 gün geçirmiş. O zamana kadar uzaya gitmek isteyen birçok ünlü isim olmuş, parasını ödeyip bu deneyimi yaşamak isteyen… Bahsettiğimiz az buz değil, o zaman 20 milyon dolara mal olmuş. Ama Rus komite tüm başvuranların buna fiziksel ve ruhsal olarak uygun olmayacağını baştan çok net şekilde belirtmiş ve çok zorlu bir sınavdan geçirmiş hepsini. Anousheh Ansari dışında sınavdan geçen olmamış. Sonunda Anousheh Ansari, uzaya giden ve uzay merkezinde 10 gün geçiren ilk kadın turist olmuş aynı zamanda.
Astronot olma hayali
Çocukken astronot olma hayali kurduğunu, özellikle 12 yaşındayken İran’da gerçekleşen İslam devriminden ne kadar etkilendiğini ve gökyüzünü, yıldızları izleyerek kendisine ve ailesine huzurlu bir gezegen bulma isteğini anlatıyor. Zaten uzay yolculuğunu da şöyle özetliyor: “Dışarıdan bakınca tek fark edebileceğiniz şey, dünyanın ne kadar iç içe geçmiş olduğu, uzayda ülkeler ya da dinler yok; okyanuslar, dağlar, ormanlar, çöller ve bulutlar var.”
Anousheh Ansari, sadece uzaya giderek hayallerini gerçekleştirmekle kalmadı, aynı zamanda ailesiyle birlikte Ansari X Ödülü diye dünya çapında bir ödüle de sponsor oldu. 10 milyon dolarlık bu ödül, özel sektörde uzay gemisi yapanlara veriliyor.
Ödülü kazanan ise Microsoft’un kurucularından Paul Allen’ın desteklediği, Burt Rutan’ın yönettiği takım oldu. Bu uzay yolculuğu sadece kişisel bir başarı değil, aynı zamanda ticari uzay yolculuklarının önünü açan önemli bir gelişmeydi. Anousheh Ansari, cesareti ve girişimciliğiyle hiç şüphesiz ilham veriyor. Ama doğrusu bence burada asıl takdir edilmesi gereken Anousheh Ansari’nin eşi Hamid Ansari. Kaç erkek eşinin uzaya gitme hayalini gerçekleştirmesini bu kadar destekler ve bunu bu kadar gururla anlatır diye düşünmüştüm tanıştığımda.
Niye bu kadınlar?
Amazon’un kurucusu Jeff Bezos da bu yaz evleneceği Lauren Sanchez’in hayallerini gerçekleştiriyor, bir yandan da hem kendisinden hem de Blue Origin’den söz ettiriyor. Şarkıcı Katy Perry, Bezos’un nişanlısı Lauren Sanchez, sunucu Gayle King, aktivist Amanda Nguyen, eski roket bilimcisi Aisha Bowe ve film yapımcısı Kerianne Flynn’i taşıyan modülle yaklaşık 10 dakikalık bir uzay yolculuğundan söz ediyoruz.
Elbette Lauren Sanchez’den sonra en çok konuşulan isim Katy Perry. Katy Perry’nin kızı Daisy’ye ithaf ederek uzaya taşıdığı papatyadan, uzay seyahati sırasında makyajını nasıl koruduğunun sırrını açıklayan makyaj sabitleme spreyine kadar her detaya hâkim olduk. Ünlü isimler, uzay araştırmalarına yıllarını vermiş bilim insanları dururken niye bu kadınlar uzaya gitti, bunun insanlığa ne faydası var diye boşuna veryansın etmiyor!
Konu elbette teknoloji oligarklarından iklim krizine savruluyor bir kez daha. Jeff Bezos, Richard Branson ve Elon Musk gibi milyarderlerin uzaya yaptığı yolculukların arkasında da gezegenimize olan etkileri ve toplumsal sorumlulukları sorgulayan önemli bir tartışma var. Uzaya yapılan bu turların, bilimsel araştırmalar ve teknolojik gelişmeler açısından bazı faydalar sunduğu iddia ediliyor. Örneğin, mikrogravite ortamlarında yapılan deneyler, insan vücudunun uzayda nasıl tepki verdiğini anlamamıza yardımcı olabilir. Ayrıca, uzayda sürdürülebilir enerji ve atık yönetimi teknolojilerinin geliştirilmesi, Dünya’da da uygulanabilir çözümler sunabilir.
En çok konuşulması gereken isim
Bu seyahatte en çok konuşulması gereken isim Amanda Nguyen’di. Peki, kim bu Amanda Nguyen? Sivil haklar savunucusu, Nobel adayı bir aktivist ve MIT’de bioastronotik araştırmacısı. Uzaya bilim için gidenlerden. Nguyen, Blue Origin’in NS-31 uçuşunda yalnızca kısa bir uzay deneyimi yaşamadı, yanında MIT’nin bilimsel prototiplerini de götürdü. Kadın sağlığı, uzayda sağlık izleme teknolojileri ve yapay zekâ alanlarında çığır açabilecek bu cihazlar, uzay turizminin “gereksiz şov” eleştirilerine bilimle cevap verdi.
Bkz. MIT’de Dr. Canan Dağdeviren tarafından geliştirilen ve meme kanserini erken teşhis edebilen giyilebilir ultrason cihazı. Şimdi uzayda toplanan veriler, Dr. Dağdeviren liderliğinde MIT’deki araştırmalarda kullanılacak. Her ne kadar dünya basını Sanchez ve Perry’den buraya henüz geçemediyse de Türk basını daha erken davrandı. İnsanlık için gerçek bir beklentimiz varsa Amanda Nguyen ve Dr. Canan Dağdeviren gibi bilim insanlarına kulak vermemiz gerekiyor. Umalım Bezos ve uzay turizmiyle ilgilenen diğer teknoloji milyarderleri de uzaya yaptıkları yatırım kadar, dünyadaki bu çok değerli bilim insanlarının çalışmalarına da destek olurlar.
Eleştirilere gelince
Bununla birlikte bu yolculukların çoğu, daha çok eğlence ve prestij amaçlı gerçekleştiriliyor. Örneğin, Katy Perry’nin Blue Origin’in uzay uçuşuna katılması çok eleştirildi, bilimsel katkılardan çok, şov amaçlı olduğu için. Uzay turizminin çevresel etkileri de ciddi bir endişe kaynağı. Uzay roketlerinin atmosfere saldığı karbondioksit ve diğer zararlı gazlar, ozon tabakasını inceltebilir ve küresel ısınmaya katkıda bulunabilir. Uzay turizmi, sadece bilim insanları ve çevreciler tarafından değil, ünlüler ve toplumsal figürler tarafından da eleştiriliyor.
Örneğin, oyuncu Olivia Wilde, bu tür yolculukları “gereksiz” diye nitelendirirken, model Emily Ratajkowski, çevresel etkilerini sorguluyor. Komedyen Amy Schumer ise bu tür etkinlikleri “zaman kaybı” olarak değerlendiriyor. Buna karşın, Gayle King gibi bazı katılımcılar, bu deneyimlerin kadınlar ve genç kızlar için ilham verici olduğunu savunuyor.
Uzay turizmi, hem fırsatlar hem de sorumluluklar taşıyan bir alan. Bilimsel araştırmalar ve teknolojik gelişmeler açısından potansiyel faydalar sunsa da çevresel etkileri ve toplumsal sorumlulukları göz ardı edilmemeli. Bu alandaki gelişmeler, sadece uzaya değil, aynı zamanda Dünya’ya da hizmet etmeli.
Giyilebilir ultrason cihazı uzayda
Bilimsel çalışmalarını MIT’de sürdüren Dr. Canan Dağdeviren’in meme kanserinin erken teşhisi için geliştirdiği giyilebilir ultrason cihazı, Blue Origin’in Katy Perry, Lauren Sanchez, Gayle King, Amanda Nguyen, Aisha Bowe ve Kerianne Flynn ile yaklaşık 10 dakikalık bir uzay yolculuğuna çıktı. Dr. Dağdeviren’in sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım şöyle: “Bu bir başlangıç… Tarihe not düşülsün. Bugün, 14 Nisan 2025. Atatürk Cumhuriyeti’nin herkes için eşit olan sisteminde eğitim alan bir birey olarak, yıllar önce üzerinde çalışmaya başladığım giyilebilir ultrason cihazımı uzaya gönderdim...”
Dağdeviren, bu projede, geç evre meme kanseri teşhisi konulan ve bundan altı ay sonra vefat eden teyzesi Fatma Çalışkanoğlu’dan ilham aldı. Dağdeviren, teşhis cihazının kabataslağını da teyzesine refakat ettiği günlerde hastanede çizdi.