06.06.2024 - 09:29 | Son Güncellenme:
Euronews
Almanya'da geçen hafta bir polis memurunun Afganistan kökenli birisi tarafından bıçaklı saldırıda öldürülmesinin ardından göç konusunda daha sert bir çizgiye gidilmesi yönünde baskılar artmıştı. Almanya, normal şartlarda sığınmacıları hayatlarının tehlike altında olacağı ülkelere geri göndermiyor. Taliban'ın 2021'de iktidara gelmesinin ardından Almanya, Afganistan'a sınır dışı etmeleri durdurdu.
Ancak popülist sağ partilerin her geçen gün gücünü artırdığı bir dönemde göçmen politikaları, iktidardaki hükümetler üzerinde baskı oluşturuyor. Kamuoyu araştırmaları aşırı sağ partilerin Avrupa seçimlerinde de güçlü bir performans göstereceğine işaret ediyor.
İçişleri Bakanı Faeser, sınır dışı konusunu aylardır yoğun bir şekilde incelediğini ve en kısa sürede karar vermeyi planladığını söyledi.
Faeser salı günü gazetecilere verdiği demeçte "Almanya'nın güvenliğine potansiyel tehdit oluşturan kişilerin hızla sınır dışı edilmesi gerektiği benim için açık" dedi ve bunun, insanları Afganistan ve Suriye'ye göndermeyi de içerdiğini ekledi.
"Almanya'nın güvenlik çıkarlarının, savaştan etkilenenlerin çıkarlarından daha ağır bastığı konusunda da oldukça kararlıyım," diyen bakan, hükümetin zaten diğer ülkelere yapılan sınır dışı işlemlerini hızlandırmaya çalıştığını da vurguladı.
Cuma günü Mannheim'da düzenlenen İslam karşıtı bir etkinlikte, aslen Afganistanlı olan 25 yaşındaki bir genç tarafından düzenlenen bıçaklı saldırıda altı kişi ağır şekilde yaralandı.
Bir polis aldığı yaralardan dolayı hayatını kaybetti.
Son birkaç günde sağ popülist Almanya İçin Alternatif (AfD), söz konusu saldırıyı kullanarak, bu olayın politikalarının haklı olduğunu gösterdiğini belirtiyor.
AfD'nin eşbaşkanları "Düşüncelerimiz, yanlış yönlendirilmiş göç ve güvenlik politikası nedeniyle hayatlarını her gün tehlikeye atmak zorunda kalan tüm memurlarla birlikte," açıklamasını yaptı.
Almanya'da iktidardaki üçlü koalisyonda yer alan Yeşiller, Afganistan'a sınır dışı etme planlarına karşı çıkıyor.