15.12.2024 - 04:29 | Son Güncellenme:
Ozan Demircioğlu
Ozan Demircioğlu - Türkiye’de ilk kez başlattığımız “Somut Olmayan Kültürel Mirasımız: Geleneksel Türk Tiyatrosu” çalışması Anadolu’da eski bir dostu hatırlar gibi gezinmeye başladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle devam eden yolculuk 81 il koşusuna Niğde ve Karaman’dan sonra Hatay, Adıyaman, Malatya ve Kahramanmaraş’ı da katarak devam ediyor. Türkiye’nin dört bir tarafına gidecek olan beş Türk tiyatrosu disiplini, bölgelerde geleneksel Türk tiyatrosunu yeniden yeşerteceği gibi ulusal tiyatro kimliğini açığa çıkarıp çağdaş tiyatro ile yeniden yorumlanmasına da sebebiyet verecek bir altyapıda ilerletiliyor. Projenin bir diğer amacı ise gidilen bölgelerde bulunan tarihi mekânları bir kültür yuvası haline getirmekle birlikte geleneksel Türk tiyatrosunun beş disiplini olan Karagöz, kukla, meddah, orta oyunu ve köy seyirlik çalışmalarını o noktalarda ve köylerde halkla buluşturmaktır.
Tarihî mekânlar
Bu yolculuk sadece bir etkinliği değil, Türkiye çapında bir kültürel büyüme ve etkileşim yolculuğunu ifade ediyor. Kültürel etkileşim açısından tarihi mekânlar çok önemli. Tarihi mekânlardaki kültürel süreç bu çalışmalarla yeniden canlandırılıyor. 100. Yıl Kale Kütüphanesi (Eski Rum Kilisesi), Gümüşler Manastırı, Çeşmeli Kilise, Hatuniye Medresesi, Tartan Konağı Geleneksel Türk Evi, Gordion Müzesi gibi mekânlardaki etkinliklerde kültürel aktarım katılımcıların oraya gelmelerinden itibaren başlıyor. İnsanların o dokuyu, havayı, o görsel, kültürel şöleni orada bulunarak yaşaması gerekiyor. Hem bu tarihi mekânlara halkın gelmesini sağlıyor hem de o mekânlarda Türk halk tiyatrosu gösterileri ve atölyelerini gerçekleştiriyoruz. İki farklı kültürel süreç aynı anda işliyor ve aktarım sağlanıyor. Bundan dolayı çok mutluyuz. Tabii ki hassas olduğumuz bir konu da tarihi mekânlara hem bizlerin hem de gelen konukların/seyircilerin dikkat etmesi, yıpratmaması.
Örneğin; Gümüşler Manastırı kıyıda köşede kalmış, daha önce herhangi bir çalışma yürütülmemiş, Türkiye için oldukça önemli bir kültürel yapı. Bu çalışmayla hem Niğde halkı nezdinde, hem de ulusal çapta bir farkındalık oluşturduk. Çalışmalar boyunca ziyaretçiler de girebiliyor. İngiliz ya da Çinli turistler de bir manastırın içinde kukla veya Karagöz gösterisiyle karşılaşmış oluyor. Beklemediğimiz bir uluslararası kültür köprüsü de oluşuyor böylece. Çalışmalardan sonra Gümüşler Manastırı için İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi için de başvuru yapılacak.
Çalışma bölgedeki halk ile geleneksel Türk tiyatrosu arasında bir köprü oluşturuyor. Hem kavramları tanıma hem de disiplinleri görme olanağı yaratıyor. “Geleneksel Türk tiyatrosu öldü mü?” tarzı soruları çürüterek, bölgede bu disiplinleri halk ile buluşturarak uygulama alanının çoğalmasını sağlatıyor. Çalışmanın bu denli önemli oluşu sadece bizim yapıyor olmamızdan değil, daha önce o bölgelerde bu alanlara dair hiçbir çalışma yapılmamış/yapılamıyor olmasından kaynaklı. Biz burada bir kültür aktarımını, etkileşimini yaratmaya/sağlamaya çalışıyoruz. O bölgede Türk tiyatrosu kavramını örneklerle, alan çalışmasıyla, atölyesiyle sunuyoruz. Bunun çoğalması, yeni sanatçıların, uygulamacıların doğmasını sağlamak çok önemli.
Yeni bir dünya
Çalışmadaki temsillerin içeriği yaş gruplarına ve hedef kitleye göre belirleniyor. Bölgenin kültürel yapısı ve katılımcı profili hakkında aldığımız bilgiler doğrultusunda içerik, yaş örneklemi oluşturuluyor. Bölgeye hâkim arkadaşlarımız ve sanatçılar gelebilecek kitleye göre programlama yapıyor. Böylelikle o bölgede Türk tiyatrosu kavramı örneklerle, alan çalışmasıyla, atölyesiyle yaratılmış olunuyor. İnsanlar bu disiplinleri daha önce duyduğundan ya da küçükken örneklerini gördüğünden bahsediyor. Bazıları çocukluklarından beridir görmediklerini, sanki eski dostlarını görmüş gibi olduklarını dile getiriyor. Bugünün çocukları ise bu kavramları duymuş ama örneğini görmemişler. Büyülü bir dünya izler gibi kuklalarla tanışıyorlar, Karagözü izliyorlar.
Nice güzel günlerde Karagöz’ün ışkırlağının takılı kaldığı, meddahın peşkirinin omzunda asılı durduğu, kuklanın hareketleriyle izleyiciyi sarmaladığı, meydanlarda orta oyunlarına tebessüm edildiği, seyirliklerin maniler eşliğinde büyük bir coşku ve birliktelikle köylerde var olduğu zamanlarda tekrardan buluşmak dileğiyle!
Projeye katkı sunanlar
Bu sürecin mimarı olan Gençlik Haritası’nın yanı sıra çalışmaya ortak olan ve katkı sunan birçok kurum mevcut. Bunların başında UNESCO Türkiye Milli Komisyonu, UNIMA Türkiye Milli Merkezi, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, Bambu Tiyatro, Ankara Üniversitesi, Milliyet, Milliyet Arkeoloji, Bambu Tiyatro ve Kültür-Sanat Dergisi, Işkırlak Geleneksel Türk Tiyatrosu ve Halk Kültürleri Dergisi gibi alanın ulusal ve uluslararası düzeyde bileşenleri gelmektedir.
UNIMA Türkiye Milli Merkezi’ne bağlı Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcıları proje kapsamında sanatlarını bölgelerde icra edebilmektedir. Gidilen bölgelere en yakın sanatçılar Gençlik Haritası’nın çalışmasına ortak olmakta ve sanatlarını halkla buluşturmaktadır.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Yaşayan Miras ve Kültürel Etkinlikler Genel Müdürlüğü tarafından projenin desteklenmesi ulusal tiyatro kimliğinin oluşturulması açısından da çok önemlidir. Sürdürülebilirlik noktasında yerelde yeniden kültürel değerlerin yaşatılması bu birlikteliklerle ancak mümkün olacaktır. Bu süreç tüm paydaşları ile önümüzdeki dönemde de devam edecektir.
‘Uzak şehri’ yakın ediyor
Çekimleri Mardin Midyat’a bağlı Narlı Köyü’nde devam eden “Uzak Şehir” dizisi, Mardin’in büyülü atmosferini izleyiciye sunuyor.
Tarih boyunca Sümer, Akad, Babil, Hitit, Asur, Urartu, Roma, Abbasi, Selçuklu ve Osmanlı gibi birçok medeniyeti bünyesinde barındıran, dar sokakları, taşın oya gibi işlendiği evleri ve tarihi yapılarıyla ziyaretçilerine etkileyici bir atmosfer sunan Mardin’de çekilen dizi, binlerce yıllık tarihi ekrana taşımasıyla da beğeni topluyor.
Mardin, birçok dizi ve sinema filmine ev sahipliği yapmış konaklarıyla dikkat çekerken, Ozan Akbaba ve Sinem Ünsal’ın başrollerini paylaştığı Kanal D’nin reyting rekorları kıran dizisi Uzak Şehir’in çekimlerinin yapıldığı Albora Konağı da yöre halkından ve bölgeyi keşfe çıkan ziyaretçilerden büyük ilgi görüyor. Mardinlilerden tam not alan dizi, heyecanla takip ediliyor.
Yörenin takıları
Dizinin oyuncularının çekimlerde kullandığı Mardin’in Midyat yöresine ait telkâri takıları ve aksesuarları da beğeni toplarken, dizinin afişindeki telkâri detayı da Mardin’in tanıtımına destek oluyor.