“Prenses kızım”, “aslan oğlum”, “erkek adam ağlar mı?”, “kızını dövmeyen dizini döver”... Farkında olmasak da, cinsiyet ayrımcılığı dilde başlıyor. “Evde Eşitlik Var” projesi, dikkatleri bu konuya çekiyor
Toplumsal cinsiyet eşitliği kavramlarının temelleri evde aile ortamında atılıyor. Kız-erkek demeden çocuklarımızla konuşma şeklimiz, onlara biçtiğimiz roller, beklentilerimiz ve yaşam şeklimizle toplumsal cinsiyete bakışlarını inşa ediyoruz. Çocuklarımıza cinsiyetlerinden bağımsız kendi olabildikleri, eşit ve özgür bir hayat sunabilmek için, ev içi yaşantımızda bazı küçük değişikliklerle büyük farklılıklar yaratabiliriz.
Projemiz Hayat Derneği, Awen for Us iş birliğiyle “Evde Eşitlik Var” projesini başlattı. Prof. Dr. İsmihan Artan ve Doç. Dr. Sevgi Kesin Güven’in de katkı verdiği etkileşimli hikâye kitabı “Bizim Evde Eşitlik Var” ile ebeveynlere yönelik “Evde Eşitlik Var Kılavuzu”nu Elma yayınevinden çıkardı.
“Duygusal ihmale zemin hazırlıyor”
Projemiz
Evde ekran başında vakit öldüren çocuklarımız için yaşlarına uygun, keyif alacakları aktiviteler kurtarıcı oluyor. Bütçeye ve ilgi alanına göre çeşitlenen çocuk kampları arasında seçim yaparken dikkat etmemiz gerekenlere göz atalım.
Çocuklarımız için yaz tatilini verimli kılma çabası içindeyiz. Onları oyalamak, yaşlarına uygun, keyif alacakları aktiviteler sunmak; hem oyun ve hareket ihtiyaçlarını karşılamak hem de akademik olarak sistemli çalışmalarına imkân yaratmak kolay değil. Tüm bunlar planlanmadığında, bütün gün evde ekran başında vakit öldüren çocuklarımız için kaygılanıyoruz. Çocuk ya da genç kampları bu noktada devreye giriyor. Her ilgi alanına, her yaşa ve bütçeye göre çeşitli kamplar bulmak ve bu sayede tatilin en azından bir bölümünü verimli kılmak mümkün. Ancak kamp seçerken de dikkat edilmesi gereken noktalar ve kendimize sormamız gereken sorular var. Kampı düzenleyen kişi ya da kurum kim? Nasıl bir programları var? Çocuğun
Fransa hükümetinin çocukların sosyal medya hesaplarına ebeveyn onayı getiren yeni bir yasayı onaylaması uzun süredir dönen tartışmayı yeniden alevlendirdi.
Doğdukları andan itibaren çocukların fotoğraflarının sosyal medya kanallarında paylaşılmasına, ebeveynlerin birtakım ticari anlaşmalar yaparak, çocukları üzerinden tanıtım ve reklam faaliyetlerinde bulunmasına dair tartışmalar uzun zamandır gündemde. Fransa’da Meclis’in ardından Senato’dan da geçerek onaylanan yeni yasa tartışmaları iyice alevlendirdi. Yasaya göre, TikTok gibi sosyal medya platformlarında çocukları korumak için kullanıcıların yaşlarını doğrulaması ve ebeveyn onayı alması zorunlu olacak. Kararın çocukların ekran süresini azaltmak, kişisel veri gizliliğini korumak, siber zorbalık ve diğer suçlardan uzak tutmak ve ulaşılamaz güzellik standartlarının önüne geçmek gibi pek çok haklı gerekçesi bulunuyor.
Buna göre; platformların, kullanıcıların yaşını ve küçüklerin velisinden izin alıp almadığını doğrulamak için bir sistem kullanması
Deprem bölgesindeki gençlere ve ailelerine psikososyal destek sağlanması amacıyla başlatılan Dove Güven Projesi’nde ilk olarak Hatay, ardından Adıyaman’da 25 bin gence ulaşılması hedefleniyor. Projenin yürütücüsü eğitimci Dr. Özgür Bolat ile konuştuk.
Büyük yıkıma neden olan depremin üzerinden aylar geçmesine rağmen yas süreci ve kayıpların üstesinden gelme çabası duygusal zorlanmaları da beraberinde getiriyor. 11 ilimizi etkileyen afet bölgesinde iyileşmeye giden yol uzun. Özellikle gençlerimizin psikolojik desteğe ihtiyacı var.
UNICEF ile ortaklaşa yürütülen Dove Güven Projesi ile depremzede 14-19 yaş arasındaki gençlere ve ailelerine psikososyal destek sağlanarak, kaybolan güven ve umutlarının yeniden inşa etmelerine yardımcı olunması amaçlanıyor.
2015’ten bu yana Türkiye’nin dört bir yanındaki gençlerle kendilerine ve bedenlerine güvenmeleri ve özgüven kazanmaları amacıyla Özgüven Projesi’ni yürüten ve bugüne kadar yarım milyon gencimize ulaşan Dove
Sınav sistemi, liselerin öğrenci seçme kriterleri, açıkta kalacak öğrenci sayısı gibi konular gündemdeyken velilerin kafası da karışık. Tüm bu süreci eğitimci Kayhan Karlı ile konuştuk.
1 milyonu aşkın öğrencinin girdiği LGS sınavı sonuçları 23 Haziran’da açıklandı. Hayallerindeki liseye girmek isteyen öğrenciler için tercihler yarından itibaren yapılmaya başlanacak. Özellikle pandemi sonrası dünyada okul sistemlerinin hibritleştiğine işaret eden, “Hibrit liseler dünyadaki eğitimin geleceğini değiştiriyor. Biz de bu yönde değişmeliyiz” diyen YÖM Okulları kurucusu, eğitimci Kayhan Karlı ile yeni nesil öğrenme sistemlerini konuştuk.
*Lise eğitiminin geliştirilmesi gereken yönleri sizce nedir?
Okullarımız hep sınav odaklı, çocukların eğilimleri için fırsat vermiyor. Üniversite sınavına değil, üniversiteye hazırlayan liseler yaratmalıyız. Üniversitede araştırma yapmayı bilmeyen, yazı yazıp kendini ifade edemeyen çocuklar var. Lise kimlik ve karakterin şekillendiği yıllar. Kendini ifade etmekle, düşünmekle, fikir
Az gören çocukların yaşadığı sorunlardan biri eğitim hakkından mahrum kalmak. TahtApp uygulaması, öğretmenin tahtaya yazdığı bilgiyi, öğrencinin tablet ekranına yansıtarak, görme güçlüğü çeken çocukların sınıfta ders takibini kolaylaştırıyor
Doğuştan görme kaybı olan çocuklar, toplumsal hayata karışmak ve akranlarıyla eşit imkâna sahip olma konusunda büyük sıkıntılar yaşıyor. Ancak engelsiz bir hayat için pek çok umut verici girişim ve proje var. TahtApp de bunlardan biri. Çocuğun tabletine yüklenen uygulama ve sınıfa kurulan bir kamera aracılığıyla öğretmenin tahtaya yazdığı bilgi kolayca takip edilebiliyor.
Yüzde 1 ile yüzde 10 arası görme yetisi ile doğan çocukların, “erken müdahale eğitimi” ile görme kapasitelerinin ciddi oranda arttığını biliyor muydunuz? Ben bu denli bir iyileşmenin sağlanabildiğini yeni öğrendim. Üstelik bu proje kapsamında eğitim alan çocukların yüzde 70’inin görme yetisi artmış. Bu son derece umut verici bir rakam.
Türk Telekom’un Günışığı Projesi
47 yaşında baba olan Arda Türkmen 7 aylık olan kızı Siena Ada’nın A’dan Z’ye her şeyiyle ilgilenen bir baba olduğunu söylüyor: “Ben babayım, anne baksın derseniz uzak kalırsınız. Benim ilk günden beri kızımla çok tatlı bir iletişimim var”.
Bugün ‘Arda’nın mutfağı’ndayız ama bir farkla... Kanal D’den evlerimize konuk olan, 7’den 70’e herkese yemek yapmayı sevdiren ünlü şef Arda Türkmen, Babalar Günü’nde 7 ay önce başlayan bir serüvenin, baba olmanın kendine göre tarifini veriyor bize. Kasım 2022’de eşi Melodi Elbirliler ile kızları Siena Ada’yı kucaklarına aldıkları gün Türkmen’in hayatında yepyeni bir dönem başlamış. Kızı Siena Ada’dan bahsederken gözlerinin içi gülüyor. Beyoğlu’ndaki stüdyosunda buluştuğumuzda röportaja başlamadan bana ilk sorusu “Aç mısın, sana yumurta yapayım mı?” oluyor. Her zamanki gibi işin mutfağında. 6 aydan sonra ek gıdaya geçtiklerinde buharda haşladığı sebzeleri kızının eline verip, kendi deneyimlemesi
1 Haziran Duygu Dostu Eğitim Farkındalık Günü’ydü... Peki, duygularımızı tanımak ve anlamak neden önemli? Emotion Coaching İngiltere Enstitüsü’nün duygu koçu eğitmeni Doç. Dr. Nalan Kuru ile konuştuk.
Çocuklarımızı istenmeyen ve hoşumuza gitmeyen davranışları nedeniyle eleştiririz, onlara kızar bazen cezalandırırız. Oysa atladığımız bir şey vardır ki; davranışların sebebi, ardında yatan duygulardır. Çocukların duygularını anlayamadığımızda, davranışlarını değiştirmek de mümkün değildir. Bir insanın kendini tanıması, duygularının farkında olması ve bunları ifade edebilmesi ile başlıyor. Duygularla dost olmak günümüz dünyasında çocuklarımıza kazandırabileceğimiz en önemli yetkinliklerden. Duygu Dostu Eğitim Derneği ve Emotion Coaching Türkiye Enstitüsü bu yıl ikinci kez Duygu Dostu Eğitim Farkındalık Günü’nü düzenledi. Türkiye’de sosyal duygusal öğrenme ve gelişimde duyguların rolü konusunda farkındalık yaratmak amacıyla 40 şehir, 200 öğretmen, ebeveyn ve 5 bine yakın çocuğun katılımıyla bir