Ülkemizde her gün 330 bebek erken doğuyor. Erken doğum sonrası, bebeklere özel bakım verilmesi, doğru beslenme ile yaşıtlarıyla benzer gelişim süreci göstermeleri için oldukça kritik. 17 Kasım Dünya Prematüre Günü vesilesiyle bebeklerin yaşam kalitesini yükseltecek çalışmalar neler bakalım.
Ülkemizde her 10 bebekten 1’i erken doğuyor. Hamileliğin 38-40. haftalarında doğan bebekler zamanında doğmuş olarak kabul edilirken, 37. haftadan önce doğan bebekler prematüre olarak tanımlanıyor. Prematüre doğumda ilk 6 yıllık hassas bakım, pek çok hastalık ve engelin önüne geçiyor.
Ebeveynleri destekleyici eğitim ve ruh sağlığı hizmetleriyle de prematüre bebeklerin yaşam kalitesi yükseltilebiliyor. El Bebek Gül Bebek Derneği yıllardır Türkiye genelinde bu konuda çalışıyor. 17 Kasım Dünya Prematüre Günü vesilesiyle Erken Anne Seti kampanyasını başlatan derneğin başkanı İlknur Okay ve prematüre bebek beslenmesinde özel prematüre portföyü ile hizmet veren Nutricia Türkiye Uzman Beslenme
“Ormanın Hazineleri” isimli çocuk kitabının yazarı Nevra Nergiz kitabını sahneye uyarladı ve ilk tiyatro oyununu yazdı. Bodrum’da kurulan Inspera Çocuk Tiyatrosu’nun ilk oyunu olarak sahnelenen “Ormanın Hazineleri”, yakında Türkiye turnesine çıkıyor.
Bizleri bekleyen sürprizleri gizemli bir ormanda keşfedeceğiniz müzikli çocuk oyun“Ormanın Hazineleri”; özel hazırlanmış dekor ve kostümleri, eğlenceli kuklaları ve danslarıyla hem çocukların hem de yetişkinlerin kalplerine dokunuyor. Dostluk, aile ilişkileri ve farklı bakış açıları üzerine sıcacık bir öykü olan “Ormanın Hazineleri”ni Nevra Nergiz ile konuştuk.
Kitabı çocuk oyununa çevirmek nereden aklınıza geldi?
Yönetmenimiz aynı zamanda başrol oyuncumuz Serel Çapacı Turhan, kitaplarımı çok beğendiğini söyledi ve sahneye uyarlamak isteyip istemediğimi sordu. Memnuniyetle kabul ettim. Aklımın bir köşesinde hep oyun yazarlığı vardı. Çalışmalara başladık. Inspera Bodrum projemize sahip çıktı. Bir çocuk tiyatrosu topluluğu
Yapay zekâ teknolojileri hızla gelişirken, beraberinde getirdiği tartışmalar da katlanarak artıyor. Şüphesiz her alanda olumlu-olumsuz pek çok etkisi olan yapay zekâ binlerce mesleği yok ederken yerine yenilerini getirecek. Peki, ne yapılmalı?
Yapay zekâ hayatın her alanında yer almaya başladı. Derslerin yapay zekâ tarafından anlatılacağı öğretmensiz sınıflar yolda. Uluslararası konferansları yapay zekâ teknolojileri çeviriyor. Yapay zekâ çocuk bakıcıları gündemde. Bu gelişmeler hızla devam ederken yapay zekânın getireceği tehlikeler ve olumsuzluklar da konuşulmaya devam ediyor. Günümüzün pek çok mesleğini yok edeceği bir gerçek. Gençlerin bunu göz önüne alarak, yapay zekâ teknolojilerini öğrenip geleceğin mesleklerine yönelmeleri gerekiyor. Peki, bu meslekler neler olacak? Gençler kendini geleceğe nasıl hazırlayabilir? Ülkemizde bu konuda çalışan uzmanların ortaklaşa çıkardığı “Yapay Zekâ Okuryazarlığı” kitabı bunun gibi pek çok sorunun cevabını veriyor. Gazi Üniversitesi
Puduhepa ve Kız Kardeşleri sosyal girişiminin kurucusu Renan Tan Tavukçuoğlu, kız çocuklarının büyürken ihtiyaç duyacakları birçok konuda yol gösterici olması ve hayatlarını kolaylaştırmak amacıyla “Bizim Kızlara Tavsiyeler” kitabını yayımladı
Kız çocuklarının potansiyellerini ortaya koyup, kendilerini gerçekleştirebilmeleri ve güvenli, başarılı bir gelecek inşa edebilmeleri için, güçlü rol modellerinin olması ve desteklenmeleri gerekiyor. Puduhepa ve Kız Kardeşleri sosyal girişiminin kurucusu ve yazar Renan Tan Tavukçuoğlu’nun yazdığı “Bizim Kızlara Tavsiyeler” kitabı, “Büyürken keşke ben de okusaydım,” diyebileceğiniz türden bir kitap. Çünkü genç kızların büyürken işlerine yarayacak, hayatı anlamlandırmaları ve hem kendileriyle hem başkalarıyla daha sağlıklı ilişkiler kurabilmelerine yarayacak pek çok konu ve öneri var. Dr. Bahar Eriş, Dr. Esra Ergün Alış, Dr. Burak Güler, Latife Tunç gibi 10 değerli uzmanın da görüşlerinin olduğu kitapta, çocuk
Klinik Psikolog Şeniz Pamuk “Zor zamanlarda çocukların bakışlarını ilk yöneltecekleri kişiler çevrelerinde güvendikleri yetişkinlerdir. Yetişkinlerin sürekli çaresiz ya da öfkeli olmaları da çocuğun zaten zarar görmüş olan güven duygusunu daha da sarsar” diyor.
Son haftalarda ülkemizde üst üste yaşananlar karşısında uykularımız kaçıyor, nefes alamıyoruz. Kadın cinayetleri, çocuk istismarları, zehirlenen sokak hayvanları… Yaşanan olaylar karşısında çaresiz hissetmek kaygılarımızı artırıyor. Çocuklarımızın güvenliği, huzuru ve geleceği için umutlarımız da bir bir kayıyor avuçlarımızdan. Karamsar olmamaya, kaygılarımızı çocuklara yansıtmamaya çalışıyoruz ama ne mümkün?
Geçen akşam kızımla metroyla eve dönüyorduk. Kalabalık bir saatti. Oturacak yer olmadığı için bir köşede ayakta giderken son derece tedirgindim ve herkese şüpheyle bakıyordum. Böyle düşünmek bile beni rahatsız etti ama elimde değildi. Sadece kızımı değil, etraftaki tüm kız çocuklarını
Neye odaklanırsak onu çoğaltırız. Kadına ve çocuğa şiddetin doruğa çıktığı gündemde özellikle kız çocuklarının güçlenmesi ve ayakları yere sağlam basan yetişkinler olmaları için desteğe ihtiyaçları var. “Milyon Kadına Mentor” programı bu amaçla yürütülen pek çok güzel projeden sadece biri
Son günlerde üst üste yaşanan olaylar hepimizi derinden sarstı. Bir kız çocuk annesi olarak, çocuğa ve kadına şiddet haberleri her ebeveyn gibi beni de çaresizliğe sürüklüyor ve çok endişelendiriyor. 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü diye bir günün olma nedeni de cinsiyetler arası eşitsizlik. Siyasetten teknolojiye, eğitimden sağlığa toplumun her alanında kadının daha çok varlığını gösterdiği bir düzene ihtiyaç var.
STEM Eğitimi Türkiye Raporu verilerine göre; ÖSYM yerleştirmelerinde ilk binde yer alan sayısal bölüm öğrencileri içinde, erkeklerin STEM (Science, Technology, Engineering ve Mathematics/Bilim, Teknoloji, Mühendislik,
6 Şubat depremlerinin üzerinden geçen 1.5 yılda yaralarını sarmaya çalışan Hatay’a umut olacak projelerden biri de 100. Yıl Köyü. 17 Ekim’de açılışı yapılacak köyde 255 ev, 2 bin kişi kapasiteyle hizmet verecek
Mustafa Kemal Üniversitesi yerleşkesinde kurulan 100. Yıl Köyü’nde öncelikle sağlık çalışanları ve üniversite personeli olmak üzere depremzede 2 bin kişiye sürdürülebilir yaşam alanları oluşturuldu. 3 yıl boyunca ücretsiz barınma imkânı sunacak köy, daha sonra öğrenci yurduna dönüştürülecek ve elde edilen gelir üniversiteye burs fonu olarak aktarılarak binlerce öğrenciye destek verilecek. Jandarma Asayiş Vakfı, Gülmek İyileştirir Derneği, Blocks for Hope gönüllüleri işbirliğinde, 17 Ekim’de açılışı yapılacak projenin iyilik elçileri arasında sanatçı Uğur Aslan ve İlker Ayrık da var.
100. Yıl Köyü İcra Kurulu Üyesi Sinan Güreli, “Pilot bölgemiz Hatay olarak başladı ama desteğe ihtiyacı olan illerde de hayata geçirilmesi hedefleniyor.
Son yıllarda gençler arasında, hatta ergenliğe girmemiş kız çocuklarında bile epilasyon yaptırma modası hızla yayılıyor. Gelişim çağında epilasyonun sağlık açısından riskleri neler?
Toplumda yaygınlaşan kusursuz güzellik standartları ve sosyal medyanın etkisi, genç kızlar arasında lazer epilasyon işlemlerine ilgiyi de artırıyor. Yeni ergenliğe girmiş genç kızlar, vücutlarındaki tüylerden kurtulmak için epilasyon yöntemlerini tercih ederken, anneler de çocuklarını bu yönde yönlendirmeyi daha pratik bir çözüm olarak görüyor. Gelişim çağında epilasyonun sağlık açısından risklerini Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Zekayi Kutlubay’a sorduk.
“Lazer epilasyonda amaç tüy köklerini yok etmek ve kalıcı bir çözüm sunmaktır. Sağlık açısından zararlı bir yöntem değildir ancak gençlerin cilt yapısı ve hormonal gelişimi henüz tamamlanmadığı için lazer epilasyonun etkileri tam olarak öngörülememektedir.