Zeynep İşman

Zeynep İşman

zeynepisman@gmail.com

Tüm Yazıları

Disleksili nedeniyle sınavlarda ek süreye ihtiyacı olan çocuklar, sahip oldukları istisnaların yeniden yürürlüğe konulmasını talep ediyor. Bu konuyu Disleksi Aileleri Dayanışma Derneği Başkanı Zeynep Örgeler ile konuştuk

Zeynep Örgeler disleksi (özgül öğrenme güçlüğü) olduğunu, kızına da bu tanı konulduktan sonra fark etmiş. İlkokulda okumakta zorlandığını, liseyi dışarıdan bitirdiğini ve hamileyken girdiği üniversite sınavında Uluslararası Dış Ticaret ve Lojistik bölümünü kazandığını anlatan Örgeler okumakta hâlen zorlandığını, disleksinin ömür boyu süren bir farklılık olduğu için zaman içinde strateji geliştirmeyi öğrenerek, her işin altından kalkılabileceğini söylüyor ve ekliyor:”Seneler boyunca her zaman yanlış okumuş, okurken yanlış anlamış, yanlış yorumlamış, seneler boyunca destekleyici hizmet almış bir çocuk, bu sınavda haklarını alamazsa akademik olarak ilerleyemez.”

Haberin Devamı

Disleksili gençlerin sınavı

Disleksi olan bireyler için eğitim ve sınav sisteminde ne gibi istisnalar var? 

ÇÖZGER ve RAM raporları olan disleksili öğrencilerimizin yasal hakları mevcut. İlk, orta ve lise kademelerinde sınavlarda BEP (Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı) kapsamında, özel sınav ve ek süre, ödevlerini dijital olarak hazırlama gibi hakları var. Aslında çocuğun ihtiyacına yönelik BEP planı belirlenir ve o planda çocuğun ihtiyacı ne ise ona göre destek verilir. LGS sınavında RAM raporu ile “ek süre, okutman, kodlayıcı (işaretleyici), çift kitapçık ve tek kişilik salon” hakları mevcut. YKS sınavında ise 2016 yılından beri ÇÖZGER raporu geçerli olup, yine “okuyucu, kodlayıcı (işaretleyici), ek süre, tek kişilik salon ve çift kitapçık” hakları vardı ancak 2025 YKS için bunları kaldırdılar. 

Bu haklar bu çocuklarımız için neden önemli? 

Seneler boyunca her zaman yanlış okumuş, okurken yanlış anlamış, yanlış yorumlamış; seneler boyunca destekleyici hizmet almış bir çocuk, bu sınavda haklarını alamazsa akademik olarak ilerleyemez. Bir nesil kaybolur. Dolayısıyla 2025 yılında bu hatadan dönülmedir. Bu çocuklar okurken satırları atlar. Sözcükleri tersten okur. Örneğin; ‘kitap’ yerine ‘kipat’ der, bazı harfler arasındaki farklılıkları tanımlayamaz ve açıklayamaz, harfleri ya da sayıları tersten algılar. Örneğin: ‘d’ harfini ‘b’ harfi, ‘73’ü ‘37’, şeklinde görür ve okur. Uzaklık ve derinlik algılamasında sorunları vardır. Bu nedenle herhangi bir eşyaya çarpabilir, sandalyelerden düşebilirler. Yön (sağ-sol, yukarı-aşağı) ve zaman (dün, bugün, yarın) kavramları konusunda zorluklar çeker. Günleri art arda sayamaz. Çok unutkandır. Ödevlerini yapmayı unutur, sürekli hatırlatmak gerekir. Kendisini çok zor ifade eder, kelimeleri sıralayıp cümle oluşturmakta güçlük çeker. Arkadaşlarıyla olan ilişkileri genellikle bozuktur. Fikirleri sesli ya da yazılı rahatça ifade edemezler. Sıralamada, gruplandırmada zorluk çekerler, hecelerin seslerini karıştırırlar, okurken kelime atlarlar, okuduğu şeyi hatırlamada zorluk çeker, bu nedenle aynı şeyi birden fazla okuma ihtiyacı duyabilirler.

Haberin Devamı

Disleksi farkındalığının artırılması nasıl sağlanır?  

Haberin Devamı

Özgül öğrenme güçlüklerinin hepsinin bir bireyde aynı seviyede ve baskın şekilde görüleceği anlamına gelmez. Farklı seviyelerde ve çeşitlikte görülebilir. Her birey farklıdır ve farklılıkları gözetilerek eğitime alınmalıdır. Disleksili çocuklar, akademik yaşamlarında eğitimsel uyarlamalara ve farklı yöntemlere gereksinim duymalarına rağmen, çevreleri tarafından gösterdikleri akademik başarısızlığın nedeni; çalışmamaları, yeterince çabalamamaları ve hatta tembellik ettikleri şeklinde algılanır. Bu durum mutsuzluğa, özgüven kaybına, akranları arasında dışlanmaya hatta akran zorbalığına neden olur. Bu nedenle hem disleksi farkındalığının artırılması hem de ailelerin ve eğitimcilerin çocukların gereksinimini karşılayabilecek donanıma sahip olmaları gerekiyor. Bu ve bunun gibi birçok sebepten, yasal haklarını her eğitim öğretim kademesinde ve sınavlarda almaları gerekiyor. 

Psikolojik sorunlar yaşayan çocuklar olduğunu söylüyorsunuz? 

Öğrenme güçlüğü yaşayan bireyler için zaten sınav süreci diğer çocuklardan daha fazla stres ve kaygı demektir. Ellerinden alınan haklardan dolayı “sınavı kazanamayacağım” diye ders çalışmayı bırakanlar, “bu hakları geri almazsak sınava girmeyeceğim” diyenler çok fazla. Umutları, hayalleri bir yönetmeliğin uygulanmaya başlamasıyla söndü. Okuyamadıkları için “ne kadar çalışırsam çalışayım zaten yapamayacağım”, “istediğim bölümü kazanamazsam ben ne olacağım”, “ailemi hayal kırıklığı yaşatacağım”, “ben başarısız olacağım, kaldıramam” düşüncesi yüzünden maalesef istenmeyen olaylar yaşandı. Önceliğimiz bedenen ve ruhen topluma sağlıklı birey kazandırmak olmalı. 

Yönetmeliğe göre öğrencilerin engel oranları nasıl değerlendiriliyor? 

8 Mart 2022 yılında Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelik 2025 yılında yürürlüğe koyuldu. Bu yönetmelikte yasal haklarımız var görünmekte fakat yayımlanan Ek 1- EK 2- EK 3’te bulunan tanımlamaların disleksi olanları kapsamadığını YKS sınavına başvuru esnasında ÖSYM sisteminde öğrendik. Kimi öğrencinin ÇÖZGER (Çocuklar için özel gereksinim) raporu yüzde 39, kiminin yüzde 20. Bu oran yüzde 40 üzerine çıkarsa Sağlık Bakanlığı’nın engelliler yönetmeliğine tabi oluyoruz ancak Disleksi ile Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu tanısı olanlar yıllardır raporlarımızda engel oranı yazmamasına rağmen bu sene oran belirlenmiş ve bu belirlenen oran doğrultusunda önceki haklar geçerli olmuyor. 

Yüzde 13’ünde öğrenme güçlüğü

Türkiye’de öğrenme güçlüğü yaşayan çocukların oranı nedir?

Bakanlıktan aldığımız blgiye göre okul çağı çocuklarında yüzde 13 civarında öğrenme güçlüğü var. Rehabilitasyon merkezine giden özel eğitim alan çocukların sayısı 120 bin civarında. Rapor almamış kaynaştırma öğrencilerini de ele alırsak mevcut sayı daha da yüksek olacaktır.