Yılın ilk çeyreğinde borsa ve altın kazandırdı, onları mevduat izledi. Döviz getirisi enflasyonun altında idi. Mevduat faizleri yükselişte. Seçim sonrası TL’ye geçişin hızı izlenecek.
Bu yılın başlangıcıyla birlikte gelen Merkez Bankası’nın politika adımları piyasalara damga vurdu. 25 Ocak, 22 Şubat ve kritik 21 Mart politika adımları paranın da akış rotasını çizdi. TCMB ocak ayında faizi yüzde 45’e çıkarırken şubatta pas geçti. Seçim öncesi ise faizi 500 baz puan artırarak yüzde 50’ye çıkardı ve piyasanın önüne geçti. TCMB’nin önden yüklemeli faiz kararı enflasyon konusundaki kararlılığı noktasında hem yerli hem de yabancı kuruluşlar için bir mesaj oluşturdu. İlk çeyrekte en güçlü getiri borsa ve altında yaşandı. BIST 30 hisselerinde ortalama yüzde 23’lük değer artışı yaşanırken Cumhuriyet altını yüzde 21 yükseldi. Borsanın geneline yayılan yükselişte BIST Tüm-100 hisselerinde getiriler yüzde 28,63’e yükseldi. Mevduat ilk çeyrekte yüzde 11,34
Küresel risklerin gölgesinde altın ışıltısını koruyor. Yatırımcılar kendini güvende hissetmek istiyor. Moskova’daki trajik saldırı sonrası güvenli liman beklentisi daha fazla hissedilir oldu. Fed’in yılın ikinci yarıdaki faiz indirimi ve jeopolitik riskler altını gündemde tutacak
Geçtiğimiz cuma günü Moskova’da bir konser salonunda yaşanan terör saldırısı, risk algısını bir kez daha gündeme getirdi. Terör saldırıları ve bunların insanlar üzerinde oluşturduğu tahribat, yatırımcıların güvenli liman arayışına yönelmesine neden oluyor.
Neden yükseliyor?
Altın özellikle ABD dolarının son dönemdeki zayıflığı ve 10 yıllık Hazine tahvil getirilerinin düşmesiyle birlikte yükselişe geçti. Bir diğer yandan gözler Fed’de. Fed’in yılın ikinci yarısında faiz oranlarını düşürmeye başlamasıyla birlikte altının 2.500 dolara doğru ivme kazanması şaşırtıcı olmayacak. Öte yandan Fransa’nın önde gelen bankalarından Societe Generale üst üste üçüncü çeyrekte altına yüzde 5 oranında yatırım
Merkez Bankası, enflasyonla mücadelede faizi yüzde 50’ye çıkararak şahin bir adım attı. Bu adımı aynı zamanda yabancı yatırımcıya da mesaj içeriyor.
Merkez Bankası (TCMB) politika faizini 500 baz puan artırdı ve yüzde 50’ye çıkardı. Faiz artışıyla birlikte TCMB operasyonel çerçevede değişikliğe giderek gecelik borçlanmada 1 haftalık repo faizi üzerinde 3 puanlık marj belirledi. Böylece gecelik faizde koridor oluşturdu. Gecelik oranı da aktifleştirerek kararlılığını gösterdi.
Karar öncesi yapılan anketlerde beklenti faizin 45 puanda sabit bırakılması yönündeydi. Karar metninde “Kurul, enflasyon görünümündeki bozulmayı dikkate alarak politika faizinin artırılmasına karar vermiştir” İfadesini kullanan TCMB, şu noktaların altını çizdi:
1 Şubat ayında aylık enflasyon, hizmet enflasyonu öncülüğünde, öngörülenden yüksek gerçekleşti.
2 Tüketim malı ve altın ithalatındaki yavaşlama cari dengeye olumlu katkı sağladı.
3 Yurt içi talepte dirençli bir seyir gözlemlendi.
4 Hizmet
Merkez bankalarının kritik hamleleri, bu hafta finans dünyasının nabzını tutacak. ECB ve FED’in faiz kararları, küresel bazda atılacak adımları belirleyecek. Türkiye piyasasında da TCMB’nin toplantı sonrası notları dikkatle okunacak
Yeni haftada, piyasaların ve ekonomi takipçilerinin gözü kulağı merkez bankalarında olacak. 21 Mart Perşembe günü gerçekleşecek ECB Başkanı Christine Lagarde’ın konuşması ve ABD Merkez Bankası FED’in faiz kararı öne çıkacak. Her iki merkez bankasının tercihi küresel para politikalarındaki seyri belirliyor ve uluslararası finans piyasalarında volatiliteyi artırmaya yol açabiliyor. Öte yandan, TCMB’nin aynı gün açıklayacağı faiz kararı da yurt içi piyasalar yönünden önemli.
TCMB’nin faiz toplantısında genel beklenti, faizi yüzde 45 seviyesinde sabit tutması yönünde. Anket sonuçları, katılımcıların büyük bir çoğunluğunun faizde bir değişiklik beklemediği yönünde. TCMB’nin attığı sıkılaştırma adımlarının yeterli olduğu yönünde. Bunun yanı sıra para
Fitch, Türkiye’nin kredi notunu yükseltti, görünümü pozitife çevirdi. Böylece 3 kredi kuruluşu da görünümde pozitife döndü. Yabancı girişinin güçlenmesi için bir kademe daha gerekli.
Ekonomi yönetiminin 2023’ün haziran ayından bu yana devam eden çalışmaları meyvelerini vermeye başladı. İlk kredi not artırımı geldi. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Türkiye’nin kredi notunu “B”den “B+”ya yükseltti. Not görünümünü de “durağan”dan “pozitif”e çevirdi. Notun yükselmesinde Haziran 2023’ten bu yana uygulanan önden yüklemeli sıkılaşma da dahil para politikaları ile makroekonomik ve dış kırılganlıklardaki azalma etkili oldu.
TL değer kazanacak
Türkiye’nin kredi notunun yükselmesi, şirketlerin de kredi notlarının yukarı yönde revize edilmesini sağlayacak. Not yükselişi; yatırımcı güvenidir. Daha uygun koşullarda borçlanma olanağı verir. Ekonomik iyimserliği artırır. TL’nin değer kazanmasının
Parasal sıkılaştırma adımları sonrasında şimdi kredi notundaki gelişmeler bekleniyor. Bu hafta Fitch’in Türkiye değerlendirmesi var. Görünümü pozitife çevirirse piyasalara olumlu yansır
Piyasalarda seçim öncesi temkinli yaklaşım hâkim. Veri akışı izleniyor. Bu hafta 4-8 Mart tarihleri arasında, yurt içi piyasalarda şubat ayı enflasyon rakamları ve Fitch’in Türkiye değerlendirmesi raporu özellikle takip edilecek. Bu veriler, haftanın yönünü belirleyecek.
Son yapılan anketlerde şubat ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) aylık bazda yüzde 3,98 artış gösterirken, yıllık TÜFE’nin medyan tahmini yüzde 66,20, ortalama ise yüzde 66,14 artışa işaret ediyor. Bu rakamlar, ocak ayında gerçekleşen yüzde 6,70 artış aylık ile yüzde 64,86 yıllık seviyesine göre bir miktar yavaşlama öngörüyor. Ancak yüksek enflasyon oranları, hâlâ mayıs ayına kadar sıkıntılı sürecin devam ettiğini gösteriyor.
Moral verir
Diğer yandan, Fitch’in 8 Mart’ta açıklanması beklenen değerlendirme raporunda
Piyasaların ‘gri listeden çıkış’ için gelişmelere odaklandığı borsada, yükseliş ivmesi korunurken; başta altın olmak üzere diğer yatırım araçlarındaki yukarı yönlü getiriler dikkat çekiyor
Haftalık bazda altına yönelim artarken tüm yatırım araçlarında yükseliş yaşanıyor. En hızlı çıkan altın olurken borsa, dolar, euro haftayı yükselerek tamamlayan diğer yatırım enstrümanları oldu. Borsa da bilişim sektörü haftalık bazda en hızlı yükselen endeks idi. Borsadaki yatırımcı sayısında yeni halka arzların başlamasıyla üst üste ikinci haftada da artış yaşandı ve yeniden 8 milyon sınırına geldi. Son iki haftada artış 773 bini buldu. Pay senedi değeri 12.35 trilyon TL’den 12.51 trilyon TL’ye yükseldi. Borsa İstanbul’da geçen hafta sektörel performans farklılık gösterdi; bilişim endeksi yüzde 16,74 ve teknoloji endeksi yüzde 12,80 oranında değer kazanarak diğer sektörlerden pozitif yönde ayrıştı.
Altın risklerle yükseldi
Ons altında fiyat haftayı sınırlı pozitif tarafta kapattı. ABD’de haziran ayına
Borsa yılbaşından bu yana yüzde 23,8 yükseldi. Yatırımcıların borsaya ilgisi sürerken para girişi devam ediyor. Ancak mevcut ilgiye rağmen yatırımcıların aldıkları hisselere dikkat etmesi gerekiyor.
Dolar kuru bir haftada yüzde 0,52 artarak 30,83 TL’ye çıktı. Cumhuriyet altını yüzde 0,18 yükseldi ve 13.804 TL oldu. BIST 100 Endeksi yüzde 2,26 artışla 9.250 seviyesinde bulunuyor. Yatırımcıların getiri arayışı ve kabul ettikleri risk endeksin çıkışını destekliyor. Dolar kurunda minimal hareketler yaşanırken borsada sektörel bazda seçicilik kazançların korunması için gerekli.
Borsada yatırımcılar f/k oranı yüksek hisselere yöneliyor. Bu durum söz konusu hisselere yönelik beklentinin olduğu şeklinde okunmalı. Haftayı yüzde 26,71 getiri ile tamamlayan Gübre Fabrikaları’nın fiyat/kazanç oranı 152. Yüzde 21,86 yükselen Hektaş’ın fiyat/kazanç oranı ise 213 seviyesinde. Haftalık getirisi yüzde 12,68 olan Sasa’nın fiyat/kazanç oranı da 32,73 olarak gerçekleşti.
Fiyat kazanç oranı yüksek hisseler, yüksek