Pandeminin bilmem kaçıncı günündeyiz. Virüs kadar virüs varyantları aşı gündemimizde. Koronavirüs ve aşı ile ilgili herkesin bir fikri olsa da toplumsal bağışıklık için hepimize büyük görev düştüğünü düşünüyorum. Hepimizin sağlığını düşünen, iyileştirmek için canla başla çalışan sağlık çalışanlarına her zaman müteşekkiriz.
Geçtiğimiz haftalarda ikinci doz aşımı oldum. Aşı beni biraz hırpalayınca holistik bakış açımla tamamlayıcı bir tedavi ile bağışıklığımı hızlıca toparlamak istedim. Ozon tedavisiyle aynı gün toparladım da. Ama konumuz tedavi nedir, ne değildir değil. Bugün ben size bir hekimin, Kardiyolog, Uzman Doktor Murat Şener'in kendi yaşamından kesitlerini aktarmak istiyorum.
Murat Bey, Kardiyolog-Tıp Doktoru olarak başarılarınız ortada. Bu sebeple sizinle doktorluğu kenara bırakarak yaşam tarzınız hakkında sohbet etmek isterim (gülüşmeler) Geçtiğimiz gün bir hastanız sizin için "Oz Büyücüsü" tanımını kullandı. Ozon ile bizi yoksa büyülüyor musunuz?
Ozon
Geçtiğimiz hafta dünyaca ünlü moda kanalı Fashion TV kurucusu ve yönetim kurulu başkanı Michel Adam'ın onur konuğu olarak katıldığı "Estetik International Miss & Mr Fashion Tv Turkey 2021" güzellik yarışmasına davetliydim. Geceye katılamamış olsam da birinci seçilen Dilara Kırmıt ile hemen bağlantıya geçip moda yazarlığından modelliğe ve kraliçeliğe giden süreci konuşmak istedim. Yoğun temposuna rağmen beni kırmadı ve hemen buluştuk.
Moda yazarlığıyla başlayan ve Miss Fashion TV Turkey 2021 kraliçeliğine giden süreç nasıldı?
16 yaşımda kariyer hayatıma başladım. Moda sektörüne de moda yazarı olarak başladım. Arkasından kısa dönem modellik geldi. O zaman bir markada memur hayatı gibi sabah 10 akşam 18 parmak basarak işe girip çıkan modellerden biriydim.
Kendimi geliştirmenin önemini bilerek yavaş yavaş Trendyol'a girmeye başladım. İstanbul piyasası o zamanlar yeni yüz, farklı bir vücut, farklı hatlara sahip model arıyordu. O süreçte de Instagram'ı çok iyi kullandım biraz orada da keşfedildim diyebilirim. İstanbul'dan güzel işler aldım. Modacılar
Geçtiğimiz hafta Olcay Kutluca ile 15 Eylül'de gerçekleştirilecek "Altın Melek Ödülleri" jüri toplantısında bir araya geldik. Olcay, yeni projelerinden bahsedince hem bilgilerimi tazeleyeyim hem de hayatında ki değişiklikleri sizlerle paylaşayım istedim.
Olcay ile "En İyi Mentalist ve En iyi Korku Sihirbazı" olarak aldığı ödüller sayesinde tanışmıştık. Pandemi öncesinde de bir araya gelip çok keyifli bir söyleşi yapmıştık. Yeni gösterini heyecanla beklerken yüzyılın pandemisini yaşadık. Pandemide de iletişimimiz hiç kopmadı. Sağ olsun "Yeşim Mutlu ile Evden Sohbetler" canlı yayınıma da konuk oldu. Herkes gibi hayatımız değişse de iletişimimiz hiç kopmadı. Hoş pandemi kimlerin hayatını değiştirmedi ki?
Olcaycığım, o zaman pandemiyle birlikte hayatında neler değişti gel onu konuşalım (gülüşmeler) Pandemi sana neler getirdi, neleri hayatından çıkardı?
Aslında hiçbir şey götürmedi aksine kazandırdı diyebilirim. Sanırım mentalizm yeteneğim sayesinde bu süreci olumlu şekilde atlatabildim :) Uzun zamandır yapmak istediğim ama gösteri yoğunluğundan dolayı
Avrupa Müze Forumu (EMF) tarafından EMYA (European Museum of The Year Award) SILLETTO büyük ödülünü kazanarak ülkemize büyük gurur yaşatan Kenan Yavuz Etnografya Müzesi'ni yerinde ziyaret ederek hikayesini ve müze anılarımı "Köklere Dönüş" ve "Kenan Yavuz Etnografya Müzesi" başlıklı yazılarımla sizlerle paylamıştım. Bu kez Bayburt'u ve müze otel Loruhan'ı keşfe çıkıyoruz.
Aslında müzeye temmuz ayı ortasında değil de haziran ayı içerisinde gitmeyi planlamıştım. Kenan Bey, müzenin hemen yanında yer alan konaklama tesisi "Loru Han"ın temmuz başında hizmet vermeye başlayacağını iletince bu deneyimi bizzat yerinde yaşamak istedim.
Loru Han'ın ilk misafirlerinden biri olarak size yaşadığım şekilde bu deneyimimi aktarıyorum. Loru Han ismini müzenin bulunduğu Beşpınar köyünden alıyor. Köyün eski ismi "Yukarı Loru" olunca müzenin otelinin ismi Loru Han oluyor.
Taşların dili olsa da konuşsa...
Loru Han'ın kapısından adım attığınız anda sizi görkemli bir bina karşılıyor. Selçuklu Mimarisi'ne uygun bir şekilde inşa edilen bu harika yer "Taşların
Geçtiğimiz hafta "Köklere Dönüş" başlığıyla sizi dünyada gezilmesi önerilen 7 harika müzeden biri olan, Kenan Yavuz Etnografya Müzesi'nin hikayesini paylaşmıştım. Bu kez müzede neler var? Müze dışında Bayburt'ta neler yapabilirsiniz? aktarmaya çalışacağım.
Modern yaşama ait çok az şeyin olduğu fakat topraklarda insanın çok olduğu zamanın çocuğuyum.... Kenan Yavuz
Sevgili Kenan Yavuz ve ailesi değişmemesi gereken güzellikleri yaşatmak için yola çıktığında Kenan Yavuz Etnografya Müzesi'nin dünyanın en prestijli müze ödülü alacağını hiç düşünmemiş. Büyük bir vefa ve sevgiyle var olan kültürel varlıkları geleceğe taşımak amacıyla müzeyi kurmuşlar.
Müze; Bayburt'un Demirözü İlçesine bağlı Beşpınar Köyünde ziyaretçilerini ağırlarken benzersiz bir deneyim sunuyor. Geçtiğimiz hafta düzenledikleri "Tırpan Şenliği"n de orada olan ziyaretçiler çok keyifli anlara şahit oldular. Instagram canlı yayın ve hikayelerinden izlediğim şenliğin amacı imece geleneğini
Kaç kişi doğduğu evi müzeye dönüştürmek ister?
Kaç kişi doğduğu köyü yaşayan müzeye çevirir?
Kaç kişi köklerine sahip çıkar?
Kaç kişi geçmişi geleceğe taşır?
Kaç kişi Dünya'nın en prestijli Müze ödülünü alabilir?
Sorularının cevabı Anadolu'nun güzelliklerini dünyaya duyuran Kenan Yavuz Etnografya Müzesi'nde saklı.
Mayıs ayında Avrupa Müze Forumu (EMF/ EMYA) tarafından verilen "SILLETTO" büyük ödülünü alarak "Avrupa'da Yılın Müzesi" seçildiği haberini okuduğum günden bu yana büyük ilgiyle takip ettiğim, ödül öncesinde "Neden keşfetmedim" diye hayıflandığım ve buluşmak için gün saydığım bu harika yerde unutulmaz bir dört gün geçirdim.
Uzun bir bayram tatilini geride bıraktık. Bu süreçte yazlık mekanlar dolup taşarken yazın etkisini her yerde hissettik. Haziran sonu tatile çıktığımız için bayramı İstanbul'da geçirdik. Başka da seçeneğimiz yoktu aslında. Bazen eş durumundan zorunluluklarınız olabiliyor.
Yazın her halini seven biriyim. Güneş varsa mutlu olan biriyim. Bir de yazın giydiğimiz tiril tiril kıyafetler, rahatlık ve renklilik hali değmeyin keyfime.
Modada yaz sezonu yüksek coşkuyla yaşanırken; seçtiğim ürünlerde tercihim %100 doğal pamuk olması. Sentetik ve polyester ile aram hiç yok. Bu sebeple de ürün arayışım her zaman doğal yönde oluyor. Bikini ve mayoda pamuk zor bir seçenek ama en azından plaj giyimiyle bunu dengeleyebiliyorum. Yaz için olmazsa olmazım kimono ararken Şebnem Yıldız'ın tasarımları imdadıma yetişti. Kişisel merak ve ilgiyle kim bu kadının diye peşine düşünce de hikayesi bugün sizlerle buluşuyor.
Etnik moda anlayışıyla minimal bir tarz oluşturan Şebnem Yıldız'la çevrimiçi gerçekleşene sohbetimizle sizi baş başa bırakayım :)
Şebnem Hanım sizi tanıyabilir
Sıcak bir temmuz sabahından günaydın. Bazı anlar vardır sonsuza kadar size güzel duygular yaşatır. Bu sabahta öyle anlardan birini yaşadım. Diğer sabahlara göre çok daha erken uyandığım bir günün üçüncü saatini yaşarken saat şu an 07:42 :) Havalimanında uçuş saatimi beklerken bu yazıyı yazmak içimden geçti. Zaten hep içimden geçenler ve hayal ettiklerim dökülmüyor mu satırlara :)
Her yolculuk öncesi uyku tutmaz ve çok aralıklı uyurum. Bu gece de aynı şekilde deliksiz bir uykuya hasret kalktım yataktan. Daha alarma dakikalar varken; birkaç saat sonra hayata merhaba diyecek bir bebeğin haberiydi çalan telefon. Bizim evde herkes bu duruma alışkın. Öyle geceler sabahlar olur ki... Bazen fırlayarak çıkar eşim evden. Biliriz ki doğum ve sağlık asla beklemez.
Çocukları uyandırıp yarım saat içinde evden çıkmak için tatlı bir telaş başladı evde. Hastaneye gitmek için hazırlanan bir baba, ona sarılan çocuklar. Kısa da olsa her ayrılık büyük özlem taşıyor bizim evde. Çünkü çocuklar babasına hep hasret.
Güneş henüz doğarken çıktığımız yolda belki de bebek doğmuştu çoktan. Ne büyük mutluluk bu anılara şahit olmak.
Güneş İstanbul tepelerinde yükselirken duygularımda çok yüksek.