Yavuz Kocaömer

2 Aralık 2013 günü, Ankara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Dekanlığı ile Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen “Engelliler ve Spor” konulu panelde idik. Oturum başkanlığını Ankara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Spor Yöneticiliği Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Hakan Sunay’ın yaptığı panele, Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Başkanı Demirhan Şerefhan, Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ferda Gürsel, 2008 Paralimpik Oyunlar altın madalyalı sporcusu ve 2009 Dünya Şampiyonu Gizem Girişmen ile Halter Görme Engelliler Dünya üçüncüsü Ayhan Gülsoy ile konuşmacı olarak birlikte katıldık.
Ankara Üniversitesi Rektör Yardımcısı Kasım Karakütük ile Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şehsuvar Ertürk’ün ve öğretim görevlilerinin katılımı ile başlayan panelde, engelliler ve spor konusunda bilgiler verildi. Ve bir kez daha görüldü ki, özellikle Gizem Girişmen’in açıklamalarından sonra ülkemizde engelliler sporunu performans sporu olarak yapmak çok da kolay değil. Sporcular engelli olduğu için değil, sporu yönetenler, engelliler sporu ile ilgili fazla bilgi sahibi olmadıkları için. Keşke Gençlik ve Spor Bakanlığı’ndan birkaç

Her türlü olumsuzluğa, fiziki şartların, ulaşımın engellemesine, devletin engelliler sporuna verdiği desteğin yeterli olmamasına rağmen, engelliler sporu ülkemizde gelişiyor. Ancak bu gelişme, daha çok tesadüflerle ortaya çıkan engelli sporcuların gösterdikleri olağan üstü performansla sağlanıyor. Altyapı çalışması ise maalesef henüz yok.
İlköğretim okulları ile engelli spor kulüpleri arasında bir iş birliği yok. Milli Eğitim Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı da konudan oldukça uzak. Son iki senedir yapıldığı, açıldığı söylenilen spor tesislerinin, spor salonlarının acaba kaç tanesi engellilerin spor yapmasına uygun?
Spor Genel Müdürlüğü bir ara Niğde’ye “Paralimpik Hazırlama Kampı” yapmak düşüncesinde idi. Sonra bir daha ses çıkmadı. Örneğin; tekerlekli sandalye basketbolunda Galatasaray Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı, Beşiktaş RMK Marine Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı, Kardemir Karabük Spor Kulübü Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı ve son yıllarda büyük gelişmeler gösteren Yalova Ortopedikler Spor Kulübü gibi kulüplerimiz var. İzmir Büyükşehir Belediye Gençlik ve Spor Kulübü Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı ise artık bir zamanların efsanesi olarak

Uluslararası Paralimpik Komitesi’nin (IPC) Genel Kurulu geçtiğimiz hafta sonu Atina’da yapıldı. Tabii ki Uluslararası Paralimpik Komitesi’nin desteğiyle. Ama Yunanlı dostlarımız tüm ekonomik zorluklarına rağmen, mükemmel sayılabilecek bir Genel Kurul organize ettiler.
Uluslararası Paralimpik Komitesi’nin (IPC) toplam, ülkeler ve federasyonlarla birlikte yaklaşık 170 üyesinden 147’sinin katıldığı Genel Kurul’da, Sir Philip Craven, yine İngiliz olan rakibine büyük fark atarak başkanlığa seçildi.
Türkiye olarak desteklediğimiz Güney Kore, Brezilya, Birleşik Arap Emirlikleri ve Kenya delegeleri de yönetim kuruluna girdiler. Enteresan olan, başkan yardımcılığında yarışan Brezilya Paralimpik Komitesi Başkanı’nın, rakibi Amerikalı’ya büyük fark atarak başkan yardımcılığına seçilmesiydi.
2020 inceleme komisyonu çerçevesinde İstanbul’a da gelen Brezilya Paralimpik Komitesi Başkanı Andrew Parsons ile önümüzdeki dönemde daha yakın ilişkiler içinde olacağımıza inanıyoruz.
Türkiye neden başkanlık, başkan yardımcılığı veya yönetim kurulu üyeliğine aday olmadı? Olsaydı seçilir miydi? Aday olmadı, çünkü bugünkü engelliler sporu anlayışı Türkiye Milli Paralimpik Komitesi’ne bu cesareti

1-10 Kasım tarihleri arasında Konya’da A grubunda düzenlenen Goalball Erkekler ve Bayanlar Avrupa Şampiyonası’nda Bayan Milli Takımımız Avrupa 2’incisi, Erkek Milli Takımımız ise Avrupa 3’üncüsü oldu.
Geçtiğimiz yıl Londra’da yapılan Paralimpik Oyunları’nda da, Erkek Milli Takımımız bronz madalya kazanmıştı. Bazılarına bu ikincilik ve üçüncülükler bir şey ifade etmeyebilir.
Goalball ilk kez 1946’da Avusturyalı Hans Lorenzen ve Alman Sepp Reindle tarafından, görme engelli savaş gazilerinin rehabilitasyona yardım amaçlı olarak icat edilmiş ve 1976 Toronto Paralimpik Oyunları’nda Dünya’ya tanıtılmış.
Ülkemizde ise ilk defa 1999 yılında, yani Dünya’da spor olarak yapılmaya başlandıktan yaklaşık 25 sene sonra yapılmaya başlanmış.
Bu satırların yazarı 1999 yılında ilk 10 adet goalball topunu bir çuvala koyarak Almanya’dan getirmişti. Bu açıdan baktığımızda, ülkemiz gençlerinin engelli veya engelsiz kendilerine gerekli olanaklar sağlanırsa Dünya ile nasıl başa çıkabileceklerinin bir başka örneğidir.
Bir süre önce ülkemizi ziyaret eden Kore Milli Paralimpik Komitesi Başkan Yardımcısı ve iki üyesi önümüzdeki dönemde Milli Takımlar antrenörümüz Gökhan İnce’yi birkaç aylığına

Geçtiğimiz hafta Türkiye Sakatlar Derneği Genel Başkanı Şükrü Boyraz telefon ediyor ve “Derneğimizin üyesi ve Engelli Okçuluk Milli Takımı sporcumuz Burcu Dağ Bangkok’ta yapılan Dünya Şampiyonası’nda altın madalya aldı. Haberin var mı?” diyor. Ben de “Var” diyorum. Bunun üzerine de “Hiçbir basın organında haber çıkmadı. Demek ki federasyonumuz basına bilgi aktarmıyor” diyor.
Sevgili Şükrü Boyraz hem haklı, hem haksız. Haklı olduğu taraf, maalesef engelli spor federasyonlarımızın basınla ilişkilerinin zayıf olduğu. Haksız olduğu taraf ise bu bilgilendirilmeler yapılsa da birçok yazılı ve görsel medya engelli sporcularımızın bu başarılarına pek yer vermiyor. Makaralı yay kategorisinde altın madalya alan Burcu Dağ, karma takımlar mücadelesinde de Erdoğan Aygan ile 2. Dünya Şampiyonluğu’nu alıyor. Ve tüm bunlar Bedensel Engelliler Federasyonu’nun kısıtlı olanakları ile sporcularımızın elde ettiği başarılar.
Maalesef spor yönetimi hâlâ Bedensel engelliler Spor Federasyonu’nun 13 ayrı ayrı paralimpik branşta yarışmalara katılıp, ülkemize Paralimpik Oyunları’nda Avrupa ve Dünya ™ampiyonaları’nda madalyalar getirdiğinin farkında değil. Çünkü bu federasyonumuza verilen bütçe ile bu

Eylül ayı başında Buenos Aires’te yapılan Genel Kurul’da, Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) Başkanlığına Alman Olimpiyat Komitesi Başkanı Thomas Bach seçildi.
Aşağıda yazacaklarımız kulaktan duyma şeyler değil. Üyesi olduğumuz Alman Spor Yazarları Derneği’nin aylık Sports Journalist isimli dergisinden alınmıştır.
Bu dergiden öğreniyoruz ki, 1976 Atlanta Olimpiyatları’nda, eskrimde altın madalya alan Thomas Bach’ın, daha önce 1970’li senelerin başında Bonn’da yaşadığı bir olay var. Buna göre, o senelerde Thomas Bach, eskrim eldivenini manipüle etmekle suçlanıyor ve bir ihtar alıyor.
Bahsettiğimiz dergideki makaleyi yazan Friedhard Teuffel, Berlin Tagesspiegel’in spor müdürü. ™öyle diyor: “Herhangi bir Alman vatandaşının, uluslararası alanda bir yerlere gelmesi, Almanya Başbakanı ve Bakanlar tarafından ülkelerinin Dünyada kabul görmesi anlamına gelir. Thomas Bach’da ise durum farklı. Onun başarısı, yine Thomas Bach’ın başarısıdır. Buenos Aires’ te, IOC, bir uluslararası tek kişilik Anonim Şirket için karar vermiştir. (Thomas Bach A.Ş.)
Daha önce çalıştığı Adidas firmasının sahibi Horst Dassler’den uluslararası spor alanında iletişimin ne kadar önemli olduğunu öğrenen

Paralimpik Türkiye, Türkiye Milli Paralimpik Komitesi’nin 3 ayda bir çıkardığı derginin adı. Dergi, özellikle, spor kulüplerine, devletimizin sporla ilgili bölümlerine ve medya mensupları ile üyelerimize gönderiliyor. Önümüzdeki günlerde çıkacak Ekim 2013/8.sayısında, eski Gençlik ve Spor Genel Müdürü, şimdilerde Basın İlan Kurumu’nda Genel Müdür olan Mehmet Atalay ile yapılan söyleşiden bir bölümü yayınlıyoruz.
“Biz engellilere ‘Engelliler’ değil ‘Engel tanımazlar’ diyoruz. Verilen imkânları en iyi şekilde değerlendiren kahramanlarımız oldular. Bir verdiysek beş katı başarı getirdiler. Sadece kendilerini gösterme fırsatını bulmadılar, aynı zamanda ülkemize büyük gurur kazandırdılar.
Burada, ömrünü engellilere adayan TESYEV ve Türkiye Milli Paralimpik Komitesi Başkanı Yavuz Kocaömer’e bir başlık açmamız ve sonsuz teşekkür etmemiz lazım. Bugün Türkiye’de engelliler sporu belli bir noktaya geldiyse bundaki en büyük pay sahiplerinden biridir Yavuz Kocaömer. Kendisini dinledik, hak verdik, destek verdik. Devletin engelli sporculara yapması gerekenlere kulak verdik. “İstanbul’da Paralimpik Oyunları düzenlenecek şartlar sağlanmadan Olimpiyat yapılamaz” diyen Yavuz Kocaömer‘e

Bu hafta konumuz Almanya’dan. Heinrich Popow ve Markus Rehm ülkemizde tanınmayan ama tüm Dünya’nın tanıdığı iki Alman sporcu. Her ikisi de birer bacağını dizinden kaybetmiş ve atletizm yapıyorlar.
Heinrich Popow, 2012 Londra Paralimpik Oyunları’nda 100 metreyi tek bacakla 12,11 saniyede koşarak altın madalyanın sahibi oldu. Markus Rehm ise uzun atlamada bu seneki Dünya Şampiyonası’nda 7,95 metreye ulaştı. Engelsiz sporcularda Dünya rekoru ise 8,95 metre ile Mike Powell’e ait.
Buna rağmen onlar da Alman spor medyasında hak ettikleri yeri bulamadıklarından şikayetçi. Kaldı ki Alman spor medyası çok sık olarak başarılı engelli sporcularla söyleşileri, haberleri ile Avrupa’da önde gelen spor medyalarından biri.
Aslında engelliler sporunun birçok ülkede olduğu gibi, ülkemizde de tanıtıma ve ilgilenenlerin bilgilendirmelerine ihtiyaç var. Acaba hangi spor yazarımız bugüne kadar Paralimpik Oyunları’nda veya Dünya Şampiyonaları’nda 100 metre koşusunda 8 ayrı kategori ile 8 ayrı altın madalyanın verildiğini merak ettiler? Veya hiç düşündüler mi bir kayakçı 2 defa düşse dahi buna rağmen yarışı kazanma şansı var. Bunun gibi konular ilgili ülkelerin spordan sorumlu yetkilileri ile