Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Haftalardır devam eden protestoları bastıramayan İran içerde kaynıyor, dışarda da başka ülkelere dönük istikrarsızlaştırma ve gözdağı verme faaliyetlerine devam ediyor...Yani İran aklını, dikkatini ülkesindeki rahatsızlıkları gidermeye vereceğine bildik alışkanlıklarından vazgeçmiyor. Hem de bu faaliyetlerini çılgınlık boyutuna taşıyarak. Mesela İran İstihbaratı SAVAMA’nın Azerbaycan’ı karıştırma amacıyla yasa dışı silahlı örgüt kurup finanse etmesi ya da İran’ın patolojik (hastalıklı) Ermenistan sevdası gibi. Çünkü İran’ın stratejik mantıktan yoksun olarak Azerbaycan’ın karşısında konumlanması ve Karabağ Savaşı’nı hezimete uğrayarak kaybeden Ermenistan yanlısı söylemlerine ve eylemlerine son vermemesi, Azerbaycan’a yönelik tehditlerini ve ithamlarını sürdürmesi, jeo-stratejik rasyonellikle bağdaşmıyor. Dahası İran’ın vatan topraklarını işgalden kurtaran Azerbaycan’ın bu haklı davasının yanında yer alacağına, işgalci, haksız Ermenistan’a destek vermesi hak, hukuk, normal akıl ve mantığa da aykırı... Müslüman Azerbaycan’ı değil de Hıristiyan Ermenistan’a destek vermesi de tam anlamıyla İran’ın kendisiyle çelişen bir durum!... Dolayısıyla Azerbaycan’ın gücünün artması hele de Türkiye ile birlikte bölgede dengeleri değiştirmesinin İran’ın kimyasını bozduğu çok açık. Niyesi malum. Azerbaycan’ı kendi güvenliği için bir tehdit olarak görüyor. Güçlü bir Azerbaycan, Kafkasya’da güçlü bir Türkiye demektir. Ayrıca kendi ülkesindeki Türkler için Azerbaycan’ın bir çekim merkezi olmasından endişe ediyor. Zira başından beri İran’da yaşayan Türkler Dağlık Karabağ’ı kendi kimliklerinin bir parçası olarak gördüler. Ermenistan işgalini ve saldırılarını hep protesto ettiler. Tahran yönetiminin Ermenistan’ı destekliyor olması da İran’daki Türklerin Türk kimliğinin ön plana çıkmasına sebep oldu. Yoksa gidip de Azerbaycan sınırında, hem de ülkesindeki Azeri nüfusun yoğun olarak yaşadığı yerlerde niye geniş çaplı bir askeri tatbikat yapsın! İran Devrim Muhafızları Ordusu Kara Kuvvetleri paraşütle atlama, gece operasyonu, helikopterle savaş operasyonu, intihar İHA’larıyla operasyon, Aras Nehri üzerinde köprü inşası, bağlantı yolları ve hâkim tepelerin ele geçirilmesi manevraları yaptılar ne alakaysa?.. Belli ki İran’ın kafası eskilerde kalmış, derdi, hayali başka!.. Şöyle ki:

Haberin Devamı

***

Haberin Devamı

Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra 18 Ekim 1991’de ikinci kez bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan’a karşı İran’ın tavrı o yıllarda da aynıydı. Daha ilk günden itibaren İran’ın İslam Devrimi’ni yayma amacıyla Azerbaycan’ın farklı bölgelerinde etkili faaliyetleri olmuş ve bu faaliyetler de özellikle Azerbaycan’ın İran sınırına yakın olan güney bölgelerinde yoğunlaşmıştı. Ermenistan’ın 1992 Şubat’ındaki Hocalı katliamından başlayarak yaptığı alçaklıkları ve devreye soktuğu Dağlık Karabağ’ı işgal planını sürdürdüğü günlerde de bu durumu fırsat bilerek Azerbaycan sınırında tatbikat yapan İran, bağımsız Azerbaycan topraklarında 10-20 kilometre derinliğe girip kontrol altına aldığı bölgede kendi bayrağını dalgalandırma pervasızlığı dahi göstermişti. Biz de gazeteci olarak Rusya ve İran’ın inkâr ettiği bu mütecavizliği gidip, görüp MİLLİYET’in 13 Eylül 1993 tarihli nüshasında tarihe not düşmüştük!

Haberin Devamı

İran’ın patolojik Ermenistan sevdası

Gerçekten çok zor ve sıkıntılı bir dönemdi. Kafkasya barut fıçısı gibiydi, İran birlikleri Azerbaycan topraklarında 20 kilometrelik bir bölgeyi kontrol altına almıştı. Azerbaycan’daki İran harekâtı Ankara’da şok yaratmış, asker gönderme durumu gündemdeydi… Türk savaş uçakları Ermenistan sınırında alçaktan keşif uçuşları yapıyor, Dışişlerinde toplantı üstüne toplantı oluyordu. Ve Türkiye çok net olarak uyarmıştı:

Çatışma yayılırsa vebali Ermenistan’a ait olacaktır!..

***

Yani dememiz o ki; eskilerde oluğu gibi şimdilerde de patolojik Ermenistan sevdası ve dayanışması süren İran için öncelik Azerbaycan devletini o bölgede zor durumda bırakmak, zayıflatmak. Bunun için terör örgütü de kurar, terör örgütlerine destek de verir. Azerbaycan’ın işgal altındaki vatan topraklarını kurtarmak için canını ortaya koyduğu haklı davasında saldırgan Ermenistan’dan yana tavır alması, hatta destek olması, bugün Rusya’ya yaptığı silah yardımı ve kıyakların asıl nedenlerinden bir tanesi de bu. Kısacası İran için en büyük korku güçlü bir Azerbaycan’dır bunu engellemek için de elinden geleni yapar. Bugün bunları yapar yarın başka işler de yapabilir...

Ama unuttuğu ya da gözden kaçırdığı da şu:

Eskiler hele de son Azerbaycan-Ermenistan savaşı öncesindeki durumla şimdiki Azerbaycan arasında dağlar var. Bu savaş çok şeyi değiştirdi. Azerbaycan halkının, yöneticilerinin kendine güvenini pekiştirdi. Ekonomiyle bütünleşmiş, ordusu güçlenmiş, Türkiye ile entegre olmuş bir Azerbaycan var. Dolayısıyla İran’ın atacağı her adımda, planladığı her hamlede birkaç kez düşünmesi ve hayal dünyasından reele dönmesi gerekiyor...