ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü William Burns, Amerikan dış politika dergisi Foreign Affairs için kaleme aldığı makalede 7 Ekim’den sonra Ortadoğu’da yaşanan süreçle ilgili şöyle diyor:
“Son 40 yılımın büyük kısmını Ortadoğu’da ya da bu bölge üzerine harcadım ve Ortadoğu’yu daha karmaşık ve bu kadar patlamaya hazır görmedim.”
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, birkaç gün önce Washington’da düzenlediği basın toplantısında Suriye-Ürdün sınırında 3 Amerikan askerinin öldüğü saldırıya ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
“Şu anda Ortadoğu’da inanılmaz istikrarsız bir dönem yaşıyoruz. 1973’ten bu yana bölgede, şu an karşı karşıya kaldığımız kadar tehlikeli bir dönem görmedik.”
Bir de ABD Başkanı Joe Biden’in sözleri var. O da ABD üssüne yapılan saldırıdan sonra gazetecilerin “nasıl bir karşılık vereceksiniz” sorusu üzerine şöyle buyuruyor:
“Orta Doğu’da daha geniş bir savaşa ihtiyacımız olduğunu düşünmüyorum, bunun peşinde değiliz.”
Bunları, duyan okuyan normalde ne düşünür Helal olsun adamlara! Bölgeyi, dünyayı tehlikeden korumak adına dobra dobra konuşuyorlar! Ama her üçünün de Netanyahu’yu cesaretlendirerek Gazze’deki katliamı ve bölgedeki yangını nasıl körükledikleri herkesçe malum olduğu ve daha önceki sabıkalarının kabarıklığı bilindiği için yapılacak gerçekçi yorum ise şu:
Hangi yüzle konuşuyorsunuz?Bunları kim yaptı? Hepsi sizin yediğiniz haltların, tezgahladığınız kirli oyunların sonucu değil mi?
***
Kaldıki Biden’in “daha büyük bir savaşa ihtiyacımız yok”sözleri “tetiklediğimiz Ukrayna-Rusya savaşı ve arka çıkarak cesaretlendirdiğimiz Netanyahu’nun şuursuzluğu zaten yeter” anlamında bir itiraf aslında..Çünkü Ortadoğu için yakındıkları bu gerilimin, tehlikenin yayılmasının müsebbibi kim? İsrail’e koşulsuz şartsız destek veren Amerika. Eğer Biden daha başta kararlı bir şekilde Netanyahu’ya “kardeşim sen ne yapıyorsun 7 ekim sonrasında meşru müdafaa hakkı kapsamında karşılık verdin ama bu işte kantarın topuzu kaçtı, soykırıma varan bir noktaya geldi artık yeter” deseydi ne Husiler Aden körfezinde bu saldırıları yapardı. Ne de Hizbullah bu kadar hareketlenirdi, terör örgütleri de böylesine hortlamazdı.
Peki ne oldu da bu haltları yiyen Netanyahu’ya yol veren Biden ve ekibi şimdilerde hafiften tornistan havasında?Niyesi basit. ABD’de başkanlık seçimleri yaklaştı, Biden’de oldukça zorda. Yediği haltlarla içerde kamuoyu desteğini ciddi anlamda kaybetti Yahudilerden oy alayım derken Müslüman nüfusu karşısına aldı, onların oylarını kaybetti. ABD’de dışlanan diğer kesimlerinde. Hepsi Filistin yanlısı tutum sergiledi, hatta Yahudiler arasında da bölünmeler oldu, herkes tek ses olarak Biden’e tepki gösteriyor..Uluslararası toplum tarafından da “bu savaş bitsin” baskısı var. Yani Biden siyasal anlamda ciddi bir sıkışmışlık içerisinde...
***
ABD Savunma Bakanlığı Pentagon, Merkez Kuvvetler CENTCOM ve CIA’nın el birliğiyle karıştırdığı dünya ahvalinde manzara da şu:
Pakistan’dan batı Balkanlara, bir de kuzeyde Ukrayna’dan güneyde Sudan, Somali’ye kadar daire çizdiğinizde içinde kalan bütün bölge yangın yeri. Ülkeler gerek kendi içlerinde, gerekse bölgesel olarak büyük bir kaosun ortasında yaşıyorlar. Bu kaosun dinamikleri de birileri tarafından sürekli tetikleniyor, kışkırtılıyor. Kaos ortamı kendi istedikleri, yönde, doğrultuda şekillensin diye..Daha önceleri, Vietnam’ da, Afganistan’da, Irak’ta yaptıkları gibi. Yani kaosun failleri açık ve net. Sonra da CIA direktörü hiç utanmadan diyorki:
“Ben 40 yıldır bölgede çalışıyorum Ortadoğu’yu bu kadar patlamaya hazır görmedim...”