Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

ABD Başkanı Joe Biden, DAEŞ lideri Ebu İbrahim el-Haşimi el-Kureyşi’ye dönük İdlib’deki operasyonun detaylarını Beyaz Saray’dan şu cümlelerle duyurdu:

“Korkakça kendini patlatarak intihar etti. Askerlerimiz teröristleri yakalamak için yaklaşırken, işlediği suçların hesabını vermek yerine, binada bulunan kendi ailesi ve diğer insanların hayatlarını hiçe sayarak intihar yeleğiyle kendini patlatmayı seçti.”

Bir önceki ABD Başkanı Donald Trump da DAEŞ’in yine İdlib’de öldürülen önceki lideri Ebubekir El Bağdadi operasyonuyla ilgili şöyle demişti:

Haberin Devamı

“Kendisini operasyon sırasında intihar yeleğiyle patlatarak öldürdü. Ağlayarak, çığlık atarak, bir korkak gibi öldü, kendisiyle beraber olan üç çocuğunun da ölümüne yol açtı. Bütün dünyanın nasıl öldüğünü bilmesi gerek.”

Yani operasyon noktaları, yöntemi ve sonuçları gibi halef-selef ABD Başkanları’nın Beyaz Saray açıklamaları da neredeyse birebir aynı… Dolayısıyla buna yakın tarihin tekerrür etmesi” de denilebilir, ABD’nin DAEŞ liderlerine yönelik operasyonlarda karşılaştığı ilginç tesadüfler(!) ya da ABD Başkanları’nın ezber sözleri açısından bir istikrar da... Tabii istikrar denildiğinde akla gelen bir başka noktada şu:

ABD’nin terör örgütü DAEŞ’e karşı mücadele verirken, bir başka  terör örgütü PKK/YPG/PYD ya da SDG’yi koruyup kollaması. Daha doğrusu DAEŞ ile mücadele adı altında onlara alan açması. Evet, ABD DAEŞ’in eski lideri Bağdadi’yi, şimdi de yerine geçen Kureyşi’yi yok etti, büyük olasılıkla ilerde onun yerine geçenin de akıbeti aynı olabilir ama örgütü hepten ortadan kaldırma konusunda aynı hassasiyet hiçbir zaman söz konusu değil, olmadı. Onları daima adımlarını atarken önünü ya da mayın tarlasını temizleme aracı olarak gördü ve kullandı, hala da kullanıyor… Yoksa ABD’nin gerçekten DAEŞ’i bitirmek gibi bir hedefi, niyeti olsaydı Türkiye’nin daha başlarda defalarca yaptığı “Gelin Rakka operasyonunu birlikte yapalım” teklifini dikkate alırdı. Ama  yapmadı. Dolayısıyla ABD’nin DAEŞ’le mücadele etmek için PKK/YPG ya da SDG’ye ihtiyacı yok ama bu topraklarda başka niyetlerinin, planlarının icrası için YPG/PKK’ya ihtiyacı olduğu açık. Nitekim bunu ta başından itibaren ortaya koydu da... Örneğin 2014-2015’te Tel Abyad ile Ayn el Arab (Kobani) DAEŞ’ten kurtarma bahanesiyle PKK/PYD/YPG’ye teslim edildi. (Barış Pınarı Harekatı’yla Tel Abyad teröristlerden arındırıldı) 2016-2017’deki Fırat Kalkanı Harekatı’nda TSK şehitler vererek bölgedeki DAEŞ’lileri temizlerken “ne kadar çok yer IŞİD’den kurtarılırsa o kadar iyi” açıklamasıyla destekler gibi görünmüşler ama Türkiye’nin El Bab’ın ardından Menbiç’e gitme kararlılığını anlayınca da bu kez oradaki PKK/PYD/YPG’lilerin Fırat’ın doğusuna çekileceği garantisi vermişlerdi. Ancak Menbiç’teki PYD/YPG/PKK’lılar değil Fırat’ın doğusuna geçmek ABD bayrağının gölgesinde daha da palazlandılar. Rakka’da yaşananlar da malum. Orada da tek mermi atılmadan Rakka PKK/PYD/YPG’ye teslim edildi ve kentteki DAEŞ’lilerin daha sonra kullanılmak üzere kuzeye gitmelerine izin verildi. Nitekim daha sonra TSK’nın Afrin’e yaptığı harekâta karşı kullanıldılar da. Hem de daha önce düşman gibi göründükleri PKK/PYD/YPG ile aynı safta...

Haberin Devamı

Şimdilerde ise aynı YPG/PYD/SDG İdlib’de DAEŞ’in lideri Kureyşi’ye yapılan operasyonda ABD’ye yardımcı durumunda. Hatta bu nedenle ABD Başkanı Biden Beyaz Saray konuşmasında SDG’ye teşekkür bile etti. Tabii anında da teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın “manevi oğlum” dediği PKK’Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Komutanı Mazlum Kobani’den karşı teşekkür geldi. O da sosyal medyadan yaptığı paylaşımda şöyle dedi:

Haberin Devamı

IŞİD lideri Kureyşi’yi ortadan kaldıran son İdlib saldırısı için, devam eden destekleri için Amerikan halkına ve Biden’a teşekkür ederiz. Güçlü ortaklığımızla IŞİD’i bir kez daha kalbinden vurduk...”

Özetle; dünyanın en azılı teröristlerini eliyle koymuş gibi bulan ve gereğini yapan ABD, aynı tavrı hassasiyeti PKK/YPG/PYD ya da SDG konusunda göstermiyor. Hatta onlarla kanka olmuş durumda. Ve DAEŞ-YPG denklemiyle birini gösterip, diğerine yol veriyor. Bunun adına da terörle mücadele diyor, yani bildik hikayeye devam ediyor. Yoksa ABD terörle, teröristle mücadele sözlerinde gerçekten samimi olsa bugün ortada ne El Kaide, ne DAEŞ veya türevleri ne de YPG/PKK kalır...