Aşı için herkes kolları sıvasın

16 Eylül 2021

Pandemi günlüğünde birkaç ülke dışında dünya genelinde olduğu gibi bizde de tablo çok vahim. Niyesi de malum; aşılamada toplamda 100 milyon dozun aşılmasına rağmen hâlâ aşı karşıtı önemli bir çoğunluk kitlesel bağışıklığın ısrarla herkesin hastalanması ya da toplumun kırılmasını istiyor havasında. Hatta bunun için miting dahi yaptılar. Hem de devletin koyduğu maske, mesafe kurallarını yok sayarak. Bu konuda kendilerini uyaran polisle tartışanlar bile oldu. Dahası, bir de Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan’ın “Aşı olmadım. Olmayı da düşünmüyorum. mRNA demek insanın hücre çekirdeğine girmek demektir. O insanların yarı insan yarı maymun çocuklar doğurmasına sebep olabilirsiniz. 3 kulaklı 5 gözlü yaratıklar doğmasına yol açabilir” sözleriyle son derece absürt çıkışı da var. Dolayısıyla, tüm bunlara aşı karşıtlığı adı altında öldürücü virüse yardım, yataklık şaşkınlığı, saçmalığı da denilebilir. Çünkü bu artık olanların ya da olmaya niyetlenenlerin kafalarını

Yazının Devamı

Basın Konseyi ve Kılıçdaroğlu

13 Eylül 2021

Hafta sonu İzmir-Çeşme’deydik. Tabii doğal olarak insanın aklına hemen deniz, kumsal, Alaçatı’da sörf, Dalyan’da yemek ve gün batımını izleme geliyor ama bizimkisi doğrudan gazetecilik mesleği yani işe odaklıydı...

11 Eylül Cumartesi sabahı Basın Konseyi’nin toplantısında Yüksek Kurul Üyeleri olarak haber ya da görsel anlamda gazetecilik etiğine aykırı olduğu iddiasıyla çeşitli basın kuruluşları ve kişiler hakkında gelen şikâyet dosyalarını tartışıp karara bağladık. Üzerinde çok tartışılan bazı dosyalar ise bir sonraki toplantıya kaldı.

Öğleden sonra da Basın Konseyi’nin davetlisi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Medyanın Sorunları, Beklentiler’ başlıklı konuşmasını dinledik. Elbette içerik çok önemli ve kritik bir konuydu.  Ancak toplantının yapıldığı salondaki maske, mesafe, hijyen kurallarına tam anlamıyla uygunluk da bir başka anlam içeriyordu. Mesela aslında 300 kişi olan toplantı salonun kapasitesi 90’a indirilmişti. Ve tavizsiz uygulandı. Bunu özellikle vurgulamamızın nedeni tüm siyasilere

Yazının Devamı

ABD’nin terörle sözde savaşı

11 Eylül 2021

ABD’de 11 Eylül 2001 tarihinde 19 terörist tarafından koordineli bir şekilde düzenlenen saldırıların üzerinden 20 yıl geçti. Ama olayla ilgili komplo teorileri hâlâ konuşulmaya devam ediyor. Evet, 11 Eylül’de meydana gelenlerin tarihin en büyük terör saldırılarından biri olduğuna şüphe yok ancak o günden bu güne kadarki gelişmeler de malum. Saldırıyı gerçekleştiren El Kaide terör örgütünün izini süren ABD, önce Afganistan’ı, daha sonra da Irak’ı “terörle mücadele” stratejisi kapsamında işgal etti. Hatta Afganistan’ın işgalinden 10 yıl sonra, Mayıs 2011’de, El Kaide lideri Usame Bin Ladin’in Pakistan’da olduğu tespit edildi ve öldürüldü. Ancak ne El Kaide terör örgütü ortadan kalktı ne de ABD’nin o günlerde iş birlikçisi diye nitelendirdiği Taliban. Dahası, ABD’nin savaş ilan ettiği ve hedefe koyduğu radikal İslamcı diğer örgütlerle kirli bağlantıları da devam etti, ediyor da. Özellikle de Irak ve Suriye bağlamında. Yani

Yazının Devamı

Sandığın stratejisini anketler belirleyecek!

9 Eylül 2021

Siyasetin gündemi seçim barajı yüzde 7 olursa ne olura odaklı. Yani kime yarar meselesine. Dolayısıyla, son günlerde ekranlardaki hemen her tartışma programında siyaset aritmetiği ve siyasi dinamikler üzerine yapılan hesaplar, iddialar havada uçuşuyor. Hepsinin dayanağı da kamuoyu araştırma şirketlerinin verilerine, anketlere kurgulu. En öne çıkanları da malum: “Özellikle MHP’ye yarar”, “Barajı geçmesi amacıyla HDP’ye verilen destek oyları azalır ve böylelikle HDP’nin oranı düşer, bunların bir kısmı CHP veya AKP’ye gidebilir”, “Sağda ve CHP dışında oluşan yeni muhalefet partileri 3. yolda birbiriyle birleşmek ya da hep beraber Millet İttifakı’nda bir araya gelmek yerine kendi başlarına biz yüzde 7’yi aşarız mücadelesini yapıp böylece İYİ Parti’ye CHP’ye akacak oyları kendilerinde toplamayı hedefleyebilirler.” Yani her ne kadar tescillendi denilse de ortada baraj rakamı dâhil henüz net bir veri yok, ki bu konuda Meclis’te görüşülürken yeni gelişmeler de olabilir diyenler de var ama

Yazının Devamı

CHP geçmişte kimin partisiydi?

6 Eylül 2021

“Dostlarla iktidar” hedefiyle ittifak içi dengelere, hesaplara odaklanan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir yandan da “Kanaat önderleri, muhtarlar ve STK temsilcileri” buluşmaları kapsamında il il dolaşıyor. Yani halkın nabzını tutmaya çalışıyor. Bu anlamda da doğru yapıyor çünkü Türkiye’de seçmen davranışını belirleyen ana tema ideoloji değil... Seçim kazanmak için sokaktaki insanı yakalayacak, umut verecek somut projeler ve söylemler şart...Tabii güven vermek kaydıyla... Dolayısıyla bunun testi elbette sandık zamanı ama Kılıçdaroğlu’nun halkı yakalamak amacıyla CHP adına daha çok kendisinden önceki dönemlere atıfta bulunduğu özeleştiriler nedeniyle gelişen bazı rahatsızlıklar da söz konusu. Mesela partiden ihraç edilen Eski CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş, 26 Ağustos’taki Çorum konuşmasında Kılıçdaroğlu’nun egemen güçlere yaranmak için partisinin tarihini karaladığı iddiasıyla tepki verdi. Benzer tepkiler Kılıçdaroğlu’nun 25 Ağustos’ta

Yazının Devamı

Suriyeliler için yeni dönem mi?

4 Eylül 2021

İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün kararı uyarınca, Ankara ili mülki sınırları geçici koruma kaydına kapatıldı. Başka illerde kayıtlı olup fiilen Ankara’da ikamet eden geçici koruma statü sahibi Suriyeliler de tespit edilerek kayıtlı olduğu yerlere geri gönderilecekler. Bu karar her ne kadar Ankara ili özelinde gibi görülse de aslında daha önce İstanbul için de gündeme gelen bir konu. Şöyle ki; İstanbul Valiliği’nce 22 Temmuz 2019 tarihinde yapılan açıklamada geçici koruma kapsamında olmakla birlikte, İstanbul’da kaydı olmayan (diğer illere kayıtlı) Suriyelilerin kayıtlı bulundukları illere geri dönmeleri için 20 Ağustos 2019 tarihine kadar süre verilmişti. Belirtilen süre sonunda geri dönmediği tespit edilenlerin de bakanlık talimatı doğrultusunda kayıtlı oldukları illere sevk edilecekleri duyurulmuştu. Ve İstanbul’un geçici koruma kaydına kapalı olduğu da vurgulanmıştı. Bunun üzerine Suriyeliler arasında büyük panik yaşanmış ve tartışmalar çıkmış, sonunda

Yazının Devamı

Aşı karşıtlarına PCR testi çözüm olmamalı

2 Eylül 2021

Aşı olmayan kişilerin toplu alanlara girişi için zorunlu PCR testi uygulaması başlıyor ama onun da ne kadar etkili olacağı soru işareti. Özellikle de daha uygulamaya geçilmeden konuşulan, tartışılan negatif PCR testi almanın merdiven altı yol ve yöntemleri, hatta örnekleri daha doğrusu sahtekârlık olasılıkları nedeniyle. Tabii aynı durum aşı olmadığı halde kendisini aşı kayıtlarına aldırmak ya da Sinovac aşısı olup da yurt dışına çıkabilmek için BioNTech aşısı kaydı yaptırma çabasında olanlar için de geçerli. Yani insanlar yeni mutasyonlarıyla tırmanışa geçen koronavirüs belasından nasıl kurtuluruza odaklanmaktan daha çok, anlaşılmaz bir şekilde, kendileri, yakınları, özellikle de toplumun sağlığını tehlikeye sokmaktan çekinmiyor havasında. Maalesef bunu da ısrarla hak, özgürlük gibi gerekçelerle kamufle etmeye çalışıyorlar. Tamam, birey olarak baktığınızda insan hakkı, aşı olur, olmaz denilebilir ama devlet de diyor ki toplum sağlığı açısından şehirler arası toplu taşıma araçlarını (uçak, tren, otobüs, vb.) kullanacaksan ve

Yazının Devamı

Zafer sadece Yunan’a karşı kazanılmadı

30 Ağustos 2021

Çünkü; Yunan ordusu bugünün deyimiyle tam anlamıyla bir vekalet savaşçısıydı. Arkasında İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar, hatta Amerikalılar vardı. Yani bugün dünyanın her köşesini karıştıran, ayak bastığı her yeri bataklığa çeviren ABD o günlerde de vatanımıza dönük kirli tezgâh ve planlar peşindeydi. Evet İngiliz ve Fransızlar ya da İtalyanlar gibi doğrudan işgalci sıfatıyla çok ön planda değildi ama ta Çanakkale Savaşı’ndan bu yana her türlü hasmane faaliyet ve kumpas içindeydi… Şöyle ki; I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı İmparatorluğu İttifak Devletleri yanında ve ABD İtilaf Devletlerinde yer aldı ama birbirlerine savaş ilan etmediler. Fakat ABD, Çanakkale Savaşı sırasında İtilaf Devletleri’nin savaş malzemelerini taşıyordu.

1. Dünya Savaşı sonunda Osmanlı İmparatorluğu yenilince ve Mondros Mütarekesi imzalanınca İtilaf Devletleri İstanbul, Marmara ve yeni kurulacak Büyük Ermenistan’ın Amerikan mandasına girmesini istediler. Hatta bütün Anadolu’nun ABD’nin kontrolünde tek bir

Yazının Devamı