Sina Koloğlu

Aslında alışık olduğumuz bir durum... Sosyal medyada bizim yerli dizilerin beğeni, takipçi ve yorum sayısı dünya çapında rakamlara sahip... Dünyada dizilere ilginin en yüksek olduğu ülkelerin başında geliyoruz. Nitekim, geçtiğimiz mart ayında Instagram’da ilgi gören dünyadaki 10 dizinin adı açıklandı.
Listede Kanal D’nin ilgiyle izlenen dizisi ‘Hizmetçiler’ de yer alıyor.

KARANTİNADA RADYO DİNLENİYOR

Televizyonun izlenme oranlarının ve sayısının yükseldiği günlerdeyiz. Radyo da bugünlerde tekrar keşfedildi. Salgınla birlikte tedbirlerin ciddi şekilde alındığı dönem olan 26-31 Mart tarihleri arasında radyolarla ilgili bir araştırma yapılmış bunu, radyo sektörüne yönelik çalışmalar yapan Media Liven gerçekleştirmiş. Google onaylı 15 bin 328 kişiye sorulmuş, “Koronavirüs günlerinde radyo dinleme süreleri arttı mı?” diye... “Yarım saat daha fazla dinliyorum” diyen 898 kişi. Bir saate yakın dinlemeye başlayanların sayısı bin 649 kişi... 1-2 saat arasında dinleyenler bin 638 kişi... 3-4 saat arasında dinleyenler

MAVİSE, Avrupa görsel işitsel üzerine bir veri bankası, Avrupa Birliği bünyesinde bir kuruluş...
42 ülkedeki televizyon sektörüyle ilgili çok geniş bir araştırma yayınladı. Bugün Avrupa’da tam 11 bin 412 televizyon kanalı var. ‘En çok hangi ülkede?’ Sorusunun cevabı şöyle: İngiltere (bin 26), Rusya (503),
Hollanda (478), Türkiye (400 TV kanalı)... Beşinci sırada Almanya var. Bizim televizyon sektörüyle ilgili verilerimiz gayet ciddiye alınacak kapasitede... Dijital platform aboneliği, yayın sayısı mesela Avrupa’daki birçok ülkenin önünde...

SEKTÖRDE ORAN NEDİR?

Avustralya Film ve TV Yapımcıları Derneği (Screen Producers) bir rakam açıklamış. Ülkede 119 yapım iptal edildi ya da ertelendi. Sektörde zararın 471 milyon dolar olduğu tahmin ediliyor. Merak ettim bizde durum nedir?
Bu konunun yetkili ismi diyebileceğim bir yapımcıya sordum: “Rakam veremem. Ama TV ve sinema sektörü yüzde 35 küçülür” yanıtını aldım. Az hasarla atlatılır. Bugüne kadar canla başla çalışan sektör

Meksika’nın üçüncü ve büyük televizyon kanalı İmagen TV, koronavirüs salgın günlerinde izlenme oranını yüzde 9 artırmış. Yetkililer, üç ana haber bülteninin ve eğlence programlarının bunda etkili olduğunu söylüyor. Ama asıl güvendikleri üç Türk dizisi var; ‘Elif’, ‘Bir Zamanlar Çukurova’ ile ‘Aşk ve Mavi’...

BU FİLMİ DÜNYA İZLİYOR

‘7. Koğuştaki Mucize’nin dünya çapında tanınmasına Neymar ön ayak olmuştur. Ama zaten ondan önce bu film keşfedilmişti. Bu konuda ilk haberi ben Fransa’dan aldım. Orada bulunan küçük kızım, “Burada arkadaşlarım bir Türk filminden bahsediyorlar. Çok beğenmişler, zaten çok popüler olmuş” dedi. Sonra soruşturdum. Arjantin’den İsviçre’ye, Portekiz’den Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne, İsrail’den Nijerya’ya kadar, dünyanın pek çok farklı ülke platformunda ‘Top 10’ listesinde... Şimdi bu filmi ülkelerin sinema salonlarında oynatsan

En son konuştuğumuzda diye başlar cümle.

O en son konuştuğunda işte bilemezsin ki. “Maçları izliyordum bu salgın girdi, ben de bir müzik istasyonu buldum onu dinliyorum. Ama çok şarkı çalıyor” demişti. O en son konuşmada. Kaldığı huzurevindeki yatağını değiştirmek istemiştik eşimle. Bir süpriz yapacaktık. Olmadı, yetişmedi. Dedim ya en son konuştuğumuzda... 

Milliyet’in yeri özeldi

Ziyaretlerimde çok şey anlatmıştı. Aslında her biri en son konuşmalardı. Hayatında hep disiplinli yaşadı. Disiplinli ama maceracı. Tarihin yolculuğunda bir çılgınlıktı. Roma’ dan Karaçi’ ye araba ile gitmişti 60’lı yıllarda. Basın Ataşesi olarak özellikle istemişti Roma’ dan sonra. İslam dünyası ile ilgili en iyi arşiv oradaydı diye anlatırdı. Gazetecilik serüveni içinde Milliyet özel bir yere sahipti. Abdi İpekçi zamanı gazetenin Almanya bürosunu kurdu. 

Korona günlerinin televizyonu dünyada nasıldı? Türkiye’yle karşılaştırmalı bir demet sunalım...

Fransa, Sunal’ını keşfetti

Louis de Funes; benim çocukluğumda Jerry Lewis ile birlikte en çok filmine gittiğim Fransız komedyen... Jandarma hikayeleri muhteşemdir. Korona günlerinde Funes yeniden keşfedildi. Hem güldürüyor hem 60’lı ve 70’lı yıllara götürüyor. Bir özlem eski günlere... Bizdeki durum; 365 gün iş yapar Kemal Sunal’ımız var. Nitekim bugünlerinin vazgeçilmezleri arasındaki yerini koruyor.

İtalya’da yayınlar evden

Bu ülkenin stüdyo eğlenceleri ve şovları meşhurdur, onlar bitti. Yetmedi yapımcılar, sunucular evlerden yayın yapar duruma geldi. Sky ve Tg 24 haber kanalları da dahil... Haberler önce ilgi odağıydı. Sonra yerini eski dizilere ve yarışmalara bıraktı. Bizde çocuk kaçırma, kaybolan evladını bulma durumları canlı kanlı devam ediyor. Gelin kaynana, yemek muhabbetleri, ‘Kim Milyoner Olmak İster?’ yeni bölümleriyle devam ediyor. İyi stok yapmışlar yani! Haber kanalları biraz stüdyo, biraz

Televizyon, salgın vesilesiyle hayatımızda hayli önemli bir yer almaya başladı. Her türlü teknolojik aygıtın mevcut olduğu, değişik yayın hallerinin bizlere sunulduğu bir ortamda, neden televizyona döndük? ‘Survivor-Ünlüler Gönüllüler’i bir başka izliyorum. Biliyoruz ki onlar orada atlıyor, zıplıyor, sonra münakaşa ediyor hatta yer yer kavgalar da oluyor. Hakaret etmeleri bile, o bizim gündelik hayatın kırıntıları olarak kabul edilebilir bir hal olmuyor mu?

Filiz Akın-Ediz Hun...

Bir eski film var ekranda... Filiz Akın ile
Ediz Hun. Hatıralar, çocuklukla alakalı... Aşiyan tepelerinden bir sahnede ya da taşlı bir yolun iki yanında sıralanmış ahşap evler önünde, çelik çomak oynayan çocuklar, bir başka anlamlı şimdi. Yeniden eskiye dönmenin hayali, bu hatıralarımızla var olan hayatımıza... Bir gezintili yemek programı mesela, okulların kapanmasının ardından kahvehanelerin, lokantaların kepenekleri indirmesi, kendimizi küçük odalarımızda hadi bir nebze ferahlık veren salonlarla yetindiğimiz yeni hayatı kabullenmediğimiz için izleniyor. Sıkıldığımız

Stüdyodaki konuklar yavaş yavaş evlere geçmeye başladı. Memnuniyet verici... ‘Evden bağlanma’yla birlikte yeni alışkanlıklarla tanışır olmaya başladık. Konuklar evlerden bağlanınca, ister istemez gözler arkadaki ayrıntılara takılıyor. ‘Perdesi nasıl?’, ‘Salon büyük mü acaba?’, ‘Duvar ne renk?’... Akşam ise tepe lambası merak konusu oluyor. Kütüphanesi böyle geniş olanlar, bu görüntüyü arkalarına alarak çıkıyor. Böylece, “Ne çok kitap okumuş” diyorsunuz. Mesela Atatürk, çokça yer alıyor karelerde... Aile, kızım ve eşim fotoğrafları da revaçta galiba... Bir de uzun soluklu tartışmaların evden sürdürme durumları, stüdyodan farklı oluyor. Stüdyoda tutuyorsun kendini, hatta beyin, “O işi dışarı çıkınca yap” diyor. Ama evde olunca, birden uzun zaman içinde unutuyorsun ve bırakıyorsun, nasıl olsa konuşmuyorum, görünmem diye zannedip, sigarayı yakıyorsun ve hatta biraz kestireyim bile diyorsun!

Ev yapımı hali...

Ev yapımı, önemli bir konudur. ‘Ev yapımı

Birden sokağa çıkma yasağı ekranda yazdı. Sonra? Bir panik, bir panik... Kanal 24’te Ersoy Dede, “Bu tedbir, cumartesi-pazar günlerindeki teması en aza indirmek için yapılmıştı. Şu anda temas iki günü çoktan geçmiş durumda” diyerek özetliyordu. Bir de teklifi vardı: “Şu saat itibarıyla açık olan marketleri video olarak belgelesinler, polise göndersinler.” Hani 21.00’den itibaren marketler kapalı durumu... Panik, her şeyin önünde, video’lar sokaktaki kuyrukları gösteriyordu ekranda.

Biz, kıtlık günlerini gördük

“Bizim dedelerimiz, ninelerimiz kıtlık günlerini gördü, biz görmedik” diyenler, ‘12 Eylül tecrübelerini’ anlatanlar vardı. “İki gün ekmek yemezseniz ne olacak?” diye not almışım Tevfik Özlü hocamızın sözü olarak. “Lütfen yapmayın, yarın sabah da ekmek alabileceksiniz” diye sesleniyordu Erdoğan Aktaş. Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Alpay Azap, “Uygulama çok yanlış oldu gibi görülüyor” diyordu.