Stüdyodaki konuklar yavaş yavaş evlere geçmeye başladı. Memnuniyet verici... ‘Evden bağlanma’yla birlikte yeni alışkanlıklarla tanışır olmaya başladık. Konuklar evlerden bağlanınca, ister istemez gözler arkadaki ayrıntılara takılıyor. ‘Perdesi nasıl?’, ‘Salon büyük mü acaba?’, ‘Duvar ne renk?’... Akşam ise tepe lambası merak konusu oluyor. Kütüphanesi böyle geniş olanlar, bu görüntüyü arkalarına alarak çıkıyor. Böylece, “Ne çok kitap okumuş” diyorsunuz. Mesela Atatürk, çokça yer alıyor karelerde... Aile, kızım ve eşim fotoğrafları da revaçta galiba... Bir de uzun soluklu tartışmaların evden sürdürme durumları, stüdyodan farklı oluyor. Stüdyoda tutuyorsun kendini, hatta beyin, “O işi dışarı çıkınca yap” diyor. Ama evde olunca, birden uzun zaman içinde unutuyorsun ve bırakıyorsun, nasıl olsa konuşmuyorum, görünmem diye zannedip, sigarayı yakıyorsun ve hatta biraz kestireyim bile diyorsun!
Ev yapımı hali...
Ev yapımı, önemli bir konudur. ‘Ev yapımı börek’, ‘ev yapımı poğaça’, ‘anne dolması’ gibi getiri ve götürüsü olan yemek sektörü sloganlarıdır. Bizim evin yakınında mesela ev yemekleri yapan bir yer var. Gelin, kaynana ve kardeş, işin başında. Ne zaman gitsem, masa başında dolma sarılır ve mantı hazırlanır. Dizinin de ev yapımının ekrana geleceğini hayal etmezdik, oldu. Birol Güven imzalı ‘Seksenler’ kadrosundan ev usulü dizi yayınlandı. Nasıldı? Ev ahalisi, geniş plan ev çekimlerine takıldı. ‘Kimin evi daha güzel?’ durumuna... Öyle şatafatlı yerlerde oturmadıkları görüldü oyuncularımızın. Diziye gelince; fikir çok iyi ama iş daha ham...