Mart ayından bu yana ‘korona günleri ekranı’yla birlikteyiz. Gördüğüm 1-2 deneme (TRT’nin evde dizi olayı!) dışında bizim ekranın durumu şöyle; ‘Setler açılsa da dizilere başlasak.’ Bu dönemin ekran yıldızları Prof. Mehmet Ceyhan ve Prof. Mehmet Çilingiroğlu... Biri ‘mutedil’, diğeri ‘deli dolu’...
Tüketici içgörüsü
‘Tüketici İçgörüleri Uzmanı’ yazdı Akan Abdula isminin altında... Ev ahalisi merak etti. Tüketici bir malı neden alır, bu işi çözmenin uzmanlığı diyelim. Bir marka mesela inatla internette market satışı yapıyordu. Pek öyle ahım şahım ilgi yoktu. Mesela şimdi sipariş için tıklıyorsunuz, beş gün sonrasına gün veriyor. Demek ki bu marka, ‘içgörüyü’ çözmüş oluyor. Bir önemli konu soğan ve patateste içgörüyü çözebilmek!
Nostaljide de yenilgi olur
Bizim takımların nostalji maçlarında hep galibiyetleri izledik. Not almışım, bir maçta tersi olmuş. Dortmund-Beşiktaş maçı.
“Sorunlar çok, reklam yok, üretim yok... Peki ne yapacağız böyle bekleyecek miyiz?” diye sorduktan sonra kolları sıvayanlar, ‘korona günlerinde’ yeni ürünler veriyor... Çekilenler, bugünlere belge olarak mı kalacak, yoksa yeni nesil dizilerin habercisi mi olacak? Merak edilen soru bu...
‘Karantina Günlüğü’
İspanya’da ‘Diarios de la Cuarentena’ yani ‘Karantina Günlüğü’, 7 Nisan’dan bu yana İspanyol Devlet Televizyonu’nda yayında. Bir komedi dizisi... CBS ise hukuk dizisi ‘All Rise’ın sezon finalini ilginç bir şekilde yaptı. Korona günlerinde davalar erteleniyor. Ertelenmesi mümkün olmayan dava duruşmalarının sanal ortamda görülmesi üzerine kurulmuş bir ‘güncel’ şekil vermişler diziye. Oyuncular,
FaceTime ya da Zoom programlarıyla katılmış. Kanalın Prime Time kuşağının ilk dizisi olmuş.
Eskileri hatırlamak
NBC, eski dizi ve filmlerin oyuncu kadrolarını yeniden ekrana taşımış. 1990-1996 yılları arasında büyük beğeni almış ‘Bel Air’in Taze
Salgın günlerinde iç piyasada durgunluk var. Bir de dış pazar mevcut. En büyük ihracat kalemlerimizden biri oldu neredeyse dizi ihracatı... Orada durum nedir? Son olarak başrollerinde İbrahim Çelikkol ve Demet Özdemir’in oynadığı ‘Doğduğun Ev Kaderindir’ dizisinin Ecco Rights pazarlama hakkını aldı. Salgın günlerinde iç piyasada durgunluk var. Bir de dış pazar mevcut. En büyük ihracat kalemlerimizden biri oldu neredeyse dizi ihracatı... Orada durum nedir? Son olarak başrollerinde İbrahim Çelikkol ve Demet Özdemir’in oynadığı ‘Doğduğun Ev Kaderindir’ dizisinin Ecco Rights pazarlama hakkını aldı. Bu pazarın önemli şirketlerinden biri. Dizinin müşterilere tanıtımında değişik bir uygulama yaptılar. ‘Online’ bir panel düzenlendi ve oyuncular yurt dışındaki müşterilerle bire bir konuşma fırsatı buldu. Dizinin önümüzdeki sezonda yeni bölümleriyle ekrana geleceği belirtildi. Son olarak Güney Afrika kanalı E TV 300 bölümlük üç sezon ekrana gelen ‘İstanbullu Gelin’i satın aldı.
Şu iki aydır ekranda ne var? Dizi tekrarları, orta karar filmler ve 1-2 yarışma... Hani bu döneme ait bir TRT’nin ‘evden dizisi’ mevcut, o da yani pek sardı diyemeyiz. Hepsi bu! İki taraflı bir imtihan oldu. Dizi olmayınca, boşlukta hissediyor insan kendini, öyle alıştırıldı. Şu iki aydır ekranda ne var? Dizi tekrarları, orta karar filmler ve 1-2 yarışma... Hani bu döneme ait bir TRT’nin ‘evden dizisi’ mevcut, o da yani pek sardı diyemeyiz. Hepsi bu! İki taraflı bir imtihan oldu. Dizi olmayınca, boşlukta hissediyor insan kendini, öyle alıştırıldı. Görsel hizmet veren tarafa bakınca yani televizyon kanallarına, “Salgın var, dizi setleri iptal, depo film, tekrar yapımlar ve gündüz kuşağında zaten belli programlarla dayanırız” diyorlardır. Sonra yine dizilerle devam... Şunu da gördük, bizim ‘yayıncılık anlayışı’, özellikle meraklı, okuyan ve hani azıcık sorgulayan genç kuşağı hiç açmıyor. Eğitsin filan demiyorum. Biraz zekâ, mizah ne bileyim biraz da sohbet... Ekranda olmayan ama yetenekleri bir araya gelse, iyi işler çıkaracak
Eurosport’ta yayınlanan Nadal ile Medvedev arasında oynanan ABD Açık’ta beş saat süren maçın tekrarını
30 bin kişi izlemiş. Paralı kanal için çok iyi bir rakam deniyor. Yani spor kanallarının nostaljileri büyük ilgi görüyor. Ben de merak ettim, bizde durum nedir diye... Şahsen günde mutlaka bir kere TRT Spor’a bakıyorum. Mesela a Spor da bizim milli maçların yayınlarını yapıyor.
Rakamlar çok iyi...
İsviçre-Türkiye maçı vardı. Bir de buradaki karşılaşmanın rövanşı pek bir hareketli (!) geçmişti. Mesela çok merak ediyorum, yayınlayan oldu mu? TRT Spor’da tabii geniş arşiv var, oradan da 1980’li yıllara gidiyorlar belki daha gerilere kadar giderler. TRT Spor’un nostalji maçlarının durumları hakkında bir fikir sahibi olacak bilgilere ulaştım.
16 Mart ile 28 Nisan tarihleri arasında oynanan maçlardan bir döküm... En çok Arjantin-Hırvatistan 2018 Dünya Kupası maçı izlenmiş; 289 bin 94 kişi... Bu arada hemen söyleyeyim, bu bilgi 15 dakikalık periyod ortalaması... Yani tam net bilgi değil.
Reyting listelerine bakıyorum. Geçenlerde bu verilere dayanarak bir yazı yazmıştım. İzlenme oranları, koronavirüs öncesi zamanlardaki oranlara neredeyse eşitti. Televizyon izleme durumunda bir artış yoktu. Bir uyarı telefonu aldım. Artış vardı ama tematik ve haber kanallarında... Biz bu verilere ulaşamıyoruz. Bir tam zamanlı yayın yapan kanallar var, bir de yarı zamanlı... İşte artış, yarı zamanlı kanallarda. Koronavirüs günleri öncesi çok izlenen zaman diliminde tematik ve haber kanallarının oranları düşüktü. Salgın sonrası yapılan incelemede ciddi oranda bir artışın olduğu görülmüş. Haber kanalları öncelikli tabii ki... Sonra tekrar dizilerden bıkan izleyici tematik kanallara yönelmiş (Haber kanallarıyla birlikte DMax ve TLC’nin olduğu söylendi).
Kişi başına izleme oranı arttı
Bir uyarı da bu izleme süreleriyle ilgili oldu. Bu verilere ulaşmak bizim ülkede zor oluyor. Bana gelen bilgi dikkat çekici.
Buna göre, geçtiğimiz sene aynı dönemde dört saat olan kişi başına izleme, bu süre içinde beş saatin üzerine çıkmış. Bir de evde
‘Kadınımızın Hatıra Defteri’ belgeseli, Nebil Özgentürk imzalı... Selda Bağcan’ın olduğu bölüme denk geldim. 2008 yılında Time Dergisi, dünyanın efsane 81 kadın sesini belirledi ve yayınladı. Onlardan biri de Bağcan’dı. Sanatçının, “Duyduğumda şımarmadım, sadece gözlerim doldu. Bizim gibi fakirleri çok olan bir ülkede sizin şımarmaya hakkınız olamaz” sözlerini not almışım. Fazla da söze gerek yok.
Dondurulmuş gıdalı yemekler
Ev ahalisinin dikkatini çekti. Bir yemek programı, dondurulmuş gıda markasıyla bir margarin markasının birlikteliğinden ortaya çıkan yemeklerden örnekler veriyor. Mesela dondurulmuş ve haşlanmış nohut... “Ne akşamdan ıslatma derdi var, ne sabah pişti mi derdi?” dediğinde ustamız, eşim pek bir söylendi. “Annemiz akşamdan ıslatırdı. Biz de öyle öğrendik. Aklımıza da gidip haşlanmış nohut almak gelmedi” dedi. Daha geçtiğimiz hafta nohutu akşamdan ıslattı ve bir güzel pişirdi. Biz de margarin kapıdan girmez. Varsa yoksa zeytinyağ...
‘Ben o vuruşu bir daha yapamadım’
Monaco-Galatasaray
Eğlence düzenimiz de değişti... Araştırma yapılmış, karantina döneminin başladığı şubatın ve martın son haftası arasındaki dönemde, internet ortamında korsan film izleme oranı ‘normal zaman’lara göre olağanüstü artmış. Şöyle oluyor; ABD’de yüzde 41, İngiltere’de yüzde 43, İspanya’da yüzde 50, Hindistan’da yüzde 62... Rekor İtalya’da, yüzde 66... Valla “Bizde durum nedir?” diye soracaksınız. Şöyle bir rakam vereyim, en son 2017 yılında dünyadaki ‘internetten korsan izleme’ araştırma rakamları açıklanmış. 300 milyarın üzerinde ziyaretçi, film, dizi ve müzik izlemesi yapmış.
İlk beş ülke açıklandı. Türkiye, dünyada 11.9 milyar izleyiciyle beşinci sırada. Buradan hareket ettiğimizde ülkemizin de ‘korsan film izleme’ sıralamasında önemli bir yere sahip olduğunu anlamak pek sürpriz olmaz! (Kaynak: MUSO)
ŞU SIRALAR YEMEK PROGRAMLARI
Konuşuyoruz arkadaşlarla... Biri, “Evde çörek yapmaya başladım. Hatta bizim Serdar’a da tarifini verdim” dedi. Bizim evde de