‘Hekimoğlu’nun son bölümüne Nazlı ve Can çiftinin dramatik öyküsü, damga vurdu. ‘Mutlu son’ hüzünlüydü. Ev ahalisi, yeni bölümü görünce, pek sevindi. Bu, stoktaki son taze iş... Belki bir ‘koronavirüs özel’ yaparlar.
EV İŞLERİ ÇOĞALACAK GİBİ!
Dünyada olduğu gibi, bizde de bu duruma özel dizi işleri başladı. Benim duyduğum, platformda çok izlenen ‘Grace and Frankie’ projesinin oyuncuları, yeni sezonda yayınlanacak ilk bölümün okumasını yapmışlar. Ayrı evlerden yedinci sezon ‘The Fallout’ başlıklı bölüm, çekildi ve yayında... Jane Fonda ve Lily Tomrin başta olmak üzere tüm ekip, bu okumaya katılmış. Bizde de böyle bir iş olabilir mi? Aslında bu yeni düzenin ilk işi yayınlandı; ‘Jet Sosyete’... Oyuncuların ‘koronalı günleri’ anlattığı taze senaryoda kendi mekanlarından projeye katıldılar. Bizim ev ahalisi, bu işi aslında uzun zamandır yapıyor. Her gün ortalama üçlü bir görüşme oluyor. İzmir ile Selendi
Bu olağanüstü günler aslında yavaş yavaş alıştığımız bir yaşam biçimi mi olmaya başladı? Ölümler, bir haber kanalının tepesinde ekranın üzerinde veriliyor. Borsa gibi... Bugün dünyada kaç kişi öldü? Hangi ülkede daha çok ölen var? Ne oldu dünya üzerinde terör, savaşlar bitti mi, silah ticaretine ara mı verildi? Tüm bunların soru işaretlerinde yukarıda dediğim gibi biz, ‘eski günlerin’ hatrına yolculuk yapmayı özlemişiz. Arşivler, arşivler...
Akla ilk gelen belki de futbol. TRT’nin çok geniş spor arşivi büyük taramadan geçiyor şu günlerde. Yavaş yavaş 30 yıl gerilere, belki daha da eskilere gideceğiz.
Nouma ya da Rummenigge
TRT Spor’da ‘Unutulmaz Maçlar’ kuşağı başladı. Saat 19.00’da hafta içi her gün. Yarın Fenerbahçe-Glasgow Rangers maçı var. Yıl 2001 Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi yolculuğu bu maçla başladı. Cuma günü aynı saatte Beşiktaş-Dinamo Kiev maçı var mesela. Lucescu’lu Beşiktaş ve Pascal Nouma’nın unutulmaz aşırtma
Defalarca yazdım, her akşam üçlü beşli toplanmalar ve konuşmalar, koronavirüsle ilgili kafa karıştırabiliyor. İzleyici, daha net ve anlaşılır şekilde aklındaki sorulara yanıt arıyor. İşte o durumlardan birine CNN TÜRK’te rastladım. Semiha Şahin soruları çıkarmış, Bilim Kurulu Üyesi Ateş Kara cevaplıyordu. ‘Aşı çalışmaları ne durumda?’, ‘Salgın ne zaman azalacak?’ bir fikir vermesi açısından önemli ve yine ‘Salgın yazın devam edecek mi?’ sorusu da önümüzü görmek açısından değerli. Hocanın söylediği ‘yüzde 100 doğrudur’ demiyorum. Hemen yanında bir başka Bilim Kurulu üyesi olsa, farklı cümleler de kurabilirdi. Ama en azından bir rehber, bir yol gösterici olma açısından, tek ağızdan sorulara, net yanıtlar duymak önemliydi.
PARASIZ KALMAK!
‘Teke Tek Bilim’de korona günlerindeki belirsizlikler ve onun getirdiği stres konuşuldu. ‘Virüs bitince gidebileceğim bir işim olacak mı?’ en baştaki belirsizlik. Fatih Altaylı bunu sordu. Psikiyatrist İrem Yaluğ Ulubil, “Stresi
İspanyol devlet televizyonunun böyle bir işe soyunduğunu okudum. Setlerin iptaliyle dizilerin yeni çözümlerle çekilmesi gündeme geldi. İspanyollar, 10 evden çekim yapmışlar. Sekiz bölümlük bir yapım ortaya çıkmış. ‘Bizde kim yapar?’ diye düşünürken, cevap TRT’den geldi. TRT, üç dizinin ekibiyle evden yeni üç dizi çekmeye başladı.
Hangi yapımlar?
‘Seksenler’, ‘Tutunamayanlar’ ve ‘Kalk Gidelim’ ekipleriyle bu işi yapabileceklerine karar vermişler. Yetkililer, aşamayı şu şekilde özetliyor: “Senaryo yazımına başlarken, aynı zamanda da evlere teknik malzemeler koymaya başladık. Oyuncuların kullanabileceği kameralar, görüntü kalitesi daha iyi telefonlar ve daha iyi webcam’lar. Ayrıca evlere sabit ve taşınabilir ışıklar da yerleştirildi.”
İlk ne zaman?
Perşembe günü ‘Seksenler’ ekibi, ‘Ev Yapımı’ ismiyle yapacağı projeyi yayınlayacak noktaya getirdi. Bir sonraki hafta ‘Tutunamayanlar’ ve ‘Kalk Gidelim’ projeleri de ekrana gelecek.
‘Bir baktık, ‘Çarkıfelek’ yeni bölüm diye yazıyor. Ev ahalisi, “Ne zaman çekilmiş, bu kadar insan toplanmış?” dedi. Stokta bekleyen yeni bölümler bulunuyormuş. Şimdi onlardan yayınlıyorlar. Hemen belirteyim, ‘Çarkıfelek’ projesi devam edecek. Yani durumlar bir normale dönsün, yeni bölüm çekimleri yapılacakmış.
Ev ahalisi Emre Karayel’e alıştı. O, daha ‘az şamatalı’ sunuyor. Mehmet Ali Erbil tabii ki farklıydı. O bir şovmen... Buradan kendisine iyi dileklerimizi gönderelim. Karayel sunumu önce yadırgandı, daha sonra tarzı kabul gördü.
Mental yorgunluk mu?
“Enfekte olan sağlık çalışanlarını öldü” diye verenler var, bakanın ölüm sayılarını, ‘sahte hesap’ tuzağına düşerek yanlış sunanlar da mevcut. Bunlar tabii tepki doğruyor ve panik yaratıyor. Haber kanallarında ‘mental yorgunluk’ mu başladı? Aman dikkat!
Yasaklanıyor ya sonra?
‘Bloomberg HT Life’ta Ayşegül Yüksel’in Genco Erkal’la sohbeti vardı. Oyunların yasaklanmasıyla ilgili
“Aşk-ı Memnu’yu yayınlasalar ne çok izlenir” demişti ev ahalisi, Kanal D yayınlayacak. teve2’de de ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’ başlayacak.
‘Her şey samba değil’
Şu günler, yeni programlar keşfi için pek elverişli. İZ TV’de Ahmet Mümtaz Taylan’ın, yurt dışı gezi notlarından oluşan ‘Farklı Rotalar’ (2014 yılı) mesela. Kendisi Brezilya’ya gitmiş. “Her şey plajda sambayla olmuyor” diye bir cümleyi not etmişim. Fakirlik ve Brezilya görüntüleri üzerine... Ülke özeti gibiydi.
Virüs ekranı bir başka...
Salgının bir de ekran yüzü var. Öyle tartışmalar oluyor ki, artık ‘tıp insanı’ olmanın dışında, ‘sanki evinde mutad aile içi tartışma’ var. ‘Ben hepinizden iyi bilirim’ halleri, sanırsın tıp fakültesi sıralarındayız!
Panik oluyorum
‘Koronavirüs kâbusu ne zaman bitecek?’, ‘Tablo vahim’, ‘Sekiz hafta sonra daha ağır hastalar göreceğiz’ gibi başlıkları görünce, bende panik başlıyor. Zaten diken üzerindeyiz. Ger&
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, basın toplantısı yapıyor, rakamları açıklıyor ve soruları yanıtlıyor. Tam haber bültenlerinin sonuna denk geliyor. Kimi soru kısmını da yayınlıyor kimi dizisine ya da filmine geçiyor. Bu tercih meselesidir. Şahsen bugünlerde tüm yayını vermek lazım. Çünkü gazetecilerin sorduğu soruların içinden de önemli bilgiler çıkabiliyor.
Sağlık Bakanı Koca, ‘eleştirel soruları’ da kabul ediyor ve cevaplıyor. Soruyu soran muhabir kendini tanıtıyor ve çalıştığı kurumu söylüyor. Geçtiğimiz günlerde bir tartışma konusu olmuştu. Fahrettin Koca’nın basın toplantısının TRT 1 Haber Bülteni’nde sansürlendiği iddia edilmişti. Spiker Işıl Açıkkar: “Sansür falan yok. Yayın çıkış saatimiz her akşam 19.55-19.56... Takdir edersiniz ki haber kanalı değiliz. Yayın akışımıza uymak zorundayız. Hatta, yayın süremizi bir dakika kadar da aşarak, bülteni sonladırdık” diye yazmıştı sosyal medya hesabından... Geçtiğimiz çarşamba baktım, TRT 1 Haber Bülteni Koca’nın basın toplantısını verdi.
Bugün evden çıkmayan vatandaşın büyük oranda başvurduğu ‘vakit geçirme’ aracı nedir? Televizyon... Tedbirlerin başladığı günlerde yazmıştım; sadece o zaman diliminde 3 milyon izleyicide bir artış olmuştu. 274 dakika ortalama izleme süresi, 377 dakikaya çıkmıştı. Bugün en azından bu rakam kendini koruyordur. Bir televizyon kanalında teknik ekip ve haber merkezleri yayınları sürdürmek adına, canla başla çalışıyor. Her akşam haber bültenleri sizleri bilgilendirebilmek için muhabir ve kameramanlar tüm risklere karşı çalışmalarını sürdürüyor.
Bir televizyon kanalının sinyalinin susmaması için ve stüdyolarda hâlâ programlar devam etsin diye insanlar çalışıyor. Oysa onlar da büyük risk altında ve bir odada birden fazla kişi çalışıyor. Yani biz sabahtan akşama kadar ekran başındayken, tüm bunları bizlere ulaştıran koca bir emekçi dünyası var.
‘Eğlendiren ekran’, ‘Aptal kutusu’ ve ‘Beyinleri uyuşturan televizyon’ lafları bugün hikaye... Oturup, paşa paşa izliyoruz.