‘Akrep’ ilginç bir yöne kayma gösteriyor. ‘Mafya’ sosu epey bir bulaştı... Malum Ahmet Karadağ (Çağdaş Onur Öztürk) girince diziye iş buralara geldi. Son bölümde ‘aile’, Ahmet’in kumarhanesinde bir araya geldi. Perihan (Demet Akbağ) orada yeni ortağının ne yaptığını görmek için gelmiş, Ferda (Evrim Alasya) krupiye olmuş, Perihan’ın damadı Hakan zaten kumarbaz, Aras da Ahmet’ in işlerini görüyor, yeni mekanı burası. Yani aile boyu kumarhane dedikleri...
Yılda ne kadar sandalye kazası olur?
National Geographic’te ‘Ahmak Bilimi’nde rastladım. İngiltere’de yılda 12 bin sandalye kazası oluyormuş. Kafada kırma da dahil mi? Bilmiyorum.
Nasıl da güzel sohbet eder...
Özellikle bu soruyu sorduğum kanal TRT 2. Sohbet etmek özel bir durumdur. Akıcı konuşmak, ses tonu, kelime haznesi... Ruhsuz kokusuz sohbetler silsilesi yaşanmamalı. ‘Lerzan’la Çok Mutlu’da birden karışma Korhan Abay çıktı. Sevgili Korhan, ekran sohbetlerinin şovlarını olduğu dönemin ismidir. Sesini, konuşmasını özlemişiz. Başlıktaki
Süreç Film’in çekeceği İngiliz gerilim dizisi ‘Liar’ın uyarlamasıyla ilgili durumlar yavaş yavaş netleşiyor. Büyük olasılık Kanal D için çekilecek dizinin yerli adı ‘Yalancı’ olacak. Dizinin yeni sezonda, eylül ayında ilk bölümünün yayınlanması bekleniyor. Şu an için yönetmen ve senaryo bellirlendi. Yönetmen Hülya Gezer; ‘Hekimoğlu’ ve ‘Avlu’ da yönetmenliğini yaptığı diziler... Senaryoyu Yekta Torun yazıyor.
Bunlara dikkat ettim
Dizinin orijinalini izliyorum. Dikkatimi çeken iki ayrıntı: Müzik olması gerektiği yerlerde ve çok sade. Atmosferi veren dokunuşlar diyelim. Yerli dizilerde kabul görmeyen bir durum. Bizde her tarafı gerekli gereksiz doldururlar; izleyiciye, “Ben sana şimdi ne olacağını müzikle vermeye çalşacağım” der. Orjinalinde diyaloglar ve hikaye ön planda. Bir ikinci konu, bizde karakterlerin meslekleri olur ama nedense sadece kartviztte yer alır. ‘Liar’ da cerrah Andrew ve öğretmen Laura, ki başroller, mesleklerini yaptıklarına inandıran ayrıntılarla
Kanal D’nin yeni ve iddialı dizisi ‘Camdaki Kız’, daha yayına girmeden dünya pazarına açılıyor. Uluslararası pazardaki satışını yapan Eccho Rights şirketi, yapımın satışlarına önümüzdeki aylarda başlayacağını duyurdu. Yayına girmeden böyle bir girişimde bulunulması diziye olan güvenden de kaynaklanıyor. Proje, en geç nisan başı ekranda olacak. Eccho Rihts cephesi diziden çok umutlu. Hatta “Türk dizilerinde yeni bir sayfa açacak” diyorlar. “Tam bir Sindirella hikayesi. Kostümler ve mekanlar muhteşem” yorumunu yapıyorlar. Şimdiden alıcılar sıraya girmiş.
DOĞRUSUNU SÖYLEMEK GEREKİRSE
Hem ‘Kırmızı Oda’ hem de ‘Masumlar Apartmanı’ dizilerinin ilk bölümlerini merakla ve keyifle izledim. Her açıdan farklı ve özel iki proje. Sonra ne oldu? ‘Kırmızı Oda’, ‘benim çocukuğumun travması’ hikayelerinin anlatıldığı yeknesak bir hal aldı. ‘Masumlar Apartmanı’, bir ağır dram yükü altına girdi. Sanki oyunculara “Sen hep böyle yap, böyle tutuyor iş” diyorlarmış gibi
‘50m2’yi izlerken “Küçük Karabalık’ı bilir misin?” diye sordu Adem’e (Engin Öztürk) Dilara (Aybüke Pusat). Sonra anlatmaya başladı; “Darbe zamanı mahalleli bütün kitapları getirip babama vermiş. Yasak kitaplar. Babak kömürlükte saklamış. Bizim kömürlük büyük bir kütüphaneye dönüşmüştü. Benim de çocukluğum orada geçti. Orada tanıştım ‘Küçük Karabalık’ ile... Kitapta şöyle diyordu; Hayat, gerçekten bir avuç yerde dönüp durmak ve sonra yaşlanıp ölmek mi? Yoksa bu dünyada başka türlü yaşamak da mümkün mü?”
Sonra Dilara kendine soruyor; “Dünya sadece burası kadar (dükkanı kastediyor). Ve ben bir avuç yerde dönüp duracağım. Ve yaşlanıp, öleceğim. Tıpkı annem gibi...”
O yıllara gittim. Kitap saklama ve yakma hikayelerinin yılları... ‘Başkaldıran Masallar’ da nasibini almıştı. ‘Bir Şeftali Bin Şeftali’ vardı mesela. Bir dönemin hikayesiydi.
Sonra hayattan
Demirören TV Dijital Bölüm Müdürü Görkem Gürel, yaptığımız sohbette söyledi: “Kanal D, Türkiye dışında abonelik sisteminde bir platform kuruyor. Türk dizi içeriklerinin İspanyolca ve Arapça dublajlı versiyonlarının olduğu bir platform.”
Türk dizilerinin rağbet gördüğü aslında iki mecra oluyor. Kanal D’nin geniş bir dizi arşivi var. Bunların dublajlı olarak sunumu akıllı bir iş... “Hedefimiz Latin pazarı ve MENA” diyor Görkem. Kısaca Orta Doğu ve Kuzey Afrika. Nisan ayının başında lansmanı hedefleniyor. Şimdilik dublajlı 38 kadar Kanal D dizisi platformda yerini alacak. Bu sayı önümüzdeki zaman içinde artacak.
Önemli bir atak
Açık kanallar işi ekranda seyredilenlerle sınırlı değil artık. Bir de işin dijital tarafı var. Kanal D, bu alanda epey bir yol katetmiş görünüyor. Geçtiğimiz yıl dijital kanallarında (web/mobil/smart TV) kısa video içerikleri üretmeye başladı. Pilates, sağlık, aktüalite gibi... Bu sene önemli bir çıkış yaptı; kısa dizi.
‘Girift’ ne zaman
Bloomberg’de ‘Varlık Yönetimi’ programında sevgili Janset Paçal vardı. Konu ‘Sanatçılar nasıl gelir elde ediyor?’ Janset uzun zamandır setlerden uzak. “11 yıldır ana akımda iş yapmadım” dedi. Sinema Oyuncuları Meslek Birliği (BİRAY) yönetim kadrosunda yer alıyor. Sektörde kaç oyuncu var dillendirilmez pek. “10 ile 12 bin arasında bir sayımız olduğunu düşünüyoruz. Net bir rakam için araştırması yapılmadı” dedi. Bir başka ‘oyuncu’ portresi çizdi.
Kaç star var?
“A Plus dediğimiz starlar var. Dünyanın her yerinde onların anlaşmaları farklıdır. Onların kazandığı paralar ayrıdır” dedikten sonra bizde bu kategori içindeki rakamın 100 ile 200 arasında olduğunu söyledi. Oyuncu imajının bu isimlerle sınırlandırıldığını ama gerçeğin çok daha başka olduğunu söyledi.
‘Bizim sürekli işimiz yok’
“Bir dizi ile senelik anlaşma yapıyorsunuz. Ama üç bölüm sonra bitiyor. Sana da güle güle diyorlar. Yıllarca iş alamıyorsun. Talep görmüyorsun ya da hoşuna
‘Menajerimi Ara’da geçtiğimiz hafta, Şenay Gürler’in yer aldığı bölüm yayınlandı. Bir film çekiliyor. Şenay Hanım’ın karşısına genç bir isim koymuşlar; “Kim bu kız? Üç beş kısa filmde oynamış yeteneksiz” diyor.
Kıraç; “En İyi Çıkış Yapan Oyuncu ödülünü aldı.” “Yapma, iki lafı bir araya getiremiyor. Gülemiyor, konuşamıyor, ağlayamıyor” gelen cevap. Sizce kimler bu listeye girebilir?
Gerçek sahtecilik sahtesine karşı
Kanal D Ana Haber’de İbrahim Konar imzalı haber. Deniz Bayramoğlu girişte; “50 yıl önce ölmüş bir siyasinin bugün çok ünlü bir şarkıyı söylediğini görüyoruz. Bunu yapan bir uygulama var, adı deepfake. Yani derin sahte. O kadar gerçekçi ki, Hollywood yıldızlarının benzeri değil; aynısı yapılıyor. O uygulama için bilişim uzmanlarından dikkate almamazı gereken uyarılar var” dedi. “Yolsuzluklar, hukuksuzluklar işte bu deepfake uygulaması ile olacak. Video’su olmayan bir kişiyi çekilmiş gibi
Bize artık çok uzak olan bir yarışma ‘Eurovision’. Biz ‘Eurovision’ kuşağıyız. Öyle de böyle de bir ‘Eurovision’ vardı. Neyse bir gün tekrar olur diyelim. Konuya gelelim; bu sene Kıbrıs Rum Kesimi’nin şarkısı çok konuşulacak gibi. Şöyle diyelim her açıdan...
‘Şeytan’ olursa adı
Şarkının adı ‘El Diablo’ yani ‘Şeytan’... 13-18 Mayıs’ta Rotterdam’da yapılacak yarışma bu yıl. Kıbrıs Rum Kesimi’ni temsil edecek eseri Elena Tsagrinou söylüyor. Parça, Ortodoks Kilise’sini ayağa kaldırdı. Millet sokaklara döküldü. Şarkı bir kadının şeytan kadar kötü bir adama aşkını anlatıyor özetle. Kilise, “Örf ve adetlere, tarihimize uygun bir eser seçilsin” diyor. Parçayı yorumlayan taraf, “Dünyadaki iyi ve kötünün anlatımıdır” diyor. Hükümet entelektüel yaratıma ve sanatsal özgürlüğe saygı duyduğunu belirtiyor. Tüm bunlar olurken asıl bomba, şarkının kendisiyle ilgili... Beste, sözler ve çekilen klip;