‘Kızılelma’ dizisi yayınlanmıştı TRT’de. İstihbarat savaşlarını konu eden bir diziydi özetle... Tartışmalı bir bitiriş olmuştu. Uzun bir aradan sonra ‘Teşkilat’ geliyor. TRT’nin bülteninde, “Yedi vatan sevdalısı istihbaratçının heyecan ve gerilim dolu hikayesini konu alacak” diyor. Geçtiğimiz günlerde Netflix’te ‘Spy’ dizisini izledim. İsrailli gizli ajan Eli Kohen’in hayatı. Öykünün kurgusu, oyunculuk, çekim ve senaryo ‘politik kaygıların’ önüne geçebiliyor. Bu tarz yapımlarda ‘ajitasyon’ doğaldır. Koruma kalkanı ise anlatımdır. ‘Teşkilat’ için de benzer durum söz konusudur. Ülke adına tehlikeleri göze alan bir ekip. Didaktik olmayacak. Gerçeklerden ilham alınacak. Yine de kurgu olduğunu unutmamak lazım ilk gelen ipuçları.
Ailesini Neo-Naziler öldürdü
Dizinin bazı karakter tarifleri enteresan geldi. Serdar (Çağlar Ertuğrul), Almanya’da ailesi Neo-Naziler tarafından öldürülmüş daha sonra kendisi yurda getirilmiş. Mete
Sibel Can ile Hakan Altun, ‘Şarkılar Bizi Söyler’ programında iki saatin üzerinde bir performans sergiledi. Altun “30-35 şarkı söyleriz” diye başladı programa... Salgın döneminin mağdurları müzisyenler. Kemanı, darbukası, gitarı ya da davuluyla ekmek parasını kazananlar. Ben hem bu program hem de ‘İbo Show’a aynı açıdan bakıyorum. Orada çalan, enstrümanına hayatını veren müzisyenler için sevindim. “Online” dedikleri bir fasit dairenin içine hapsoldu müzik.
Televizyon farkı bu iki örnekte ortaya çıktı. Büyük bir stüdyoda en azından bir konserdeymiş gibi kendini hissetmek... Sibel Can ve Hakan Altun canlı söylediler. Sonra Hüsnü Şenlendirici geldi. Şarkıyı başka başka yerlere taşıyor klarnetiyle... Orkestrayı alkışlattı Aydın Kara ve Baki Kemancı. Baki Kemancı, Sibel Can’ın vazgeçilmez ismidir. Dünya çapında olabilecek yeteneğe sahip bir keman üstadıdır. İncesaz ekibi desem, ‘İkinci Bahar’ müzikleri desem, Muammer Ketencioğlu desem... Sonra Müslüm Baba şarkıları geldi. Şov
Ev ahalisi onu ‘Poyraz Karayel’de Sadreddin olarak pek beğenirdi. Dizi sektöründe çok konuşulan ve değerinden fazla ‘değer’ verilen isimler vardır. Pazarlama mahareti ile oluyor. Bir de ortada fazla görünmeyen ‘adam oynuyor abi’ takımı. Ali İl onlardan. Şimdi ‘Sadakatsiz’e girdi. Çok doğru bir karar. İl, her karaktere uyar ve yapar. Burada da kendi yorumunda başarılı olacağını tahmin ediyorum.
Peki hangi rolde geliyor? Gönül’ün kardeşi emniyet müdürü. Yani dizinin bir de üst düzey polisi olacak. Bu ne anlama geliyor?
Her işin içinde olacak
Gönül’ün Haluk ile olan sorunları, Derin’in akıbeti... Melih (Ali İl) tüm bu sarmalın içinde yerini alacak. Bu arada Derin ölüyor mu?
Derin ölecek mi?
‘Sadakatsiz’de soru işaretleri çok. Her bölümün başında bunlar bize gösteriliyor. Daha önce Derin’in cinayete kurban gittiğine dair ipuçları veren görüntüler dikkat çekmişti. Polislerin evde inceleme yaptığı görüntüler
Ev ahalisi, “Ekranda dikkat çeken farklı iş Hekimoğlu” diyorlar. EDHO masada devam ediyor. Uzun bir süre izleyip, özellikle farklı müziklerini beğenmiştim. Kısır bir döngünün içine girdi ‘Son Yaz’. Halbuki ekip gerçekten çok iyi. Bir de onları oynatabilseler. ‘Sadakatsiz’, psikopat haliyle dikkat çekmeye devam ediyor. ‘Bakalım ileride neler olacak?’ diye her hafta bir bomba ekliyor. Akıllı iş.
Başarılı yapımlardan ‘Bir Zamanlar Çukurova’ yoruldu, sona gidiyor. Emek verilmiş bir iş olarak hatırlanacak. ‘Sol Yanım’ı ev ahalisi izledi entrikası ve Defne Samyeli botoksları için! “Gönül Dağı’nın Fellini filmlerini andıran bir hali var” diye yazmıştım. Sonra hafif bir Yelişçam’a evrilir oldu. Bu arada TRT 3 yapımı gün birincisi oluyor. Altını çizelim. ‘Maraşlı’dan umutluydum senaryo imzasıyla ama pek öyle olamadı. Sanırım Mahur kızımızın bunda etkisi var.
EUROLEAGE VE BANDO
Ev ahalisi, “Bu maçı izleyelim” dedi. Euroleage’de iki Türk takımının
Şablonlara devam... ‘Bu işler olmuyor mu hayatta?’ Hemen bu sorulur. Oluyor. Allayıp pullasak hatta abartsak ilgi ve alaka düzeyini artırsak kabahat mi? Yok ama usturuplu vermek... ‘Masumiyet’ bir ‘Sadakatsiz’ gününde çıktı. ‘Kriminal’ sosu ‘Türk soap dizi’ salatasının fazladan olanı. Biz evladım Ali’nin derdine düşmüşken, bir de genç kızımız Ela’nın derdi geldi. Dizilerin üniversiteleri pek bir ‘özel’ kokuyor. Bu işin devleti var. Ekranın tartışma programlarında ilginç isimlere sahip üniversitelere rastlıyoruz. Acaba öğrenciler böyle mi? Konferans verenler kendilerine dinleyenlerle böyle haşır neşir mi oluyor? Timur’un üniversitede konuşma sonrası Ela ile olan sahnesi...
Mehmet Aslantuğ ve Hülya Avşar ikinci bölümde geliyorlar. Benim hissettiğim bu dizinin lokomotifi Deniz Çakır olacak. Timur (Tolga Güleç) ve Yelda (Selen Uçer) gibi “Biz işimizi yaparız” diyen usta isimler var, onların da desteği olacak. Başroller ne durumda yani Ela (İlayda Alişan) ve de
Dijital platformda ‘Pele’ filmi yeni çıktı. Filmin özetini Fernando Henrique Cardoso (1995-2003 Brezilya Devlet Başkanı) veriyordu: “Pele’nin başarıları ulusal iftiharda özdeşleşti. Diktatörlük de bundan kâr eder, demokrasi de.” Film yürüteç ile boş bir salonun ortasında duran iskemleye gelen Pele ile başlıyor.
Bir ülke gibi...
Filmden notlarımda bir cümle, belki de onu dünyaya tanıttı. Pele anlatıyor: “İsveçli çocuklar bana dokunuyordu. Boyalı mıyım diye. Hiç siyahi görmemişler...”
1958 Dünya Kupası İsveç... O günden sonra onu çok iyi tanıyacaklardı. Filmde Pele’nin ötesinde bir ulusun kendisi vardı. ‘Brezilya’nın kurtuluşunun sembolü’, ‘yoksul ve siyah olarak en ilham verici imaja sahipti...’
Yapım güzel günlerin Brezilya’sından birden karanlık tünele giriyor. Pele’nin hayatında sadece futbol yoktu.
Demokrasi ebediyen sürmedi
“Demokrasinin ebediyen süreceğini sanıyorduk” filmden bir cümle. Yapımın tümünde takım
‘Türkiye’nin hemfikir olduğu’ bir bitmeyen hikaye Kıbrıs... TRT’nin ‘Bir Zamanlar Kıbrıs’ dizisi, her açıdan iddialı bir yapım. Nasıl anlatacağı, çekileceği ve sonucu, bizim kadar dünyanın da takip edeceği bir proje... ‘Bizim tarihimiz diziler için büyük kaynak’ gerçeğinin bir yansıması aslında. Emre Özdür ve Başar Başaran senaryoyu yazıyorlar. Bir TMC yapımı. Ve sanırım işin büyük bölümü senaristlerin üzerinde... Özetle Kıbrıslı bir aile, Ankara’dan gelen bir devlet görevlisi ve onların hayatları üzerinden yürüyen bir Kıbrıs anlatımı. Hikayede kurgu içinde aslında, yüzlerce ailenin hatıraları, gazete arşivleri ve kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın ciltlerle anıları yer alıyor.
Kimler oynuyor?
Sakız tüccarı Kemal Dereli (Ahmet Kural), eşi İnci (Pelin Karahan), Türkiye’den adaya giden Ankaralı (Serkan Çayoğlu) ve nişanlısı (Gülper Özdemir); hikaye onların çerçevesinden ilerleyecek.
Erenköy’den harekâta
Hikaye, ‘Kanlı Noel’
İngiliz yapımlarını her daim severim. Gerilim ve polisiyede uzmanlar. BBC’nin dijital platformunda, herhangi bir polisiye dizisinin hangi bölümünü izlesem, sonuna kadar devam ettiğimi fark ettim. Ev ahalisi olarak İngiliz polisiyesi ‘Broadchurch’ü heyecanlı izlemiştik. Bir ITV ve Soundance TV ortak yapımı ‘Liar’dan bahsediyorum. Öğrendim ki, Süreç Film bu dizinin yerli halini çekecek. Yayınlanacağı kanal büyük olasılık Kanal D olacak. İngilizler’in kendilerine has bir tarzları var. Biraz soğuk, gerilim dozu yüksek ve hayli gerçekçi bir anlatım.
‘Total’ diye bir olay vardır. Bu sadece bir kategori değildir. Hakim dizi anlayışıdır. Bizde eğitimli diye yapılan ayrım, istenen sonucu vermez. Üniversite mezunudur, Kanal 7’de Hint dizisi izler mesela. Bu açıdan bakınca açık kanallarda dizi seçimi, dijital ortam gibi olmaz. Böyle dedikten sonra şahsen ‘Liar’ dizisinin, yerli halinin kendine has bir üslup içinde ve ‘Türk işi soap’ sosuna fazla batırılmamış olmasını temenni ederim. Kısaca