Sina Koloğlu

‘Akrep’in geçtiğimiz hafta setinde yaşanan ‘korona’ vakası nedeniyle yeni bölüm kanala teslim edilememişti. “Bu hafta olacak mı?” diye sordum kanala.... “Yetiştirilebilirse...” cevabını aldım. 1 Nisan’da göreceğiz.

Final yapabilirler

Star’ın dizileri sezon sonu final yapacak gibi... ‘Seni Çok Bekledim’, ‘Sefirin Kızı’ ve ‘Akrep’. ‘Menajerimi Ara’ bitirilirse sürpriz olmaz. ‘Akrep’, ‘Ben devam etmeye hazırım ama bir el atsalar’ diye yalvaran gözlerle bakıyor. Tıkandı, yürütemiyorlar. Halbuki ekip gerçekten iyi.

‘Menajerimi Ara’yı ev ahalisi izliyor. Gidişatı, oyuncularıyla iyi bir dizi. Yetmiyor ‘reyting’ sisteminde. Aslında bu da değil. ‘Açık kanal izleyicisi’ ile ‘dijital iş izleyicisi’ ayrımı diyelim yeni düzende. Total ile AB açık kanal için çok fazla bir ayrıma neden olmuyor. Beğeni hemen hemen aynı.

Bir de ‘Others’ diye tarif edilen kesim var. Bazı dizilerin yüksek reyting olması bu kesime

Kore’den sonra yeni uyarlama eğilimi İngiltere. ‘Sadakatsiz’, en son ve etkili olanı. Bir yenisi daha geliyor. BBC One’da Nisan 2018’de gösterilen ‘The Split’. Tam adı belli değil ama ‘Boşanma’ ilk akla gelen olmuş duyduğum. Değişebilir. Hukuk drama dizisi. Boşanma hukuku alanında çalışan Defeo Ailesi’nin, kendi iç çelişkileri ve müşterileriyle olan ilişkileri üzerine kurulu kısaca.
Hemen belirteyim; BBC üçüncü ve son sezon siparişini verdi. ‘Londra’da yüksek sosyete içinde heyecanlı boşanma döngüsünün ortasına yerleşmiş bir dizi’ tarifi yapılıyor. Genel olarak işlediği konu, ‘Modern evlilik ile boşanmaların mirası üzerine bir imtahan’ olarak anlatılıyor. Özelde Defoe Ailesi’nin özel yaşamlarındaki çıkmazları ile müşterilerinin çıkmazları üzerine çeşitleme.

Temiz iş

Guardian’da ilk bölüm sonrası yer alan yorum yazıda. Özetle “Pürüssüz bir yapım. Hayatın tüm dağınıklığını gösteriyor” deniliyor.

Dünya Artistik Patinaj Şampiyonası’nda Alexandra Trusova’yı izledik. ‘Beş adet dörtlü yapacak standartta’ dünyada şu an tek isim. Zafer Akyol, “Yevgeni Pluşenko bize yansıyan biraz fazla sinirli. Bir öğretmen değişikliğine gider mi Trusova? Şahsi görüşüm Alexei Mishin ne kadar güzel olur diye düşünüyorum” dedi. Ev ahalisi, “Zafer Bey canlı yayında hocayı değiştirdi” yorumunu yaptı.

TRT tekrarları nasıl yaptı?

TRT’nin Türkiye-Hollanda maçının hali nasıldı? Ev ahalisi; “Bir kere futbolcular pire gibi değil. Tekrar pozisyonları bizi rahatsız etmedi. Maç izlediğimizi fark ettik” dediler.

Sol bir hükümet olmak

“Biz aslında bir yönü sol bir hükümet gibiyiz. Hem kapitalizmi işletirken diğer tarafta, ciddi anlamda yardım yapan bir devletiz” dedi İhsan Aktaş, Habertürk ‘Nedir Ne Değildir’de. Değişik bir sol parti yorumu oldu. Dikkate değerdi. Sol Parti ile TKP ne der onu bilemem tabii ki...

Yüzünde çizgi olmayan diziler!

Botoksu olmayan oyuncu yok. Şebnem Özinal bu

Her yaz bir ‘romantik komedi’ projesi yapılır. Bir bölümü yaz biter onlar da biter, bazıları biraz daha devam eder. ‘En romantik çiftler hangileri?’ tartışması başlar. Bu yıl daha hızlı bir giriş yapıldı. Köşeler şimdiden kapıldı. Beş yeni romantik komedi dizisi yapılıyor. NTC, ARC Film, Süreç Film ve OJO Pictures (‘Hekimoğlu’ yapımcısı) şu an bilinenler. Peki ayrıntılar belli mi?

Erkekleri belli

Kanal D için yaz dönemine NTC, ‘Aşkın Tarifi’ adlı romantik komediyi hazırlıyor. Yönetmen Deniz Koloş, senaristler Leyla Uslu Oter ve Doruk Erengül. Birlikte ‘Zümrüdüanka’yı yazmışlardı. Birbirlerini tanımaları avantaj tabii ki. Şimdilik erkek başrol belli; Kadir Doğulu.
Show TV’ye OJO Pictures ‘Can Tavanlar’ diye bir dizi hazırlıyor. Senarist Meriç Acemi. Sektörün en verimli ve yaratıcı senaristlerinden. ‘Ufak Tefek Cinayetler’ dikkatleri üzerine çeken işi oldu. En son Netflix’e ‘Aşk 101’i yazdı. Yine iddialı bir iş çıkacağı kanaatindeyim. Oyuncu kadrosunda erkek tarafı

Exxen’in tartışmasız en büyük bombası ‘Leyla ile Mecnun’un yeni bölümlerinin tam kadroyla yeniden çekilecek olması... ‘Kült’ dizinin kemik izleyicisi var. Böyle projeler unutulmuyor. Büyük bir hazırlık yapılıyormuş. Peki ne zaman yayında olacak? Günü ve saatini şimdiden kestirmek mümkün değil tabii ki. Ama bir zamanı var. Kulağıma gelen, önümüzdeki sezon başı... Yani sonbahar diyelim.

‘Hannah Montana’ mı?

Aleyna Tilki’nin başrolde olduğu Exxen işi ‘İşte Bu Benim Masalım’... “Dünya starı olacağım diyor çocuk dizisinde onuyor” eleştirisi geldi. Valla şarkı söylüyor, dans ediyor bir nevi ergenlere müzikal. Platformun en çok izlenen üçüncü içeriği (Ali Eyüboğlu, ‘Magazin Noteri’ programında açıkladı).
Bizim yerli ‘Hannah Montana’ olduğu söyleniyor. Çekimler olsun, ulaşmak istediği kitle olsun, elinden geleni yapıyor dizi. Dünya starlığına gelince... “Ben öyle olacağım” diyor ve bu yolda ilerliyor. Yeni

Son yılların açık kanaldaki en iyi iki dizisinden biri ‘Hekimoğlu’. Diğeri de ‘Halka’ydı. ‘Hekimoğlu’ final yapıyor. “Bu alternatif bir işti. Kült bir proje. 4-4.5 arasında bir yerlerde dolaşıyordu. Araya yaz girecek. Zaten 50 bölümü tamamlanmış olacak. Böyle bir yapım için başarılı bir sonuç. Dizi doygunluğa ulaştı” benim öğrendiklerim böyle bir çerçevede. Bir açık kapı var: “Dijital isterse.

Açık kanallarda bu izlenme oranı yeterli bulunmuyor. Bu kadar dolu bir senaryoyu ‘film gibi dizi’ sisteminde götürmek hatta bugüne kadar getirmek çok büyük bir başarı. Doğrusunu söylemek gerekirse ‘Total’ izleyici öyle büyük ilgi ve alaka göstermedi diziye. Standart açık kanal izleyicisinin beklentisi belli. ‘Türk işi telenovela’ seyircisi. Böyle bir ortamda ‘Hekimoğlu’nun uzun süre her iki izleyici kategorisinde işini sürdürebilmesi bile bir nevi mucize diyelim.

Neyi gösterdi?

Yine çok az diziye nasip olmuş

Taktım bu konuya... Her pozisyonu tekrar vermek telaşı içinde bir maçtı Beşiktaş-Fenerbahçe karşılaşması. Not almışım 27.23’te mesela Fenerbahçe’nin  gol pozisyonuna son anda yetişti kamera... Daha önce yazmıştım, tekrar vereceğim diye golü kaçırmışlardı, kaleye girerken yakaladılar. Maç devam ederken televizyonda maçı izleyen için önemli olan sahada o an ne oynandığı... Tabii ki akılda kalan pozisyonların tekrarı olacak. Ama bunu öyle bir yedireceksin ki maçın gidişatını etkilemeyecek. Bir de futbolcuların sahada ufak görünmesi... Ev ahalisi hayli rahatsız. Bunu bir uzmana sordum.

‘Ekipman yetersiz’

“Bizim ekipman ve eleman kalitesi maalesef yeterli değil. Ucuz objektif kullanılınca ve stadlar da büyüyünce oyuncuların ufak kalması kaçanılmaz oluyor.” Yorum böyle. Bir de işin objektif seçimi var.

‘Süper tele lazım’

“Bizde box lens denen süper tele hemen hemen yok gibi. Yabancılar saha kenarında bile box lens kullanıyor. Stüdyo için üretilen ucuz lenslerle maç

Ev ahalisi izlerken söyledi. “Yeni çekilmiş bölümleri yayınlıyorlar. Gayet güzel mesafeli, maskeli oturmuşlar. O zaman tiyatrolar niye kapalı?” ‘Güldür Güldür Show’ yeni bölümleri ‘salgın kurallarına uygun’ çekiliyor. Aralıklı oturuyorlar, maskeli. Bu şekilde çekim yapılabiliyorsa neden tiyatrolar aynı şekilde oturma düzeniyle açılmıyor? Yine seyircili gündüz kuşağı programları da mevcut. Ya da hangisi doğru? Çelişkili durumlar ile yaşamaya mı alıştırıldık yoksa?

KAVGA İLGİ VE ALAKADIR

Bakın burada bile yazıyoruz. Okurken güleceklerdir. “Zaten bizim amacımız bu, sen de yazdığına göre” diyeceklerdir. Futbol programlarının ‘kavga eden isimleri’ her daim ilgi ve alaka görmüşlerdir. Böyle bir ‘ruha sahip’ isimler ‘reyting’ olarak değer bulmuşlar ve ekrana çıkarılmışlardır. En son örneği Evren Turhan ve Emre Bol...
İki haftadır iyi götürüyorlar. ‘Derin Futbol’un yerine aday olabilir program. Ertem Şener, bu formatın başarılı uygulayacısı...