‘Aşk ve Mavi’, ATV’nin yeni dizisi; Emrah karşımızda. Mavi, (Burcu Kıratlı) Ali’ye (Emrah) soruyor: “Sen yumurtanın neresini seversin?” Yanıt: “Sarısını”. Mavi de sarısını seviyor ve şöyle diyor: “Al işte biliyordum, biz anlaşamayacağız.” Ali, “Tamam, sarısını sen yersin, ben yemem o zaman.” Ali o kadar seviyor ve taviz veriyor yani. Mavi buna inanmayarak şöyle konuştu: “Annenin üzerine yemin et o zaman.” Ali, “Sen önce bir karım ol da bakarız sonra” diyor. Dizi böyle duygu yüklü diyaloglar üzerine kurulu. Tabii ki bu sözlerin üzerine Emrah bakışlarını unutmamak lazım!
Kadın kayıtsız kalamaz
Toplumu derinden etkileyen dizi sözlerinden birine ‘Cesur ve Güzel’in fragmanında rastladık: “Hiçbir kadın kendini kurtaran adama kayıtsız kalamaz.”Erkeğin gücünü bundan daha güzel anlatan bir cümle olabilir mi?
İnsanlığın yeri!
‘Poyraz ve Karayel’in son bölümünde Poyraz, operasyon için yaşlılar evindeydi. Onların bulunduğu büyük salona girdi. Not almışım. “İnsanlığın yeri asla doldurulamayacak” diye bitirdi konuşmasını. Bugünlerde bizim oralarda insanlık ne çok üzüyor bizi!
Kovboy kanalı
Geçenlerde ev ahalisi olarak Salihli’ye aile gezmesine gittik. Bacanak, “Sabahları TVEM’de kovboy filmleri olur
Diziler bol olunca bir diziden diğerine geçişler de hızlı oluyor. Buna bir nevi ‘memur oyuncu’luk da diyebiliriz. Katiyen eleştirmiyorum. Sonuçta diziler sanatsal bir durum arz etmiyor. Sadece duygusal bir bağ söz konusu. Hani sanatçılara mikrofon uzatınca söyledikleri bir söz vardır: “Sanatımı tiyatrodan, paramı dizilerden kazanıyorum” diye... Yetenek bilgi ve tecrübelere de haşa, dil uzatmaya ne yetkim ne de hakkım vardır, cümlemi de bir kenara koyduktan sonra dün gece yaşanan hızlı dizi transferinden söz etmek isterim. ‘Poyraz Karayel’de Sadık Saygıner (Ünal Silver) cinayete kurban gitti. Saygıner Ailesi yasta. Son bölümde iş adamlarına verilen yemekte fotoğrafı vardı. Silver, aynı zaman diliminde FOX’ta ‘No: 309’da ‘Daktır Haluk’ olarak, Onur’un dayısı rolünde karışımıza çıktı. Oyuncu, bir hafta içinde önce Sadık Saygıner, sonra da Haluk Abay olmuştu. Dizilerin en hızlı transferi diyebilir miyiz?
‘Allah belanı versin Mümtaz!’
Bu sezon ‘Poyraz Karayel’in özdeyişi’ bu olacak. Diziye Mümtaz’ın (Murat Daltaban) tekrar geri getirilmesi çok akıllı bir işti. Çünkü Poyraz’la muhabbetleri bir nevi menba gibi... Dizilerin film şeklinde olduğu ülkemizde sık sık rastlanan senaryo
‘Kırgın Çiçekler’de yetimhanede büyümüş kızların dramı anlatılıyor. Dizi, ‘isimsiz bir ekip’le çok iyi iş (reyting yani) yaptı. Şimdi onlara bir ‘kardeş’ dizi geliyor. FOX’ta bu akşam başlayacak olan ‘Umuda Kelepçe Vurulmaz’. Farklı suçlardan hüküm giymiş yedi gencin hikayesi ekrana gelecek. Konular önemli. İçine girip, titiz çalışmalar sonucu ortaya ciddi işler çıkabilir. ‘Asıllarını’ haber bültenlerinde izliyoruz. Çocuk mahkumlar ya da yetimhanedeki trajediler...
Bunları işleyen yazılı ve görsel basında konu yapan ve olayları dizi haline getiren muhabir arkadaşlarımız var. Mesela onlara danışılabilir. Yaşamış olanların şahitliğine başvurulabilir. Bizde hemen kolayından ‘Brezilya dizisi’ havasına sokmak yetiyor.
ÜNLÜLERİN ZOR HALİ
‘Demet Akbağ ile Çok Aramızda’nın yeni bölümleri yarın başlıyor. Mesela Nükhet Duru’nun haline pek gülmüştük! Hülya Koçyiğit’in teknedeki köpekbalığı paniği var, yeni işler arasında. Mesela Ebru Şallı evde aerobik yaparken maskeli, beyaz elbiseli korumalar tarafından basılıp karantinaya alınıyor. ‘Eşek şakası’ sınırında... Sınır nedir, nerededir kişiye göre değişir. İster ‘ünlü’ ister ‘ünsüz’ bu hallere düşürülmek her zaman bende soru işareti bırakır.
B
‘Ben Bilmem Eşim Bilir Evi’ndekilerin hayali, arabaya sahip olmak. Kimi kendini ispat etmek için, kimi de bebek parası çıkarmak için burada. Bir de arabayı nakite çevirip yeni hayallerin peşinde koşanlar var.
Riskli bir hayaldi kulağıma gelen...
‘Borçlar boyu geçti’
Genç bir çift vardı; yeni bölümde programa katılan Selna-Borga. “Planlarımızı borçların üzerine kurduk. Borçların vadesi doldu,ödeyemedik. Arabayı kazanıp nakite çevirip borçları ödeyeceğiz nefes alacağız” diye kendilerini tanıttıkları bölümde anlattı Borga kardeşimiz. Stüdyoda tekrar sorulduğunda Borga kardeşimiz, ‘korkunç planı’ detaylı bir şekilde anlattı: “Borçlarımız var. Boyumuzu çok aştı. Arabayı alınca bir kısmını öderiz. Ya da daha büyük bir olasılık, arabayı satıp hiçbir borcu ödemeden kaçabiliriz.” Gülüşüyorlar da ortada bir sorun olduğu belli. Adı da ‘yeni bir hayat’ oluyor. Alacaklılara duyurulur!
TAMAM İÇERDE!
‘İçerde’nin sihri gitti. Bütün millet ya içeride ya dışarıda. Mesela deponun içinde oluyorlar; Sarp, Mert ve Celal, sonra teker teker çıkıyorlar. Dizinin gizemi, bize sunduğu soru işaretlerinin içinden çıkılmaz halde bizleri yorması, heyecanlandırması ve şaşırtması giderek azalıyor. Bir nevi
Menderes Samancılar, oynadığı sinema filmleri, dizileri ve aldığı ödüllerle bu sektörün emekçilerindendir. Samancılar, Antalya Film Festivali’nde bu yıl ‘En İyi Erkek Oyuncu’ ödülünü aldı. Habertürk, kendisiyle söyleşi yapmış ve “Bu sene proje var mı?” diye sormuş. Sanatçının yanıtı şöyle: “Görüştüğüm 3-5 dizi projesi var. Mutlaka bunlardan birine okey diyeceğim. Bizim de kendimize göre kalburumuz var. Onları
kalbura koyuyorum. 4-5 sinema filmi de var.”
Senede en fazla iki film
Samancılar devam ediyor: “Senede 1-2 filmde oynama şansım var. Dizilerde de öyle. Bu yıl bir dizi ve sinema filmiyle devam edeceğimi biliyorum.” Ev ahalisi: “Allah bin bereket versin Menderes Bey” dedi. Sektör fabrika nizamında işliyor. İşçiler vardiyasız çalışıyor vallahi. Sıksanız, adam başı üç film, üç dizi çıkarırlar icabında!
HANGİ OKULUN BAHÇESİNDE VAR?
‘Hayat Bazen Tatlıdır’da okulun bahçesinde park halinde pahalı arabalar var. Hangi okulun bahçesinde olur? Ya da şöyle soralım: “Dizinin çekildiği okuldakiler bahçelerinde bu arabaları hiç görmüş müdür?” Şimdi, “Oğlum bu dizi ve senaryo, sen ne takıyorsun?” diyecekler. İzlerken kafa öyle çalışmıyor işte! Soruyorsun kendine “Bu ne ayak?” diye...
‘Vatanım Sensin’de, ilk bölüm 35 oyuncu yer aldı. Dizi ekibi 300 kişiye ulaşıyordu. Tarihe ait dizileri çekmeyi, ‘hak eden’ ülkelerin başında geliyoruz ama çekemiyoruz. Büyük paralar harcamak, çok çalışmak gerekiyor ve ön yargıları kırabilmek...
Yunanlı zabit, kahraman yapıldı diye ortalık yıkıldı mesela. Dizi karakteri tanımlaması bu. Adam bizim düşmanımız olabilir. Öyle olması zeki, hırslı ve acımasız bir komutan olmasını engeller mi? Hele Yunan askeri üniformasıyla Cevdet’in İzmir işgalinde kürsüden söyledikleri, “Bıyığı terlediği günden beri Osmanlı için savaşan ben, bugün diyorum ki hasta adam can çekişmiyor. Hasta adam öldü. Çünkü bana, aileme, size ve ona güvenen herkese ihanet etmiş bir devlet ölmüştür” dediği an ev ahalisi,
“Vallahi bu diziyi kaldırırlar” dedi. Bizde tarihi dizi yapmak ve tarafsız olabilmek zor.
Kostümler beğenildi
Kadro seçimi çok iyi. Hasibe (Celile Toyon Uysal), Hilal (Miray Daner), Yıldız (Pınar Deniz), Ali Kemal (Kubilay Aka), Eftelya (Şebnem Hassanisoughi), Leon (Boran Kuzum) hemen bir kalemde sayabileceklerim. Cevdet (Halit Ergenç) ve Azize’den (Bergüzar Korel) bir Dr. Jivago (Ömer Şerif), Julie Christie aşkı beklememek lazım. Kavuşmaları
‘Vatanım Sensin’de Azize ile Cevdet’in ilk karelerde bizim standartlara göre bol bol öpüşmeleri ‘doğal’ karşılandı. Ev ahalisi: “Nasıl olsa karı koca diye bol bol öpüştüler” dedi.
Songül’ün aşkı mı?
‘Poyraz Karayel’de Songül üniversiteye yeniden kayıt oldu. Alaycı bakışlar vardı. Ama biri farklı ilgilenmeye başladı; Fatih kardeşimiz. Bilmem işi ilerletir mi senaryo?
Fatih’e yazık olacağı kesin!
Memleket hayalsiz kaldı
Uçankuş TV’de ‘Sokak Kuşu’ programında Emrah Uslu, Çağlayan’da bir pazarda “Hopa’dan, Sinop’tan hamsi” diye bağıran, “Doğduğumdan beri bu işi yapıyorum” diyen genç kardeşimiz Onur’a sordu: “Hayalin ne, ailenle ilgili?” Genç pazarcı: “Böyle bir hayalim yok” deyince Uslu: “Hayalsiz bıraktınız memleketi. Hayalsiz kaldık be” cümlesiyle ‘gülerek’ mesajı bizlere ulaştırdı.
Yedi yıldır ceza yok
Nevşin Mengü, CNN Türk’te saat 17.00’de sazı eline alıyor ve 21.00’e kadar programı sürüyor. Ev ahalisi “Kız kaç saat her gün böyle ekranda, yazık değil mi?” diyerek her gördüğünde isyan ediyor. Söylemeden geçemedim.
Şortla otobüse binen genç kıza darp eylemi gerçekleştiren Ahmet Çakıroğlu tahliye edildi ve tutuksuz yargılanacak. Mengü, her saat başı tekrarlanan haberde tepkisini farklı cümlelerle ortaya koydu. “Valla böyle olmasa şaşıracaktık. Bu işler böyle” diyerek girişi yaptı. Tahliye kararını, bir sonraki haber bülteninde ‘Hiçbir şey olmasa, herkesin önünde aşağılanıyorsunuz, itham ediliyorsunuz ve sonunda bu kişi çok iyi bir şey yapmış gibi elini kolunu sallaya sallaya gidiyor” diyerek dozunu daha da artırdı. Aynı haber bülteninde Kaş’ta öldürülen Fulya Özdemir haberi vardı. Katili yakalanmıştı. “Vallahi Fulya’nın katil zanlısı tutuklu” diyerek ‘hayret’ bakışlarıyla aslında diğer davaya da gönderme yaptı.
BAKLAVASI OLAN GAZETECİ ARANIYOR!
Kanal D ‘Renkli Sayfalar’da Kerimcan Durmaz kardeşimizle röportajın ardından ‘sütyen’le gazeteye çıkmasıyla fenomen (!) olan Canan Danyıldız vardı. ‘Böyle gazeteci olur mu?’ diye ortalık ayağa kalktı. “Ayşe Arman yolu açtı. Röportaj yapan da