Sina Koloğlu

Erkan Petekkaya’nın yeni bir dizi çalışması içinde olduğu haberleri çıktı. Hatta konusu da belli, Suriyeli bir ailenin dramı. Kendisinin yönetmen koltuğunda oturacağı yazıldı. Bu durumda ‘Paramparça’ bitiyor mu? Petekkaya’nın Endemol yapım şirketiyle bir yıllık anlaşması var. Duyumlarımbu sezon dizinin final yapacağı yönünde. Yine öğrendiğim, Petekkaya söz konusu şirketle yeni projeler üzerine görüşüyor. Önümüzdeki yıl kasım ya da aralık gibi hayata geçecek bir proje. Yani ortada karışık bir durum var.

HANDE OLACAK MI?

Hande Ataizi’nin şu sıralar program yapacağı konuşuluyor. Önce FOX’ta ‘evlendirme programı’ yapacağı söylendi. Hatta fiyatı bile yazıldı, aylık 300 bin TL.

Şimdi Star TV’de yer alacağı söyleniyor. Kulağıma gelen, görüşmeler sürüyor. Peki nasıl sonuçlanır? Duyduğum, pek umut yokmuş.

REYTING SİSTEMİ NEDEN DENGESİZ??

Dikkatimi çekti. Pelin Çift’i örnek vereceğim. Geçtiğimiz hafta TRT 1’deki programı AB ve ABC1 grubunda ilk 10 içine girdi. Hani gecenin bir yarısı dedikleri zaman diliminde ekrana geliyor. Total izleyicide 30’lu sıralarda! Bu uçurum aslında izlenme oranı sisteminin ne kadar dengesiz olduğunu ortaya koymuyor mu? Gün birinciliğinde ortak beğeni olabiliyor.

İsmail Küçükkaya, sabah dörtte kalkıyormuş. Kendi kendine, “İsmail, aileler seni bekliyor” diyormuş. İsmail Bey sabah karanlığında ‘kendi ruhunu katarak haberleri okuyacağı’ zamana doğru yürüyor. Her sabah böyle kalktığımı düşündüm.

Çok ağır bir yük. Kanal D’de İrfan Değirmenci, pek bir izlenir. Kanalı açtığınızda akıcı bir konuşma ve stüdyoda anlattıklarına hakim bir sunucu görürsünüz. Değirmenci’nin “Dolar artışını ABD düşünsün diyenleri de duyduk” diyerek verdiği haberde, mesela bilgisayarın
bir haftada bin 300 TL’den bin 500 TL’ye çıktığını öğreniyorum!

Vatandaşa fena halde sıktı

ATV’de ‘Kahvaltı Haberleri’ni Nihan Günay sunuyor. “10 yıl elimde mikrofonla sokakta piştim” demişti. Muhabirlikten geliyor. İlk bakışta gözlemim, sunumuna biraz daha hareket katmalı yönünde. Vergi borçlarını devlet ‘yapılandırıyor’ haberi vardı, “Devlet elini uzattı, vatandaş eli sıkı sıkı tuttu” durumu özetleyen bir cümleydi!

6 milyon lahmacun

‘Kiralık Aşk’ta Seda, Sinan’a “Kızım var, gönül işlerine ayıracak vaktim yok” dedi. Nasıl da ‘içi duygudan boşalmış’ bir laf. “Hadi, aşık olayım” denilecek bir olay mı bu gönül işleri? Ya da bir iş mi? Zaman ayırılması gereken bir durum mudur? İster istemez akla senaristler geliyor. Sonuçta o diyalogları onlar yazıyor, Seda okuyor!

GERÇEKÇİ KAYINPEDER

‘Kara Sevda’da, “Gelinime olan saplantın yüzünden senin yapmayacağın şey yok” diyor baba Galip, Kemal’e. Akıllı bir cümle değil, bunu da alıp fragmana koymuşsun. Oğlunun evlendiği kıza bir başkasının ‘saplantısı’ olduğunun tespiti, her açıdan sakat bir durumdur. Teşhis ölüme kadar gidebilir!

KASTAMONU’DA KÖÇEK YASAK MI?

Teve2 kanalında Armağan Çağlayan’ın programında köçekler oynuyordu. Hani bayram değil, seyran değil durumu. Oyun bittikten sonra durum anlaşıldı. Köçekler dertli. Kastamonu’da düğünlerde ve eğlencelerde oynamaları yasaklanmış. ‘Ahlaka aykırı’ oldukları söyleniyormuş. Çağlayan, “Yahu benim çocukluğumda da vardı” dedi. Köçekler, “Ekmeğimizle oynamasınlar, köçek arkadaşları engellemesinler. Mesleğimizi sürdürmek istiyoruz” diye isyanda. Yasak Kastamonu’nun içindeymiş. Yeni sorunumuz bu olabilir. Haber kanallarına tavsiye

Ev ahalisi geçtiğimiz pazar akşamı, “TV8’i ne zaman açsak bu yarışma” dedi. TV8 eşittir, ‘O Ses Türkiye’ özetle.

Yarışma cuma akşamından başlayıp çarşambaya (gece yarısını geçiyor!) devam ediyor. 19.43 civarında tekrarı başlıyor, yenisiyle birlikte 00.21 hatta 00.30’lara kadar uzayabiliyor. İzlenme oranlarına baktım; hafta sonu boş yer yok. Yani cuma, cumartesi ve pazar birinci ve ikinci arasında dolaşıyor. Pazartesi ve salı, diğer kanalların dizi günleri. Yine de idare ediyor ve ilk beşi zorluyor AB grubunda. TV8, salı ve çarşamba günlerini ‘es geçelim’ durumunda.

İstidatlı üç gencimiz ‘3 Adam’ın bu yılki performansı, beklenenin altında. Program ne kadar ‘reyting’ getirecek? Konuk bulsalar da, taklit yapsalar da olmadı. Bir de film günü yapıyorlar. O da işte olduğu kadar. Ev ahalisi sordu: “Yahu beş saat şarkı yarışması izlenir mi?” Bizde izlenir. Çekirdek çitleyip, dedikodu yapıp, Sibel Can’ın ve Hadise’nin ‘orasını, burasını’ çekiştirip, izlenir. Ben dört ya da beş parça, eh biraz da Murat Boz’un ve bizim Athena ekibinin yaramaz çocuk hallerini izliyorum.

Beş saat dile kolay! O zaman ‘eğlence kanalı’ değil, ‘O Ses Türkiye’ kanalı oluyorsun. Diyeceksiniz, diğerleri farklı mı?

Ticarileşen futbolun aynası, televizyon. O kadar egemen oldu ki, futbolun şekli şemali televizyona uyar hale getirildi. “Spagetti Western çeker gibi çekiyoruz” ifadesi bir Fransız naklen yayın yönetmenine ait. Daha fazla izleyici çekmek için, daha çok maç yapılıyor. Türkiye’de futbol dünyasının içinde bu durum hemen yerini aldı. Cine5 ve Teleon sonrasında Digiturk günleri... İne çıka bir 23 yıl geçti, futbolla özel televizyon ilişkisi bizde. Bugün yayın ihalesi var. Yenibir dönem mi başlayacak, yoksa Digiturk
ile devam mı, göreceğiz.

İhale öncesi konulara hakim piyasanın uzman isimlerinden biriyle konuştum,
fotoğrafı çıkarmak niyetine.

40 yılın en düşük ligi

Piyasanın uzmanı, “İngiltere’de futbolun toplumdaki yaygınlık oranı yüzde 30.
Bu oran bizde yüzde 5’e düştü” diyor.

Lig maçlarının ortalama satışının 8 bin civarında olduğunu söylüyor, “Stada giden yok. Son 40 yılın en düşük seviyesindeyiz. Kayseri 2 bin kişiyi zor topluyor. Kasımpaşa 800 kişiye oynuyor.” Şu an lider Başakşehir’in seyirci sayısı nedir mesela? ‘Futbol lükstür’ felsefesinin geçerli olduğunu iddia ediyor dostum.

‘Poyraz Karayel’de, Poyraz Eda’ya söyler: “Senden daha duygusal mutfak robotları var.” Ruhsuzluğun çarpıcı bir tarifi olmuş!

EKREM BEY GELİYOR!

‘Paramparça’ dizisine Ekrem adlı sürpriz bir karakterle İlhan Şeşen dahil oldu. Parça pinçik dizide, Ekrem Bey sayesinde bakalım daha ne entrikalar olacak?

İSYAN ETTİK!

‘Gülümse Yeter’ dizisinin tekrarı başladı. İki dakika ya geçti ya da geçmedi reklam girdi. Ev ahalisi “Dizinin tekrarından da para kazanırım diyorlar. Yuh olsun” dedi. Sonra tekrarın tekrarı yayınına devam ettiler. Yine reklam girdi. Sonra yeni bölüm. Biz bu hikayeyi daha önce duymuştuk aslında!

OXFORD’LU GELİNİMİZ DE VAR

Teve2’de ‘Hepsi Bugün Oldu’ programında Armağan Çağlayan, her akşam yelpazesi çok geniş kısa sohbetlerden bir demet sunuyor. Yüz okuma uzmanı Sevgi Karaca anonsu gelince ev ahalisi “Bakalım neymiş?” diye merak etti. Bu sayede hastalıklar, kişilik özellikleri ortaya çıkıyormuş. Çağlayan’ın şeker hastası olduğunu kulaktaki çizgiye bakarak (elinde küçük bir büyüteç ile) söyledi mesela. Zaten bundan muzdaripmiş kendisi, saptama doğru çıktı. Ülkenin tanınmış şahsiyetlerinin portrelerini gösterdi Çağlayan ve ‘yüzlerini okuması’nıistedi uzmanımızdan.

Demet Hanım’ın sivri çenesi

Karaca, Demet Akalın için “Sezgi gücü yüksek, duygusal ve uyumlu bir yapıya sahip. Ama sivri çenesi uyumluluğunu engelliyor” dedi.

Kararlı Sıla

Ekranda, Sıla’nın konser sırasında çekilmiş bir fotoğrafı var. Kararlılık, azim
ve güçlü derken “Kasları bunu gösteriyor” diye ayrıntı da verdi Karaca. Kolay mı? Tek başına direndi valla tüm ‘popçu’lara.

‘Ağzından laf almak zor’

TV8’de Yılmaz Morgül’ün ‘Mutlu Günler Türkiye’ adlı sabah programı başladı. Konuk Mahmut Tuncer, İbrahim Tatlıses’e uçakta nasıl 200 marka biber sattığını anlattı. 1986 yılında olmuş bu olay. Yılmaz Bey merak etti sordu:

“O zaman marktı değil mi, euro yok.” Önemli bir ayrıntıydı. Mahmut Tuncer için vesile oldu, Avrupa Birliği’nin halini özetledi: “Avrupa Birliği diye bir şey yoktu o zaman. Zaten şimdi de yok. Adı var, kendi yok."

Havadan ve sudan nasıl para kazanılır?

“Hani bir atasözü var, ‘İnsanlar havadan sudan para kazanıyor’ diye. Havadan para kazanan ilk benim. Bundan sonra sular şişelere koyulup satılmaya başlandı yani, sudan para kazanmaya başladılar. Dolayısıyla atasözünü gerçekleştirmiştik olduk” dedi Tuncer. Altı çizilesi bir saptamaydı. Bu sözler stüdyoda alkışlarla karşılandı ve ülke tarihinde yerini aldı.

AMAN BARIŞTILAR

Safiye Hanım’la Faik Bey’in ayrıldığı haberleri gündeme bomba gibi düşmüştü. ‘Duymayan Kalmasın’da sabahın erken saatlerinde Safiye Hanım yerini almıştı. Programa telefonla Faik Bey bağlandı. “Ömür boyu seninle birlikte olmak istiyorum. Star ailesi, kızlarımız bizleri barıştırdı” diyerek noktayı koydu. Biz de rahatladık. Faik Bey’in “Kendilerine