RTÜK, ‘Televizyon İzleme Eğilimleri 2018’ diye bir geniş araştırma yayınladı. 26 ilde 2 bin 600 kişide yapmışlar. Ekranı kim belirliyor? Araştırma durumu bunu anlatıyor gibi... Katılanların eğitim durumları mesela; okumamış yüzde 3.2, ilkokul mezunu yüzde 20.3, ortaokul yüzde 3.7 ve lise yüzde 39.3... Yani ‘az tahsilli’ kitle, aslan payını alıyor TV izlemede. Gelire bakıyoruz, araştırmaya katılanları cep durumu; 0 ile 2 bin TL arasında yüzde 20.3, 2 bin ile 4 bin TL arasında yüzde 34.5 oranında... Dar gelirli vatandaş, ekranın sahibi. Çalışma durumuna bakıyoruz öğrencinin oranı yüzde 11.8, ev kadınının oranı yüzde 25.3, emeklinin oranı yüzde 9.3 ve “Çalışmıyorum” diyenin oranı yüzde 3.1, yani üretime katılmayanların toplamı, yüzde 49.5 ediyor. Seçilen kişileri değiştir, ortaya bambaşka bir televizyon izleme durumu çıkar, o ayrı... Olabildiğince gerçeğe yakın bir sonuç diyelim. Araşırmanın yapıldığı bölgelere bakıyoruz.
Muhafazakâr bir izleyici
İç Anadolu, Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu katılım toplamı yüzde 33.6, Ege ve Akdeniz katılım toplamı yüzde 24.9, Marmara Bölgesi yüzde 41.5’le temsil ediliyor. Muhafazakâr eğilimi olan kesim ağırlıkta.
Kadınlar TV’nin
Batı, aşırı milliyetçi dalgayla boğuşuyor. Ekonomik kriz, bunun sonucu... Channel 4’ün tanınmış isimlerinden Alice Levine, aşırı sağcı Jack Sen’in evinde bir hafta geçirdi. İngiliz Ulusal Partisi BNP üyesi... Ünlü televizyoncu, ailesiyle birlikte oldu ve ‘bir aşırı sağcının dünyasına’ giren belgeseli ortaya çıkardı; ‘Sleeping With The Far Right’ (Aşırı Sağcı ile Uyumak)... Levine, “Dünyanın her yerinde aşırı sağ ilerliyor. Nedenlerini anlamak istedim” diyor bir söyleşisinde. Levine, “Garip bir çift olduk. Bir kara film gibi. Etkileyici biri aynı zamanda, tehlikeli ve sarsıcı düşünceleri var” cümleleriyle izlenimlerini paylaşıyor. Jack Sen’in annesi de gelmiş. ‘Çok iyi anlaştıklarını’ vurguluyor televizyoncu... Eşi de Ukraynalı. Şair kişiliği olan, kendini milliyetçi olarak tanımlayan bir kadın. Kendisiyle tartışmaların daha sakin geçtiğini söylüyor ünlü televiyoncu. Bir haftanın özetini de şöyle yapıyor: “Klostrofobik bir hava vardı, bu hepimizi etki altına alıyordu.” İlginç yanı ise bu süre içinde, evle, polis karakolu arasında alarm sistemi kurulmuş. “Sert tartışmalar sırasında olduğu gibi değişiyordu” diyor Levine, aşırı sağcı kardeşimiz için. Yani, başına bir şey gelmesin diye
Kanal D’nin 1 Nisan’da başlayacak günlük dizisi ‘Yaralı Kuşlar’, yurt dışında görücüye çıkıyor. ‘Elif’ dizisinin de yapım şirketi olan Stellar Yapım imzasını taşıyan projenin, yurt dışı pazarlamasını Eccho Rights yapıyor. Türk yapımlarının önemli pazarlama şirketlerinden biri olan Eccho Rights, projeyi ‘Wounded Birds’ adıyla, yeni yılın ilk önemli televizyon fuarı MIP TV’de (8-11 Nisan tarihleri arasında) tanıtacak. Yayınlanmadan müşteriyle buluşturulan ender yapımlardan...
150 milyon dolarlık sipariş!
Malum, halen Türk dizileri ‘Telenovela’ kategorisinde dünya çapında bir satış yapıyor. ABD’den sonra ikinciyiz.
Ve bu sektörün önemli isimlerinden biri, geçtiğimiz yıl yukarıda sözünü ettiğim Cannes’daki televizyon pazarında alınan sipariş rakamını söyledi. Tabii, tam değil
ama yuvarlak hesap, 150 milyon dolar. Bakalım bu yıl ne olacak? Bu rakama ulaşılabilecek mi?
Alişan TRT’den kaç TL aldı?
‘Çukur’un, bana göre de her sahnesi keyifle izlenen oyuncusu Vartolu Saadettin, (Erkan Kolçak Köstendil) şu sıralar reklamlarda... Ev ahalisinin ilk tepkisi, “Acımasız mafya lideri, kek reklamında oynuyor, karizmaya uyar mı?” şeklindeydi. Böyle çok dikkat çeken rollerdeki oyuncuların reklam seçimlerine özen göstermesi gerek. Mesela, ‘Kadın’ dizisinin başrol oyuncusu Özge Özprinçci, acıların kadını haliyle, birden çikolatalı kek yiyen mutlu kadın olarak karışımıza çıkmıştı.
İmaj yönetimi ehil ellerde olmalı!
Et zammı Osmanlı’dan beri var!
‘Payitaht Abdülhamid’in geçtiğimiz hafta yayınlanan bölümünde bir zam sahnesi vardı. “Fuat Efendi’nin tutuklanmasına karşı bir tepki bu” diyor Mahmud Paşa ve Abdülhamid’e zam listesi sunuluyor. “Nedir bu ete yüzde 40 zam yapılmış, ekmeğe yüzde 35?” diye gürlüyor padişah. Ev ahalisi, “Demek o zamanlarda da böyle zamlar varmış” dedi!
Alihan soğan gibi, kıymetli
‘Yasak Elma’da Dündar, bekarlığa veda gecesi yapıyor. Sazlı-sözlü pavyon muhabbeti... Emir’den vurucu bir Alihan yorumu geliyor: “Sen kıymetlisin, değerlisin soğan gibi! “Soğan ne yaaa?” diyor Caner... “Soğan fiyatları neden tavan yaptı? Çünkü ağlatan kıymetlidir. Bak Alihan’a milleti
Çamlıca verici istasyonu, benim televizyon üzerine haber yapmaya başladığım muhabirlik zamanımdan bugüne kadar vardı. Kaç haber yaptığımı hatırlamıyorum. 1992 yılında yazdığım ‘İzlenemiyor, dinlenemiyor’ haberinde, ‘Çamlıca’ya bir kule projesinden bahsediyorum. O günlerden bugünlere geldik. Çamlıca’daki 388.5 metrelik kule, temmuzda açılacak. 2016 yılında başlanmıştı inşatına... TV kanallarınını yanı sıra bir de işin özel radyoları var. Büyük sıkıntı bu noktada. Bu kulede 104 radyo vericisi olacağı söyleniyor. Avrupa’da radyo vericileriyle önemli bir kule Eyfel Kulesi’dir. Kulede özel ve devletin olmak üzere 32 radyo istasyonu vericisi var. Bu sektörün içinde yer alan bir isimle konuşuyordum. “Çamlıca 104 radyoyu kaldırmayabilir. Eyfel’deki sınırdır. Yangın çıkma riski bile mevcut olabilir o derece tehlikeli” iddiasında bulundu. Duyduğum, nisan ayında ilk deneme yapılacak. Temennimiz sistemin hiçbir sorun çıkarmadan tıkır tıkır işlemesi.
Yine de, “104 radyo fazla değil mi?” sorusu da bir kenarda bulunsun.
Neden dijital yayın olmuyor?
Televizyonları karasal yayından izleyen neredeyse kalmadı. Uydulara yüklendik şıkır şıkır izliyoruz. Frekans sorunu yok. Peki radyolar için
Michael Jackson’a yönelik çocuk istismarı iddialarının yer aldığı ‘Leaving Neverland’ belgeseli, olay oldu. Sundance Film Festivali’nde ilk gösterimini yaptı, daha sonra Amerikan HBO kanalında yayınlandı. Peki neydi konu? Yönetmen Dan Reed’in çektiği belgeselde şimdi 30’lu yaşlarda olan üç isim cinsel istismara uğradıklarını anlatırken anneleri, eşleri ve kardeşleriyle yapılan röportajlarla olay derinleştiriliyor. 2009 yılından bu yana Jackson’la ilgili bu iddialar konuşuluyordu. Belgesel yayınlandıktan sonra, şarkıcıyla ilgili yeni gelişmeler oldu.
Radyolar yayınlanmıor
Bazı İngiliz ve Norveç radyolarının bir bölümü Jackson şarkılarını kısmen, bir bölümü ise tüm şarkılarını ‘playlist’lerinden çıkarmış. Mesela BBC 2 radyosu... Kanada’da Montreal şehrinin önemli üç radyo istasyonu, Yeni Zelanda’da Media Works grubuna bağlı radyolar, ‘Michael Jackson şarkılarını, dinleyiciden gelen tepkiler üzerine’ yayınlamama kararı aldı. Bir de durum değerlendirmesi yapanlar var.
Bizde ne olur?
Açıkçası öyle çok tantana filan olmadı. Twitter yıkılmadı, mitinglerde konuşulmadı, RTÜK pek ilgilenmedi. Çok fazla da yabancı müzik çalan radyomuz yok! Arada kaynar gider diye düşünüyorum.
Star
‘Yasak Elma’, kendisiyle kafa bulan ve kıvamıyla şu sıralar ekranın en çarpıcı dizilerinden biri olduğunu söyleyebilirim. Ev ahalisi, son bölüm Zeynep’in bekarlık partisindeki ekonomik striptizci sahnelerinde hayli güldü. Ailesini geçindirmek için ek iş ‘evinizin dansçısı’ olarak sürdüren, nakit olmadı, elinde post makinesiyle gelip kredi kartına taksitle çalışan şişman abi fikri, muhteşemdi. Hele geçtiğimiz bölüm Mafya kardeş Dündar’ın ailesinin kız isteme hikayeleri... ‘Annem Afife, babam Yaşar tanıyorsunuz, amcam, yengem, dayım, bizim çocuklar’ diye kalabalik bir aile topluluğuyla kız istemeye gelen Dündar ve sonrasında yaşananlar... Afife’nin Caner’i pek beğenip evde olan biteni anlamaya çalışmasıyla ilgili sahneler başa sarıp tekrar izlenesi bir keyifteydi. ‘’Halit Bey’in kardeşi miydin sen?” sorusuna, Caner’in, “Yok, ben onun üçüncü eşinin kardeşiyim”le başlayan bilmece, Afife Hanım’ın; “Şimdi giden kız kim?”le devam etmesi, ardından aldığı; “O şimdiki eşi Yıldız” karşısındaki hayreti... Hele Ender’le ilgili kardeşi Caner’den gelen bilgiler; “Ablam olur. Ayrıca Lila’nın dayısı Alihan kendisi Halit Bey’in iş ortağı olup, ablamla görüşür. Çünkü onlarda evliler.” “Halit Bey
FOX’un dizisi ‘Vurgun’ final yaptı. Yapımdaki üç ismin üzerine kurulu hikayenin bir film olabileceğinden bahsetmiştim. Erdoğan (Altan Erkekli), Nezahat (Aliye Uzunatağan) Mihri (Filiz Ahmet)... ‘Aşk nedir?’ sorusunun yaşamın içindeki karşılığını çok güzel yakalamış bir hikayeleri vardı projenin içinde. Benzer bir duruma FOX’ta yayında olan ‘Bir Aile Hikayesi’nde rastladım. Bir sahne ışığı verdi. Beste (Elçin Afacan) ile onunla internette tanışıp aşık olan adam rolündeki Alican Altun... Buluşma yerine elinde çiçek giden genç adam (Alican Altun) kapıdan girince Beste’yi otururken görüyor ve kararını değiştirip, geri dönüyor. Tesadüf, bir spor salonunda yan yana geliyorlar. Altun’nun rumuzu Mahçup Adam... ‘İşim çıktı’ yalanı tutmuyor. Beste, “Senin geldiğini biliyorum. Anlamadığım fotoğrafımı da gördün beklediğinden daha mı şişman çıktım?” diyor. Mahçup Adam, “Hayır beni beğenmezsin diye panikledim” diye yanıt veriyor. Beste şaşırıyor. Mahçup Adam’ın “Bir kahve içelim mi?” teklifine, “Hayır” diyor Beste. “Sonra görmezsin yüzümü” diye ısrar ediyor genç adam. “Zaten bi daha bu yüzümü görüp napacam diyorsun ki haklısın. Hoşça kal” diyerek gidiyor. Beste, “Mahçup Bey” diye sesleniyor...