Sezin Sivri

Sezin Sivri

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Size bir sır vereceğim bu hafta ‘vazgeçebilmek ’in hayatımızdaki pek çok kapıyı açan bir sihirli anahtar olduğunu anlatmaya geldim. Vazgeçmenin sırlarını öğrendiğimizde bu dünyada hiçbir şey sizi, beni geride bırakmaktan ve yeniden başlamaktan alıkoyamayacak.
Oldukça zorlu bir konu bu hepimiz için vazgeçebilmek! Başlığı okunuzda bile sizde pozitif duygular uyandırmadığına eminim. Kendi kendinize “Vazgeçmenin neresi güzel?” bile demiş olabilirsiniz. Ama emin olun belki benim yazımla başlar ve ardından yazar Guy Finley’in ‘Vazgeçebilmek’ kitabını okursanız; hayatımızda artık bizlere hizmet etmeyen, bizi yükseltmeyen, bizim içimizde fırtınalar kopartmaya yetmeyen ve vazgeçemediklerimize, o sıkı sıkı tutunduklarımıza aynı şekilde tutunmaya devam ettikçe aslında neleri kaçırmış olduğunuzu anlayacaksınız. İşte o noktadan sonra başlıyor vazgeçebilmenin güzelliği.
Hiç düşündünüz mü vazgeçmek neden bu derece zorluyor bizleri? Çünkü var olanın, yani süregelmekte olanın muhteşem bir değişikliğidir vazgeçmek. Var olanı bırakabilmektir. Bırakmak demek, ondan ayrılmaktır, ondan bağımsız hale gelmektir, yani ondan daha ileriye geçebilmektir. İşte vazgeçmek tam da bu noktada başlıyor, artık kendimizi tanımladığımız şeyler içerisinde o şeyi bulamaz oluruz, çoktan gitmiştir. Aynı şekilde biz de farklı bir yöne savrulmuşuzdur; yani değişim gerçekleşmiştir; bırakmışlık, vazgeçmişlik ve işte vazgeçebilmiş halimizdeyizdir.
Gerçekten bu derece zor mudur vazgeçmek, yoksa onu zor yapan sadece bizlerin algısı mıdır? Bizler aslında vazgeçmeyi kaybetmek ile eş tutarız. Vazgeçmek demek, yani bir şeyi bırakabilmek demek aynı zamanda onu kaybetmektir; yani yitirmek beliriverir akışımızda. Aslında gerçekten ortada bir kayıp var mıdır? Bizi mutlu etmeyen, tatmin olmadığımız bir evliliğin içinde olmaya devam etmek, istenmediğimiz bir ortamda varlığımızı sürdürmeye ısrar etmek, yaşam amacımıza uygun olmayan, bizi biz olmaktan alıkoyan işlerde çalışmak asıl kaydediş bu değil midir? Tüm bunlardan özgürleştiğimizde yepyeni ve tüm yüklerinden kurtulmuş bir insan olarak çıkmaz mıyız hayatın karşısına? Bu vazgeçişler değil midir bugünkü bizi biz yapan. Bize kendimizi anlatan, kendimizi bulmamızı sağlayan o vazgeçiş dönemleri ve sonrasında getirdikleri değil midir?
Bu yüzden aslında hayatta kaybetmek veya kazanmak olduğunu düşündüğümüzde kendimize veya başkalarına haksızlık etmekteyiz. Hayat bir akış halinde bazı yol ayrımları önümüze çıkardığında evet seçimler yapmak zorunda kalıyoruz. Bazen bu seçimler hiç de kolay olmuyor. Fakat vazgeçmek artık bize hizmet etmeyen yolları yürümektense yepyeni bir yolun mümkün olduğunu görmek demektir. Vazgeçmek aslında ellerimizi kesen bir ipi bırakmak ve yaralarımızın iyileşmesine kendi kendimize izin verebilmek demektir. Ve vazgeçmek evet her ne kadar o an acı verici gibi görünse de oluşa kabul verebilmek demektir.
Peki, tüm bunlar her şeyden mi vazgeçmemizi gerektiriyor veya kendimize inanmaktan da mı vazgeçelim? Tabi ki hayır! Vazgeçmek ile kast ettiğimiz kendi kendimize görmemek üzere inat ettiğimiz, o an üzüleceğiz diye kesmekten korktuğumuz kalıplarımız, yaralarımız belki bizi için için kanatan görmezden geldiğimiz bağımlılıklarımız veya bağlarımız… Yani cesaretle, korkmadan ve dönüşü olmaksızın gerçekten vazgeçmemiz gereken noktalar.
“Sorun, çoğumuzun seçimlerimizde de ısrar etmesidir; dolayısıyla şunu görmemiz yaşamsal: Şu anki yaşam deneyimimiz zaten yapmış olduğumuz seçimler tarafından belirlendi. Tekrar aynı seçim alanına dönmek niye? Zaten bunun hasadının mutluluk olmayacağından şüpheleniyoruz ve artık bu şüpheyi doğrulamamız gerekiyor. Kötü bir şey olmayacak! Aslında işe yaramaz düşüncelerimize yapışıp kalmayı bir bıraksak, yalnızca iyi bir şey olabilir.”
Mutluluğumuzu azaltan tüm başıboş düşünce ve duyguları her an için kolaylıkla kovabilme de gücüne sahibiz. Her gün bizim için muhteşem fırsatları ile gelir, işte vazgeçmenin gizli güzelliği bu her günümüzün mucizelerinde gizlenir…
Bana vazgeçebilmek kitabını bir arkadaşım hediye etmişti. Bazen biri girer hayatınıza ve aslında tam da ihtiyacınız olanı bilinçsizce avuçlarında sizi sunar. İşte bu kitap da öyle olmuştu benim için.
Aslında okunacak bir kitaptan çok alınacak bir ders olarak düşünebilirsiniz yazar Guy Finley’in ‘Vazgeçebilmek’ kitabını. Bitirdiğiniz zaman vazgeçmenin gözde büyütülen bir durum olduğunu ve her şeyden vazgeçebileceğinizi farkına varıyorsunuz. Yazarın da dediği gibi eğer içimizdeki ışığın parlamasına izin verirsek ardından daha mutlu bir yaşam bizi bekliyor.