Sezin Sivri

Sezin Sivri

Tüm Yazıları

Sosyal medya sayesinde sanıyoruz ki herkes pek mutlu. Aslında biz sanmıyoruz da öyle sanılsın diye bu paylaşımları yapanlara kanıyoruz zaman zaman. Peki, gerçekten mutluluk mudur bunlar yoksa anlık tatminden öte geçmeyen şeyleri sahte mutluluklar mı sanıyoruz? Hücrelerin gerçek mutluluk ile sahte mutluluğu ayırt ediyor... Birçok insan, hayatında mutlu olmak ister. Mutluluğu yakalayabilmek için de çeşit çeşit şeyler yapar. Kimi boğaz kenarında güzel bir yemek yediğinde mutlu olur, kimi de bir hayır işi yaptığında…

Haberin Devamı

Peki, bu mutluluklardan hangisi gerçek?

Bu sorunun yanıtını, “Her ikisi de gerçek” diyerek verebiliriz. Ancak, hücrelerimiz bizimle aynı fikirde değil. Birleşik Devletler’deki Kaliforniya Üniversitesi ile Kuzey Karolina Üniversitesi’nin işbirliği altında gerçekleştirilen bir araştırmaya göre; hücrelerimiz bu olaylardan sadece bir tanesini gerçek mutluluk olarak algılıyor.
Yapılan araştırmada, hücreleri yakından inceleyen bilim adamları, her iki duruma karşı, bağışıklık sistemimizdeki hücrelerimizin verdiği tepkiyi incelediler ve hiç beklemedikleri bir sonuçla karşılaştılar.
Araştırmaya göre, güzel bir pasta yemek, iyi bir tatil yapmak, güzel elbiseler giymek ya da hoş bir arabaya binmek insanları yanlız o an için mutlu edebiliyor. Bilim adamları bu hissi, mutluluk değil, “anlık tatmin” olarak yorumluyor.
Aç bir kimseye yardım etmek, ihtiyacı olana yardımda bulunmak, hayır işleri yapmak ise; uzun vadede hücrelerimiz üzerinde son derece pozitif bir etkiye sahip. Nasıl mı? Bir amaç uğruna yaşamak, hücrede bulunan kronik stresle ilgili genleri büyük ölçüde azaltıyor. Kısa süreli mutluluk anlarıysa, hücredeki stres genlerini artırdığından, romatizmaya, kalp hastalıklarına neden oluyor ve stres kökenli hastalıklara karşı bağışıklık sistemimizi çökertiyor. Böylece, kendilerine bir amaç edinenler, hem mutlu hem de sağlıklı; bir amacı olmayan ve anı yaşayanlar ise hem mutsuz hem de sağlıksız oluyor.
Kaliforniya Üniversitesi’ndeki araştırma ekibinin lideri Barbara L. Fredrickson, elde ettikleri sonucu şöyle tarif ediyor:
“Günlük aktiviteler kısa süreli hazlar sağlasa da; uzun vadede negatif fiziksel sonuçlar doğuruyor. Hücresel düzeyde bakarsak, vücudumuzun tepki verdiği tek bir mutluluk türü var; o da bir amaç uğruna yaşamak ve o amaca bağlı olmak.”
Kuzey Karolina Üniversitesi’nin internet sitesi üzerinden yayınlanan araştırmanın sonucuna göre, manen doyurucu işlerle meşgulseniz, ne sizin ne de hücrelerinizin mutsuz olması imkansız… Ancak, tek arzunuz güzel bir yemek, lüks bir ev, pahalı bir tatilse, kendinizi mutluymuş gibi hissedeceğiniz anlar yanlızca yemeğinizi yerken, evinizi satın alırken ve tatildeyken geçirdiğiniz anlarınızla sınırlı olacak. Yemek ve tatil bittikten sonra ise bu “tatmin bulma” hissi ortadan kalkmış olacağı için, bıkkınlık ve sıkılma başlayacak; depresyon ve stres baş gösterecek.
Görünen o ki, hayatlarında uzun vadede mutluluğu yakalamak isteyen ve sağlıklı bir yaşam sürmek isteyenler için mutluluğun anahtarı, anı yakalamakta değil; gerçek bir amaç uğruna yaşamakta saklı.
Araştırmalar için kaynak: University of North Carolina at Chapel Hill (2013, July 29). Human cells respond in healthy, unhealthy ways to different kinds of happiness.
http://uncnews.unc.edu/content/view