Sezin Sivri

Sezin Sivri

Tüm Yazıları

Evet, var böyle bir hastalık ‘sürekli meşgul olma hastalığı!’ Hatta meşgul olmayanı adamdan saymıyorlar.
Ne kadar meşgulsen, ederin o kadar bu devirde. Statü sembolü!

Kadını, erkeği, çocuğu, çalışanı çalışmayanı, yaşlısı, genci herkes pek bir meşgul. Neden peki?

Suçu teknolojiye ve modern çağın gereklerine attığınızı duyar gibiyim.

Bence hiçbir gerekçeyi bahane etmeyin, içinizdeki kendinizi değerli hissetme/gösterme ve sevilme ihtiyacınıza bakın.

***

Orada burada karşılaştığımızda adet yerini bulsun diye halimizi, hatırımızı soranlar ve arkasından sırasını bekleyip yaptıklarını anlatmak için can atanlarla dolu etrafımız.

Haberin Devamı

Ben onlara “pek bir şey yaptığım yok, bildiğin gibi birkaç konu üzerinde çalışıyorum sadece” deyip geçiyorum. “Olduğu kadar artık”demeyi de ihmal etmiyorum.

Bazen de telefon çalıyor yine aynı soru “neler yapıyorsun?”a cevap olarak “hiç, düşünüyorum sadece” dediğim oluyor.

Anlayamıyorlar, ‘insan hiçbir şey yapmadan sadece düşünerek zaman geçirebilir mi?’

Zaten nasılsın diye sorma sebepleri aslında sadece bu çoğu zaman, kendi yaptıklarını, meşguliyetlerini anlatmak.

Ve bu durumda olan sadece yetişkinler değil. Çocuklar bizlerden meşgul!

***

Kendi ile meselesini halledememiş ebeveyn, kendini çocukları üzerinden gerçekleştirmek ve tabii bir de kendine güzel bir meşguliyet edinmek için dayıyor çocuğa programları.

Çocukların ajandaları holding patronlarınkinden bile dolu. Bırakın çocuklarınız kirli, dağınık ve hatta sıkılan, bol bol boş zamanı olan çocuklar olsunlar.

Çünkü ancak bu şekilde insan olmayı, durabilmeyi ve meraklı olmayı ve o merakın sonucunda öğrenebilmeyi öğrenebilecekler.

Günümüz insanı ikiye ayrılıyor: Bir tarafta pazartesi sendromu yaşayıp, aklını, kariyer, iş, başarına takmış, sosyopat olup popüler olan ve biz aile boyu şahaneyiz, her şeyi bilir, her şeyden anlarız, her yere gitmişliğimiz vardır ve çok meşgulüz diyenler...

Diğer yanda sayıları az ve nesilleri tükenecek de olsa yaptıkları, başardıkları onca işin ve kurdukları sağlıklı insan ilişkilerinin arasında boş vakti olan, kitap okumuş olmak için değil de, meraklarını gidermek ve ilgi alanlarının en derinlerine inmek için kitap okuyan, keyifle kahvesini yudumlayan ve uzun uzun seyahatlere çıkabilen, çocuklarının kendilerini bulamalarına ve kendileri olmalarına izin veren diğer bir grup.

Haberin Devamı

***

Aslına bakarsanız birinin diğerinden daha az üretim yaptığı, daha az sosyal olduğu falan yok: aradaki fark sadece algı, kendini bilme ve sunum farkı.

Harvard’dan Columbia’ya pazarlama profesörleri son çalışmaları bu durum için şöyle diyorlar:

“Meşgul olmak aslında olumsuz bir durum ve zaman yetersizliği olarak tanımlansa da, aslında “busyness” ay çok meşgulüm ve hiçbir şeye zamanım yok hissiyatı ve algısı olarak tanımlanabilir.”

Sokrates der ki: “Üzerinde düşünülmemiş, sorgulanmamış bir hayat yaşamaya değmez.”

Bu kadar meşgulken bunu nasıl başarabiliriz?

‘Meşgul olma hastalığı’, hem sağlığımız hem de ruhumuz için yıkıcı etkilere sahip. Çünkü sürekli meşgul olma hali, ailelerimizle, sevdiklerimizle dolu dolu zaman geçirebilmemizi ve aslında en derinlerinde çok arzuladığımız ve ihtiyacımız olan birçok şeyi sürekli baltalıyor.

Haberin Devamı

John Lennon’un dediği gibi “Bazıları burada ve şu anda yaşamaktan başka her şeyi yapmaya hevesli” ler. Siz onlardan olmayın.