Peter Lynch’in çok sevdiğim bir sözü var; “Her zaman endişelenecek bir şeyler vardır” der. Bu söz, ne olacağı en zor kestirilebilir borsa sektöründe başarı sahibi olmuş, gerçeklerle yüzleşme becerisi ve analiz yeteneği yüksek bir mantık adamı tarafından söylendiği için beni çok etkiliyor olabilir. Paniklediğim ve endişelendiğim anlarda aklıma bu cümleyi getiriyorum. Böylece endişelenecek onca şey varken, ararsan yüzlercesini bulabilecek iken, gereksiz endişelerden kurtulmanın ve doğru riskleri almanın gerekliliğini hatırlıyorum.
***
Peter Lynch ismini duymamış olabilirsiniz, kimdir derseniz; zamanında ABD’nin en büyük yatırım fonu olan Fidelity Magellan’ı tüm dünyaya tanıtan adamdır. 20 milyon dolarla aldığı fonu, 14 milyar dolar yapmıştır.
Karışık analizlerden ve temel hesaplamalardan ziyade, çok basit anlamda teknik analizle ilgilenir. ‘Kokteyl’ isimli bir teorisi vardır ki, sadece borsada değil hayatın pek çok alanına uyarlanabilir.
Kokteyl teorisini kısaca özetleyecek olursam, bir kokteyle gittiniz; İnsanlar “Aman borsa ne berbat” diyorlarsa, güzel güzel kâğıt toplanır. Ama temeli düzgün kâğıtlar toplanmalıdır. İnsanlar “Oh oh borsa ne güzel” diyorlarsa, dikkatli olunur. Trafikteki sarı ışık pozisyonu alınmalıdır. İnsanlar kokteylde size gelip de, “Şunu al, bunu al” şeklinde kağıt önermeye başladıklarında, usul usul maldan çıkılır. Yani söylenene ya da mevcut görünen duruma değil görünenin arkasındaki gerçeğe bakılıp adımlar atılmalıdır.
Yaşamın her alanında seçimin doğru yapılmasının önemi büyüktür. Yanlış seçimler de, doğru seçimler kadar önemlidir. Bazen daha da önemli bile olabilirler.
İstisnalar da her zaman vardır ve hep var olacaklardır. Bazen bataklıkta bir gül büyümektedir, bazen de gülistanda diken. İstisnalar üzerine genel yasalar düzenlemek doğru olmasa da açıklayamadığımız şeyler, genellikle istisna olan konulardır. Ve ezber bozan insanlar, istisnalardan büyük başarılar yaratanlardır.
Ali Poyrazoğlu’nun da söylediği gibi ”Kendinize kendinizden haber vermeniz gerekir.” İçinizden gelen sese kulak vermelisiniz, istisnai bir durum bile olsa sizin bunu gerçekleştirebilme yetiniz olup olmadığına bakmalısınız.
***
Çin düşünürü Lao Tzu, akıl ve karar vermekle ilgili söyle bir nasihat da bulunur; “Acele karar vermeyin. Hayatın küçük bir dilimine bakıp tamamı hakkında karar vermekten kaçının. Karar; aklın durması halidir. Karar verdiniz mi, akıl düşünmeyi, dolayısı ile gelişmeyi durdurur. Buna rağmen akıl, insanı daima karara zorlar. Oysa gezi asla sona ermez. Bir yol biterken yenisi başlar. Bir kapı kapanırken, başkası açılır. Bir hedefe ulaşırsınız ve daha yüksek bir hedefin hemen oracıkta olduğunu görürsünüz.”
Her zaman endişelenecek bir şeyler vardır. Bahane bulmayı bırakmak gerekir. Akıl karar vermek için, hatta bazen zordan kaçmak için bol bol bahane üretir. Türk insanı olarak bahane bulmada konusundaki yeteneğimiz ortada zaten. Endişe çukurunda boğulma tehlikesi ile acele karar vermek sadece hızlı adımlarla kendinizden kaçmanıza neden olur. Mantığı elden bırakmadan gerçekte ne istediğinize bakmalı, bedeninizin, kalbinizin, ruhunuzun sesini dinlemelisiniz. Neyin imkânlı, neyin imkânsız olduğu büyük oranda size bağlıdır. Gerektiğinde “Üzerinize deli gömleğimi giydim; korkmaktan korkmayacak kadar korkusuzum artık!” diyebilmelisiniz.