Kadınlar Günü’ne itirazım var

Sizi Dünya Kadınlar Günü kutlamalarını icat eden ama adını dahi bilmediğimiz bir kadınla tanıştırmak istiyorum; Clara Zetkin ile...

Kendisi sıkı bir kadın hakları savunucusudur ve 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasını öneren kadındır.

Clara Zetkin’un 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısındaki önerisi ile 1910 yılından bu yana Dünya Kadınlar Günü; insan hakları temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesine, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanmasına ayrılmaktadır .

Maalesef ki ülkemizde yapılan Dünya Kadınlar Günü kutlamalarının pek çoğunun 23 Nisan’da çocukları makam koltuklarına oturtmaktan pek bir farkı yok aslında.

Sadece sembolik olarak kutlanan, içerik olarak yapılanların farkındalık sağlamadığı, hatta gerçeklikten uzak abartıldığı, sonuç olarak da içselleştirilmediği bir dizi etkinlik yaparak bugünü kutluyor olmamız çok üzüyor beni.

Sexism’in (cinsiyet ayrımcılığı) kadına yönelik pozitif anlamada yapıldığı, içi boş sözlerle kadın üstünlüğünün anlatıldığı ve bunun şakşakçılar tarafından alkışlandığı bir güne çevirmişiz Dünya Kadınlar Gününü. Bu şekilde gerçekleştirilen Dünya Kadınlar Günü kutlamalarına itirazım var.

***

Bence bugünün hakkı iki şekilde verilebilir.

Ya Clara Zetkin gibi konuya insan hakları temelinde yaklaşarak kadın hakları için birtakım girişimlerde bulunur ve farkındalık çalışması yaparsın.

Işık olursun diğer kadınlara; ortak akıl yürütür, çalıştaylar yapar, projeler çıkarır ve devamını getirirsin.

Ya da konuyu erkek egemen dünya da kadın olmak tarafından ele alır, öze dönmenin, dişil enerjinin gücünü keşfetmenin ve yaşamanın yollarını avantajlarını anlatır, farkındalıkla dönüşüm başlatır taşları yerli yerine oturtmaya çalışırsın.

***

Kadın erkek eşit değiliz. Kadın erkek eşit olmamız, yaradılışımız nedeniyle mümkün olmadığı gibi birbirimize göre üstün niteliklere, özelliklere sahibiz.

Eşit haklara sahip olmalıyız fakat kesinlikle aynı ya da eşit değiliz.

Kadınların erkeklere göre üstünlükleri, erkeklerin de kadınlara göre farklı üstünlükleri var.

Ama hiçbirimiz diğer cinsimize oranla eksik, noksan, yetersiz ya da değersiz değiliz.

Mühim olan cinsiyet ile gelen, eril dişil enerji kaynaklı üstünlüklerimizi kabul edebilmemiz, yaşamda doğru kullanabilmemiz ve iyi niyetlere alet etmemiz.

Birbirimizin varlığından güç almamız, güçbirliğine gitmemiz.

***

Kadın olmanın zorluklarına odaklanmak, var olabilmek, güçlü ve egemen olabilmek için kadınlığı reddedip eril enerjiye arttırmaya çalışmak dişi enerjiyi bloke ettiği gibi biz kadınları da özümüzden koparıyor.

Neler oluyor biz kadınlara böyle akıl sır erdiremiyorum.

Oysa dişil enerji; sezgiseldir. İçe dönüktür, duyguların farkındalığı vardır. Süreç odaklıdır. Yapıcı, üretken, yaratıcıdır. Estetik ve akıcıdır. Müthiş bir uyum yeteneği vardır.

Barış için, sevgi için, doğa için, aşk için artık dünyada dişil enerjisinin yükselmesi ***

Sevgili hemcinslerim kendinize daima dişil enerjinizi hatırlatın.

Dişil enerjinizi kutsamaya öncelikle kadın olmaktan onur duymakla başlayabilirsiniz.

Aynı zamanda sizi bütünleyen ve tamamlaya eril enerjilere teşekkür edin ve varlıklarını onurlandırın.

Kadınlığın keyfini sürmeye, kendimizi dişi hissetmeye ve sevmeye ihtiyacımız var.

Dünya kadınlar gününüz kutlu olsun.

Marilyn Monroe’nun da dünya kadınlar gününü kutlamak istiyorum.

Detaylarını daha sonra anlatırım.