Ne zamandır aklımda ‘iyi hissetmek’ üzerine yazacağım; nasip bugüne, kendimi en iyi hissettiğim günlerden birineymiş.
20 yıldır kişisel gelişim üzerine çalışan, 10 yılı aşkın zamandır profesyonel olarak koçluk yapan biri olarak ve belki de en önemlisi hayatı dolu dolu yaşayan, yaşarken de hem kendini hem çevresini durmaksızın gözlemleyen biri olarak çok net söyleyebilirim ki herkesin tek derdi var. O da ‘iyi hissetmek.”
Başarıymış, kariyermiş, çok para kazanmakmış, popüler olmakmış, aşık olmakmış, hatta çocuk sahibi olmakmış, hepsi hep birer iyi hissetme vesilesi. Gerçekte, en derinlerde tek istenen iyi hissetmek...
İyi hissetme hali konusunda doğru bildiğiniz bir sürü yanlış onduğuna eminim.
Gelin ben size bu “Pollyanacılık’ oynanıyormuş gibi yansıtılan kavramın iç yüzünü, doğrusunu göstermeye çalışayım.
***
Çoğumuzun ilişkilerinde sorun var ve çözümleri yıllarca erteliyoruz.
Karşımızdaki insanlarla nasıl iletişim kuracağımızı, onlara nasıl hitap edeceğimizi bilemiyoruz. İnsanları gerçekten anlamak için kendi benliğimizin dışına çıkıp aklımızı onların dünyasına gömmemiz gerekiyor ama yapamıyoruz.
Çoğu zaman onlarda gördüğümüz şeyin onlarla bir alakası olmuyor, daha çok bizim zihnimizdeki yaratımızdan kaynaklanıyor.
Eğer bu kişi akrabalarımızdan ailemizden biri eşimiz ya da çocuğumuz yani bize yakın olan biri ise durum çok daha zor bir hale geliyor.
En çok da kendimizle olan ilişkimiz sorunlu. Kendimizi sevmiyoruz.
Gerçi benim ‘kendini sevmek’ten kastım ile trend olarak kullanılan ‘narsizim ruhu taşıyan kendini sevmek’ kavramının arasında dağlar kadar fark var.
İlişkilerimizin iyi olabilmesini istiyorsak öncelikle kendimizle olan ilişkimizin iyileşmesi gerekiyor. Bunun yolu da iyi hissetmekten geçiyor.
***
Herkes iyi hissetmek ister. Hepimiz bunun peşinden koşuyoruz.
Çoğu zaman iyi hissetmek için neneler yapabileceğimizi düşünüyoruz.
Oysa iyi hissetmek zihni bıraktığımızda mümkün, bunun ne yazık ki farkında değiliz.
Üstelik her zaman iyi hissetmek zorunda da değiliz.
***
Duygu repertuvarımızda pek çok duygu var ve bunların hepsi bizim deneyimlememiz için varlar.
Hisler çok önemli. Neyi neden yaptığımızın bilincinde olmak çok önemli.
Hisleri hissetmenin farkına varmanın ne demek olduğunu çoğumuz bilmiyoruz ya da unuttuk. Aslında kötü diye diye bir şey de yok, kötü bir şey hissettiğimizde bu zihnimizden kaynaklanıyor.
Kendimizi korkutucu, olumsuz şeyler düşünüyoruz, kuruyoruz ve bu düşüncelerimize inanıyoruz.
İnandığımız zamanda o düşünceyi hissediyoruz, his bu demek.
Hiçbir şey düşünmediğiniz an, doğada, spor yaparken, denizi seyrederken, şarkı söylerken vs. yani düşüncenin dışındaki alanda fark edin ki o anlarda kendinizi hissediyorsunuzdur.
Ve o his genellikle iyidir. İyi hissetmek için ekstradan çaba sarf etmenize gerek yoktur. Hatta biraz daha ileri gidecek olursam iyi hissetmek zorunda da değilsiniz.
Düşünceden sıyrılmış, kendini hissedebilme ve kendin olabilme halidir iyi hissetmek.
Önemli olan hislerinizi ayırmadan insan olmanın en önemli kısmının hissetmek olduğunu hatırlamak ve iyi, kötü her duyguyu hissetmenin tadına varmaktır.
İnsan olarak bu dünyada vücut bulmamızın sebebi zaten ‘hissetmek.’
Önemli olan hissedebilmek ve hissettiklerimizden haz duyabilmektir. Her histe bir haz ve deneyim vardır.
Acının bile verdiği bir haz vardır. Hatta bazıları bu haz yüzünden acılarını geride bırakamazlar.
Aşk acısı çekip yıllarca ona saplanıp kalmış ya da mutsuz olduğu, eziyetli ortamları ne pahasına olursa olsun terk etmeyen insanlar vardır muhakkak çevrenizde.
İşte onlar bu durumdan, böyle hissetmekten, acıdan gizliden gizliye haz alıyorlardır da kendilerinin haberi yoktur.
Sizin de ara ara sancılı aşk şarkıları dinlediğiniz, sanki o acıyı yaşıyor gibi hissettiğiniz ve bunun hoşunuza gittiğinizi fark ettiğiniz olmuştur.
Arabesk neden var? Korku, gerilim filmleri neden çekiliyor? Acı, dalavera, ihanet, psikolojik ya da fiziksel şiddet dolu diziler neden reyting rekorları kırıyor sanıyorsunuz?
Ama iş uygulamaya geldiğinde zorlanıyoruz.
Öyle her hisse deneyim gibi bakabilmek ve haz alabilmek zor oluyor biliyorum. İyi hissetmenin nasıl mümkün olabileceğini bir sonraki yazıma bırakıyorum.
Siz haftaya kadar hissetmeye, her hissin verdiği hazzın farkındalığında kalmaya çalışın.