Bu güzel bayram tatilinde biraz daha derinlere inmek ve insani ilgilendiren temel konulara değinmek niyetindeyim. O nedenle de köşe yazıma dünyaca ünlü kişisel gelişim uzmanı, yazar Dr. Wayne Dyer’dan bir alıntı ile başlıyorum.
Dr. Wayne Dyer: “I Can Do It (Yapabilirim) konferansıma hazırlanırken, sahnede konuşmamı yaparken kullanmak üzere yanıma bir portakal almaya karar verdim. Sahneye çıktım ve elimde portakal, en ön sırada oturan 12 yaş civarı olan gence şu soruyu sordum:
“Bu elimdeki portakalı sıkabildiğim kadar çok sıkacak olsam, içinden ne çıkardı?”
Bana delirmişim gözüyle baktı ve “Tabii ki suyu” diye cevap verdi.
Peki dedim “İçinden elma suyu çıkabilir miydi?”
“Hayır” dedi gülerek.
“Peki ya greyfurt suyu?” dedim.
“Hayır” dedi yine.
“Ne suyu çıkardı içinden?” dedim.
“Tabii ki portakal suyu” dedi.
Peki dedim, “Neden portakalı sıkınca içinden portakal suyu çıkardı?” Biraz artık sinirlenerek “Çünkü bu bir portakal ve içinde de portakal suyu var” dedi.
Kafamı salladım ve dedim ki: “Şimdi farz et ki bu bir portakal değil de, sensin ve birisi seni sıkıyor, üzerinde basınç ve baskı uyguluyor, hoşuna gitmeyecek, seni kötü hissettirecek bir şeyler söylüyor. Ve senin de içinden öfke, nefret, kin ve korku çıkıyor. Neden? Çünkü bu genç arkadaşımızın da söylediği gibi içinde bu var da ondan.”
Dr. Dyer, bu durumu şöyle açıklamaya devam ediyor:
“Bu yaşamın en önemli derslerinden biri. Yaşam sizi sıktığında/boğduğunda, birisi sizi kızdırdığında/üzdüğünde içinizden ne çıkıyor? Eğer kızgınlık, acı ve korku çıkıyorsa bunun sebebi sizin içinizde de bu duyguların olmasıdır. Kimin sıktığı önemli değil, anneniz/kardeşiniz/çocuğunuz/patronunuz/devlet vs. herkes ve her şey olabilir. Eğer birisi sizin hakkınızda hoşunuza gitmeyen bir şey söylüyorsa, içinizde ne varsa dışınıza da o çıkar. Ve içinizde olan da size kalmış, sizin seçiminiz. Bu gibi durumlarda eğer içinizden ‘sevgi’ dışında demin bahsettiğim gibi ‘negatif duygular’ çıkıyorsa, siz buna müsaade ettiğiniz içindir. Bütün o negatif duyguları içinizden çıkardığınız ve yerine sevgi koyduğunuz anda, çok daha sağlıklı ve fonksiyonel bir hayatınız olur”.
Bazılarının önerdiği gibi kendinizi dinlememezlik etmeyin sakın. O içinizde size vesvese yapan korkularını projekte eden geveze teyzeyi kale alın, hesaba katın. He deyip geçmeyin. Görmezlikten gelip yok saydığınız sürece içinizde büyümeye devam edecektir. Unutmayın sonrasında sıkıldığınızda içinden onlar çıkar!
Beyninizin içinde yaşayan buluttan nem kapan vesveseli, geveze ve drama seven teyzeyi alın karşınıza iki dost gibi konuşun. O öncelikle ciddiye alınmak istiyor. Ciddiye alınmak demek ona inanıp dümeni ona bırakmak anlamına gelmiyor. Önce onu anlayın. Size ne demeye çalıştıklarına, neleri işaret ettiklerine bakın.
Yılda birkaç kez yapılan dip tırnak ev temizliği misali büyütmeden içinizdeki o teyzeyi ve Gülse Birsel’in önerdiği gibi görmezden gelip halının altına süpürmektense emek harcayın biraz üzerlerinde ve derinlemesine temizlemeyin. Böylelikle gerçek bir rahatlama ile yolunuza devam edeceksinizdir. Ancak o zaman hayata ve akışa gerçek anlamda teslim olmuş olursunuz.
Tüm duygularımız ile bir bütünüz. Her ne kadar korku, acı, öfke, kin gibi hoşumuza gitmeyen ve başa çıkmakta zorlandığımız duyguları “negatif duygular” olarak adlandırsak da onlar da huzur, mutluluk, neşe gibi normal insanı duygular. Körü körüne pozitif olmak uğruna bu insani duygularımızı inkar edip, bastırmayın sakın. Böyle yaparak en kötüsünü yapar yok etmeye çalışırken daha da güçlü hale getirirsiniz. İç dünyamız dış dünyamız üzerinde inanılmaz etkili.
Biz içimizde ne kadar huzurluysak etrafımıza da o kadar huzur veriyoruz. İçimizdeki pozitif enerjimiz ne kadar fazlaysa, bir şekilde hayatımıza bu pozitif etkileri çok fazla oluyor. Biz kendimizi ne kadar seversek (egoizmden bahsetmiyorum), çevremize de o kadar sevgi verebiliyoruz. O nedenle iç dünyamızı mümkün olduğunca sevgi dolu, keyifli ve huzurlu tutmak, ister istemez hayatımızın geneline de, ilişkilerimize de aynı şekilde yansıyacaktır.
Söylemek istediğim Dr. Dyer’in da dediği gibi: Bütün o negatif duygularınızla yüzleşip, altında yatan asıl nedeni bularak içinizden çıkardığınız ve yerine sevgi koyduğunuz anda, çok daha sağlıklı ve fonksiyonel bir hayatınız olacağı.
Mutlu ve sevgi dolu bayramlar dilerim.