Sabahları nasıl uyandığınızı düşünmenizi istiyorum. İşe gitmek için kurduğunuz alarmın çalması ile uyanıyor olmalısınız. Neyin alarmını kuruyorsunuz? Çalar saatinizin mi? Yoksa cep telefonunuzun mu? Belki de pek çoğunuzun çalar saati yoktur bile. Benim yok mesela. Peki, gün içinde zamanı nereden takip ediyorsunuz? Saatin kaç olduğunu öğrenmek için duvar saati ya da kol saatinize bakıyor musunuz? Zamanı öğrenmek istediğimizde genellikle elimiz ya mobil cihazlarımıza ya da bilgisayar ekranına gidiyor artik. Kol saatleri ve duvar saatleri bir aksesuar olarak varlıklarına devam ediyor.
İşte böylesine bir dijital yaşam sürecinde yaşıyoruz! 50 yıl öncesinde hayal dahi edemeyeceğimiz pek çok araç hayatımızın önemli bir parçası olmuş durumda. Pek çok araç da bu hızla hayatımızdan çıkmakta. Bir zamanlar sosyal medya ile alay ediliyor, hayal mahsulü bir oyun aracı olmaktan ibaret sayılıyorken şimdi devrim yaratacak nitelikte bir dijital dünya olduklarını bize ispatlamış bulunuyorlar. Buradan yola çıkarak diyorum ki, tıpkı dün olduğu gibi bugün de gelecek kolay kolay tahmin edemeyeceğimiz bir hal alacak. Daha hiçbir şey görmedik diyebiliriz.
Değişim, zamansız ve mekansız bir kavram, üstelik artık dijital dünyada gerçekleşiyor. Bu yüzden de dijital yaşamdaki veriler bizim için çok önemli! Sürekli dijital içerik üretiyoruz. Sosyal ağlar başta olmak üzere dijital hayat sayesinde bireyler ve olaylar hakkında inanılmaz büyük ve kapsamlı bir veri tabanına sahibiz. Bu veriler geleceği tahmin edebilmek, öngörebilmek için çok önemli. Artık herhangi bir şeyi ölçümlemek için araştırmalara, anketlere ihtiyacımız kalmadı. Dijital yaşamı gözlemleyerek dünya nereye gidiyor, neye ihtiyaç var çok net bilebiliyoruz.
Nesnelerin interneti, giyilebilir teknolojiler vb. kavramları konuşup tartışıyoruz artık. e-posta ve e-ticaret çoktandır hayatımızdaydı. Ancak onlar bile bu hızlı dönüşümden paylarını alıyor, şekil değiştiriyor. Dünyanın en ünlü Yönetici Koçlarından Marshall Goldsmith; “ Halinizden memnun olabilirsiniz ama her şey değişiyor, sürdürülebilen başarı için şunu anlamalısınız ki; Sizi buraya getirenler, oraya götürmeyecektir” der. Bu nedenle geçmiş yılların gereksinimlerine göre tasarlanmış iş yapış şekillerimizi revize etmeli, içinde bulunduğunuz zamanın gerçeklerine ayak uydurmalı, işimizi ve iş yapış şekillerimizi geleceğin ihtiyaçlarına göre tasarlamalıyız. Şu anda var olabilmek ve kendimizi, işimizi gelecek yılların gereksinimlerine hazırlamak için dijital ortama ve gerektirdiği değişime uyum göstermeliyiz. Sürdürülebilir başarı için özellikle teknoloji ve dijitalleşmede ikinci dalga konusunda bilgi sahibi olmaya çalışmalı ve gelişmelere hızla adapte olmalıyız.
Bruce Wills’in iTunes üzerinden satın aldığı müzikleri çocuklarına miras bırakabilmek için Apple’a dava açtığını duymuşsunuzdur. Mirasımız bile değişiyor gelecek, nesile artık dijital bir miras bırakmaya hazırlanıyoruz. Yaşamımızın dijital dönüşüm evresindeyiz. Kavramların değiştiği, dönüşümün engellenemediği bir dijital dünyanın getirdiklerini, gerçekten lehimize kullanabiliyor muyuz? Kendinize bu soruyu sormalısınız. Teknolojilerinin yaşamımızı nasıl şekillendireceğini merak ediyor olmak da bize pek çok fırsatı beraberinde getirecektir. Kaçınılmaz olan, dijitalleşen yaşamanızı, akıllı araçlarla akıllıca yöneterek teknolojiyi fırsata, fırsatları ise uygulamaya geçirmek için hiç zaman kaybetmemeliyiz.
Ve unutmamız gerek bir noktada dijital dönüşüm, sadece teknolojiyle değil, strateji ve düşünme biçimiyle de ilgili. Dijital çağ için gerekli olan dönüşüm, bilgi teknolojileri kullanmaktan çok stratejik yaklaşımını güncellemeyi içeriyor. Ve bireysel olarak dijital dönüşümüzle hayat buluyor.
Dijitalleşen dünyayı daha iyi anlamanız için size dijitalleşmenin iş hayatına etkilerini ve farklı kuşaklardaki yansımalarını gözler önüne seren kitapları önermek istiyorum. Keyifli, dönüştürücü okumalar dilerim.
Dijital Dönüşümde Oyunun Kuralları - David L. Rogers
Doğuştan Dijital - Ohn Palfrey ve Urs Gasser
Dijital Pazarlama - Dmian Ryan
Sosyal Medya İle Dijital Pazarlama - Alaattin Çağıl